27.BÖLÜM

654 37 0
                                    

Hayatım hep zorluklarla geçti sevgisiz ,bakımsız bir şekilde büyüdüm ama asla suratımı asmadım hep kendi kendime düşünürdüm benim ailem terk etmiş  olabilir ama hayata daha büyük sıkıntılar var daha büyük acılar herkesin hayatı mükemmel değildir ila  bir sorun bir engel çıkar hayatımıza ve biz onları aşarak daha mutlu olmaya çalışırız bunların hepsi aslında bir savaş tıpkı benim hayatım boyunca hep verdiğim mücadele gibi. Belki ailem olsaydı şu an ne Tekinin nede arkadaşlarımın nefretlerini, kinini ,kötü sözlerini ne duyar nede görürdüm aslında hatanın büyüğü birazda bendeydi Tekine taciz edildiğimi anlatmam lazımdı ama hatanın 100/50 si nasıl benimse 100/50 si de onundu çünkü beni dinlemeden yargıladı bana sürtük muamelesi yaptı, kardeşim dediğim insanlar bana sırtını döndü. Oysa ben Bora  için ne kadar çok uğraştım sırf aile sevgisinden mahrum kalmasın diye Azra ,Tuna hepsi için ne çok fedakarlıklar yapmıştım ama onlar tek bir fotoğrafla hayatlarından sildiler beni. Elimde  Tekinin evlenme teklifi etiği günün sonunda çekildiğimiz fotoğraf vardı o kadar çok  ağladım ki artık gözlerim alev alır gibi yanmaya bile başlamıştı. Tekin  beni evden kovduktan sonra sarp beni eski evime getirdi su ve Ezgi'nin yardımıyla üzerimdeki gelinliği çıkardık onları odadan kibar dile kovduktan sonra hıçkıra hıçkıra ağladım şu an nasılmıyım sarpın kolunda ağlamaktan heba olmuş bir kızım sarp konuşmuyordu sadece benim gibi oda ağlıyordu size saçma gelebilir ama sarpla biz buyduk hangimizin canı yansa birbirimize sarılırı ağlarız.
-Açelya
Sarpın sesi çatalı çıkmıştı  sanırım ağlamaktan ne hakım vardı benim bu adamı üzmeye evet canım çok yanıyor olabilir ama  canım yandığı için başkalarını üzmeye hakım yok ti ki
-özür dilerim sarp çok özür dilerim
Sarpın gözlerinin içine bakarak söylediğim cümleden sonra ilk şaşkınca yüzüme baktı  ardından ise kaşlarını çatı
-ne için özür diliyorsun
-sizi üzmemem lazım sarp evet canım çok yanıyor ama canım yandığı için sizi üzmeye hakım yok.
Sarp mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çatı
-saçmalama Açelya
-sarp baksana Ezgi ,Su,Selim,Kerim ve sen benim yüzümden ne hale geldiniz .
Tam sarp ağzını açıp birşey dyiceken Selim'in sesiyle ikimizde kafamızı kapı pervasına yaslanmış bana sinirle bakan arkadaşıma baktık
-hatırlıyormusun  Açelya beni bir gurup sıkıştırıp dövmüştü
Kafamı olumlu anlamda saladım
-evet hatırlıyorum
Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı
-o zaman  o günü sırf Benim için hepimiz nasıl toplanıp onları dövmeye gitmiştik bunuda hatırlıyorsun dimi.
Dediğinde aklıma o gün geldi.

Okula gelir gelmez kantine bizimkilerin yanına geldim hepsinin yanağına sulu birer öpücük bırakıp yerime oturdum
-ee selim nerde
Sarp elindeki telefonuyla bir kaç tuşa basıp telefonu kulagına koydu kısa bir süre sonra bana endişeli gözlerle baktı
-arıyorum ama açmıyor dün akşamda açmadı
-ne demek açmadı sarp
-aradım açmadı Açelya
Tam ağzımı açıp bir şey diyeceken  Ezgi'nin sesiyle hepimizin bakışları Ezgi'ye döndü şakın ve korkak gözlerle kantinin kapısına bakıp bir yandan da elini kaldırıp kapıyı gösteriyordu hepimiz Ezgi'nin baktı yere baktığımızda hızla ayağa kalktık
-Selim
Hepimiz selim diye bağırırken selim  rahat bir şekilde sandalyeyi çekip oturdu hepimiz Selim'in ağzı yüzü dağılmış suratına bakarken o gözlerinin bizden kaçırırken hepimiz tekrar yerimize oturduk derin bir nefes alıp konuşmaya başladım
-ne oldu bu halin ne
Selim'de benim gibi derin bir nefes aldı
-önemli bir şey degil
Sarp sinirle elini masaya vurdu
-ulan neresi önemli değil lan benim kardeşim dediğim adamı kim bu hale getirir lan
Selim'de sarp gibi elini masaya vurup
-sıkıştırdılar lan bir gurup  napcan bulcanmı hadi bulucan diyelim nasıl bulucan
İkisi tartışırken gözlerimiz bir sarpa bir Selim'e gidip dururken araya girdim
-selim hangi sokakta oldu bu
-her zaman gittiğimiz kafenin az aşağısındaki sokak
-tamam
Dediğimde herkes bana şaşkın şaşkın bakarken telefonumu çıkarıp Neco'yu aradım sokaklar Neco'dan sorulur
Telefon kısa bir süre çaldıktan sonra açıldı
-oo Açelya abla bir sorunmu var
-Neco sana işim düştü ablacım be
-buyur abla
-benim sürekli gittiğim kafe varya
-evet
-onun az aşağısında bi kaç çocuk takılıyormuş dün gece benim kardeşimi sıkıştırmışlar onların yerini öğrenip bana mesaj atsana
-senin kardeşine yamuk yapan bize yapmış olur abla sen oldu bil ben paket yapar sana adresi mesaj atarım
-sağolasın Neco
-asıl sana sağol ablam sana ne yapsam hakını ödeyemem
-eyvallah kardeşim dikkat et
-sende ablam
Telefonu kapattığımda hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu
-bakmayın bana öyle Neco iyi çocuktur oda benim gibi kimsesiz sokakları çok iyi tanır ondan aradım onu birazdan bulur adresi bana mesaj atar bizde gider Selim'e yaptıklarının aynısını onlara yaparız.
İlk kendine gelen sarp oldu
-sen kimsesiz  değilsin biz varız
Dediğinde otuz iki diş sırıtıp
-biliyorum canım ama bunu sonra konuşsak malum kavgaya gidiyoruz ya 
Hepsi beni onaylayınca Neco'nun atığı adrese gelip hepimiz adamları bir güzel dövdük tam arabaya binicekken selim kolumu tutup bana sım sıkı sarıldı ve kulağıma fısıldadı
-her ne olursa olsun bu kardeşin seni asla ama asla yalnız bırakmayacak iyi gündede kötü gündede bunu asla unutma ve teşekkür ederim
Yüzümde tebessümle bende onun kulağına fısıldadım
-kardeşler arasında teşekkür olmaz
- o zaman kardeşler arasında acı ve mutlulukta olmaz dimi herşeyi beraber yaşarlar dimi
Dediğinde kafamı olumlu anlamda salamıştım.

Kafamı kaldırıp Selim'e baktığımda yüzünde acı bir tebessümle konuştu
-kardeşler arasında acı ve mutluluk hep beraber yaşanırdı hani ne çabuk unutun
Konuşmak yerine Selim'e sımsıkı sarıldığımda hepsi koşup bana ve Selim'e sımsıkı sarıldı

-iyiki varsınız
Dediğmde Su konuştu
-asıl sen iyiki varsın Selim ve sarpınki gibi olaylarda  hep  yardıma ilk koşan sen oluyorsun ne zaman düşücek gibi olsak sen elimizi tutuyorsun bırakta  şimdide biz senin elini tutalım.

Hepsine baktığımda başını olumlu anlamda saladılar bir kez daha anladım kötü günde dostların beli  olurmuş.
-iyiki varsınız sizi çok seviyorum..

Okyanus gözlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin