Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerin. Yeşildi. Zayıftın ama güçlüydün çok uzun boylu değildin ama dedim ya sende kimsede olmayan bir çekicilik vardı. Herkes etrafında olmak istiyordu. Herkesi kıskanıyordum, ben sana ulaşamazken onların sürekli etrafında olması sinirlerimi bozuyordu, içten içe bir fark yaratmalıydım. İçten içe sana hayranlık kurmaya devam ederken bir şey oldu. Benimle konuştun, saf kalbim; hemen sevindi. Ne kadar mutluydum, içim neşeyle dolmuştu bilemezsin.
Benim gözlerim seni ararken senin gözlerin onu arıyordu. Çok üzülüyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Ne yapabilirdim etrafında dolaşan bir gölge olmaktan başka? Ama farkettiğim şeylerde vardı.
Benim pembe rengini sevdiğimi biliyordun. Gülümsüyordun. Bazen bana bakışlarını yakalıyordum. İnsana huzur ve güven veren bir yanın vardı. Bazen sana olan hislerimi kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Kendi kendime kendini kaptırma, kendini kaptırma deyip duruyordum. Bazen her şeyi bir kenara bırakıp tüm imkansızlıklara rağmen tek istediğim sana sarılmak oluyordu. Tükeniyordum farkında değildim. Sana olan sevgim beni zehirliyordu.
O gün okul kütüphanesinde yalnız kalmıştık, ben kitaplara bakarken sen kırık bir masayı tamir ediyordun. Ah sahi ya bundan bahsetmeyi unuttum sen sürekli bir şeyleri tamir ederdin. Elinde tornavida yada matkapla oradan oraya koşuştururdun. Göz göze gelince gülümsedik ve ortadan saçma sapan konuşurken, ben sana kendimle ilgili her şeyi anlattım. Ben anlatırken, ağladım sen dinledin. Ağır şeylerdi kimsenin kolay kolay anlamayacağı şeyler ama sen içten içe hep biliyordun bir şeyler olduğunu.
"Sen hiç sevilmemişsin, sevgi ne bilmiyorsun." dedin. Öylece kalakaldım, doğru olduğu için değil bunu bu zamana kadar bana yakın olan kimsenin farketmemesi, ama senin bu kadar kısa sürede farketmen yüzünden... "Yaratıcı kimseye taşıyamayacağı yükü vermezmiş." diye devam ettin. O gün bana bir o kadar yakın bir o kadar da uzaklaştık. O gün sana daha çok bağlandım. İstersen eve geç gidebileceğimi birlikte vakit geçirebileceğimizi söyledin. Ben kendimi birden kötü hissetmeye başladım. Sana hissettiğim şeyler yanlıştı ve ben bile bile bu yanlışa kendimi kaptırıyordum.
Bir gün okulda bütün gün seni göremedim. Benim adımı söyleyerek etrafta bağırırken, karşılaştık ben yüzümde ki en aydınlık gülümseme ile karşılık verirken, "Gel özledim seni." dedin. Ah zavallı kalbim o an için kendini feda edebilirdi.
Ne kadar çok dua ediyordum o zamanlar seni benden ayırmasın diye. Ne olursa olsun ne şekilde olursa olsun seninle kalayım diye. Tek istediğim görebileceğim bir yerde olman varlığının verdiği güvenle yaşamaktı. Uğruna her şeyi feda edebilirdim. Herkese ihanet edebilir yalan söyleyebilirdim, senin haricinde. Hiç bir zaman mükemmel biri olmadım ama senin için her şeyi mükemmel yapmak istiyordum.
Kendimi alevlerin içine atarken, tek düşündüğüm sendin.