2.Bölüm "Hissiyat"

1.7K 794 527
                                    

ŞARKILAR ;

Natasha Blume, Black Sea

Boy Epic, Scars

Keyifli okumalar!

İnsanlar çoğunlukla hayatını, bulunduğu konumu ve yaşadıklarını sorgular ve bu sorgu ömür boyu devam eder. Neden bu hayatı yaşıyorum? Neden bu durumdayım? Neden yalnızım?...
Ve daha nice nedenler, hayatımızın olmazsa olmazıdır.

Ben de bunları o kadar sorguluyorum ki artık nedenler de tıkanıyorum, boğazım da ki yumru bir kere olsun yok olmadı, bu yaşıma kadar hep benimleydi. Acaba sevilmeyecek, bir aileye parça olamayacak kadar mı istenmemiştim? Daha küçücük bedenin onlara ne zararı olurdu ki? İçimde sönmeyen kor, her geçmişimi gözlerimin önüne getirdiğinde harlanıyor ve bu hiçbir zaman sönmeyecekti.

Buna ben izin versem bile o gece yetimhanenin önüne bırakılan bebek, saatlerce ara verilmeden dayak yiyen, her pisliğe batmak zorunda bırakılan çocuk asla bu ateşin korlarını içimden atmazdı!

Boğazımda birikmişler her sene çığ gibi katlanarak büyüdü öyle büyüdü ki nefes almamı güçsüzleştirdi. Hala içimde yaşama sevinci kırıntıları var ise tek aile bildiğim kişi sayesinde... Gece gördüğüm rüyanın etkisi ile uyuyamayıp yatakta dönüp durmuştum. Sabaha doğru ise hala gözüme gram uyku girmeyince şu bir türlü bitiremediğim dizilerden birini izlemeye karar verdiğimde Netflix listemden ilk sıradaki diziyi açıp izlemeye koyuldum. Birkaç bölüm seyredip bıraktığımda saat sekize geliyordu.

Yavaşça yataktan kalkıp banyoya sarsak adımlarla ilerlerken, bir yandan da başımı ovalıyordum. Artık bu uykusuzluk baş ağrılarına sebep oluyordu. Ellerimi lavabonun mermerine dayadığımda soğukluğundan olsa gerek biraz kendime gelmemi sağladı. Başımı kaldırıp aynaya baktığımda saçlarım birbirine girmiş beyaz olan tenim iyice ruhsuzlaşmakla beraber gözlerimin altındaki çiller soluklaşmış ve gözaltlarım da ki şişkinlikler de ruh halimi kanıtlar nitelikteydi. Hızlıca yüzümü yıkadıktan sonra yatağımı topladım, bugün fazla dersimiz yoktu öğleden sonra 2 ders falan olmalıydı. Pijamalarımı değiştirmeden hızlıca mutfağa ilerledim, etrafta Kumsal'ı göremediğime göre hala bilmem kaçıncı rüyasını görüyordu.

Ne mutluydu ki yetimhanenin bize öğrettiği tek iyi şey yemek yapmaktı, on veya on bir yaşından sonra yemekleri bizlere yaptırırlardı. Buzdolabından domatesleri çıkardıktan sonra tavayı da çıkardım ve ocağa yerleştirip menemeni yapmaya başladım. Ardından kaynayan demlikteki suyla çayı da demledikten sonra hazırladığım menemeni kahvaltı tabaklarına koyup masaya götürdüm. Şimdi uykucuyu uyandırma vaktiydi, sinsice sırıtarak odasına girdiğim de derin bir uykudaydı.

Birazdan görürsün o derin uykuyu diye mırıldanıp telefonumu hemen ses bombasına bağladım. Müzik listemden en sevdiğim Sia ve Davit Guetta 'nın Titanium şarkısını son ses açtığımda şarkının dışarıdan duyulduğuna yemin edebilirdim. Gözlerimi Kumsal'dan ayırmazken suratımda da jokerin gülüşünden daha sinsi bir gülüş barınıyordu. Sesi duyar duymaz yataktan fırlayıp 'Ne oldu dünyayı uzaylılar mı bastı', eline alnına koyduktan sonra isyan edercesine 'Ya hayır buna daha hazır değilim' diye cırladığında kahkahalarıma engel olamadım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GECENİN IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin