8. Bölüm "Sürüklenen Umutlar"

1.1K 624 51
                                    

Şarkılar; Lorde - Yellow Flicker Beat

Duncan Laurence - Arcade

Imagine Dragons - Radioactive


Keyifli okumalar!

Kendime Not Kumsal'dan;

Sevgiyi gerçek kılan şey mücadeledir. Taşıdığım her zerre sevgi kırıntısı için durmaksızın çabaladım. Yaşadığım her gün çoğunlukla gülümsemeyi tercih ettim. Mutlu göründüm ve yaşamın üzerimde kurmak istediği baskıyı bir yana itekleyerek hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Takındığın bu tavırlardan ödün verme; bunlar senin gardın!

-Kumsal Yıldız -

-Kumsal Yıldız -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanlık... Bu kavramın yitirildiğini hayat her seferinde önüme sürmekte gocunmuyordu.

Zevkler, hazlar, üstünlük kurma ve daha içi boş tonla kelimeler; taşlaşmış kalpler gözünü hırs bürümüş insanlar kendilerine dışarıdan bir kere bakmalı ki büründükleri kişiliği görsün.

Çırayla alev alan hangi duygu insanı bu davranışlara iter anlamasam da yaşattığı üzüntüden mutluluk duyan birisi empati duygusunu yitirmiş olmalı. Hayatın bana bıraktığı her anıyı bir oyun aracılıyla fütursuzca eğlence malzemesi olarak kullanmak bunu iğne ucu kadar hissiyatı olan birisinin yapacağını düşünmüyordum.

Yaşadığım çoğu şeyden ne utandım ne de saklandım çünkü tattığım her acı damağımda ayrı bir tat bırakmıştı ve ben bununla yaşamayı öğrendim. Bırakılan her his dışa farklı yansıyordu bunlardan biriside hissizlik.

Genişçe sırıtıp yönelttiği sorular karşısında onunla saç baş kavgaya girişip ona istediğini vereceğimi sanıyor olabilir ama benim ilk tercihim bu değil.

Hazan'ı baştan aşağı zamana inat ağır ağır süzerek yüzümde yerini yitirmeyen tebessümle gözlerimi gözlerine kilitledim.

Etrafımdaki her gözün odak noktası bizdik. Hepsi vereceğim tepkiyi tahmin etmeye çalışıyordu.

İrislerimi karşımdan ayırmadan başımı iki yana salladım ve hemen arkamdaki sözde oyun oynadığımız masaya oturdum.

Sağ kaşım havaya kalktığında suratımdaki tekinsiz tebessümle biraz öne doğru eğildim. Ne demişti o iki ses 'Sıra bizde!' aynen öyle onlara katılıyorum. Sergilediği davranışı ona iade edecektim.

"Ne bekliyordun?" Başımı iki yana sallayıp devam ettim.

"Bana bir şey sormak istiyorsan bu tarz oyunlara gerek yok. Senin gibi lafı dolandırmam net bir şekilde söylerim. Yaşadıklarımdan gocunmadım. Beni böyle vuramazsın ki zaten izin de vermem. Beklentilerini karşılayamadım mı? Ne üzücü. Bak beni iyi dinle çünkü tekrar etmeyeceğim. Ağzında bulunan o dilini nereye uzattığına dikkat et! Birgün uzandığı yerden sana sağlam dönmeyebilir ve bu iyi olmaz. İnsanın fikri neyse zikri de odur derler ya bu tam da bu konuşmaya layık. Asel ile arkadaşız veya bugün buradayız diye bize damga vuramazsın ki vurdurmamda!"

GECENİN IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin