7.Bölüm "Gerçekler"

1.1K 645 168
                                    


Şarkılar;    Pinhani - Ne Güzel Güldün
Tove Lo - Thoussand Miles
Natasha Blume - Journey

Keyifli Okumalar!

 Kim derdi ki küçük bir olayın hayatımızı bu denli etkileyeceğini?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 
Kim derdi ki küçük bir olayın hayatımızı bu denli etkileyeceğini?

İlk önce Asel sonra Ayaz, Barın ve aklımı tarumar eden Alkın iki kişilik yaşamımıza dahil olmuşlardı. Bir yandan Asel ve Ayaz’ın sevgisi varken diğer yandan da Barın ve Alkın’ın bizi yanlarında istememeleri vardı. İkisi arasında en tepkilisi ise kesinlikle Barın’dı. Bizi eve bıraktığı zaman benimle yaptığı o anlamsız konuşmadan sonra bunu tekrarlamasa bile yanımızda bulunduğu her dakika gözleriyle sözsüz sorgularına devam ediyordu.

Alkın, onun kapısı taşlarla örtülmüştü… Vursan ses diğer tarafa geçmez ve bununla da kalmaz taşın tortuları canını yakar. Dışardan görünüşü buydu ama o kapının arkasında olan şey ile ilgili hiçbir fikrim yok. Ben insanları dış görünüşü ile yargılayıp onu çözmüş gibi köşeye atmam. Birini tanıman gerekiyorsa dışı kadar içini de bilmen gerek çünkü bazen her şey bildiğinin tam aksi olur.

‘Ağızını düğümleyip köşeye attığın şey hakkında ne yapacaksın Leyal?’ İçimdeki o yaşlı kadın varlığını benden mahrum bırakmadığında yutkundum.

Yine zamanlaması on numaraydı. Ne zaman Alkın ile ilgili bir fikir beyan etsem kendini belli ediyordu. Bazen düşünüyorum, acaba hayatımı üç kişi olarak mı yönetiyorum. Kafamdaki iki sesten biri küstahça konuşurken diğeri benim burukluğumdu.

‘Leyal!’ Günler sonra o kız çocuğu suskunluğunu bozduğunda ruhumu da okşadı. “Hislerinin esareti altına girme. Sen esaret altına al…’

İkisi de aynı konuya değiniyorlardı ama farklı kelimeler ve cümlelerle. İçimdeki fırtınanın azizliğine mi uğrayacaktım yoksa bunu bastıracak mıydım bunu da zamana bıraktım her zamanki gibi… Ama şu var ki ben güçlü bir kadındım; her zorlu mücadelenin altından kalktığım gibi bununda kalkardım.

Yaklaşık on dakikanın ardından partinin olduğu mekâna gidiyorduk. Asel, Kumsal, Ayaz ve ben Alkın’ın kullandığı siyah jipe binmiştik. Uzay ve Hazan da Barın’ın kullandığı son model BMW’ye binmiştiler. Asel, Ayaz’ı diğer araca göndermek istese de o bunu kabul etmeyip bizi özlediğini söyleyerek zorla arabaya binmişti.

Ayaz, Alkın’ın yanındaki koltukta bizde üç kız arkada oturuyorduk. Kızlarla kendi aramızda konuşurken Ayaz’ın seslenişiyle ona döndük. “Şimdi size sevdiğim şarkılardan birini açacağım ve bu DJ’iniz sizi müziksiz bırakmayacak.”

Cümlesini bitirir bitirmez açtığı şarkının sesi kulaklarımızı delercesine inlettiğinde Alkın müziğin sesini ideal duruma getirdi. Çalan şarkıyı bende severdim hatta müzik listemde de vardı. Pinhani’nin ‘Ne Güzel Güldün’ şarkısı arabanın içini doldurduğunda başımı cama çevirip tebessüm ettim.

GECENİN IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin