( Hogwarts'ın 4. yılı )
Susup sadece sessizliği dinlerim tıpkı şu an gecenin bir saatinde kara gölde yaptığım gibi, bazen sadece düşünüyorum neden ben ? Bunları hak edecek ne yaptım ? Oturup bu durumu kritiğini yapmak isterdim ama gözden geçirmeye değmeyecek bir hayatım var hep karanlık, yalnızlık, nefret ve çaresizlik duyguları ile dolup taşan bir hayat tabi buna hayat denirse. Benimkisi daha çok mücadele içinde geçiyor zaten asıl sorun da bu, bu okula geldiğinde ne sanıyordum ki kan statüsünü önemsemeyeceklerini mi? Hah saçmalık?!
Biraz daha oturup temiz havayı içime çektikten sonra zindanlara doğru yol aldım.
Slytherin ortak salonuna geçip odama gidecektim ki adımın seslenilmesiyle anında durdum."Nereden geliyorsun bulanık? Yine Cedric'ciğinin yanına mı koştun?" Aptal Goyle'un sesi ile sinir kat sayım artarken o tarafa döndüm. "Bunu Malfoy'un köpeği mi söylüyor?" Derin bir sessizlik çökmüştü sanki birisi konuşsa bomba patlayacak cinsten bir sessizlik peki neden ben patlatmıyorum ki? "Bende öyle düşünmüştüm.." Büyük bir patronlukla odama geçtim ve günün yorgunluğunu üstümden atmak için kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabahın ilk saatleri yüzüme güneşin vurmasıyla kalktım ilk ders saat 11.00'de olduğu için hazırlanıp kütüphaneye geçtim. Evet belki herkesin nefret ettiği muggle doğumlu bir Slytherin olabilirdim ama bu zavallı durumuna düşüp kendimden ödün vereceğim anlamına gelmezdi. Sonuçta ben bir kadındım, sadece bu bile benim güç almama yetecek bir sebepti.
Kütüphaneye geldiğimde Hermione'yi görememiştim. Şaşırmıştım doğrusu, bende boş durmayıp arka sıraların birine geçip Kehanet çalışmaya başladım. Hayır şaka değil kadın iyi biri ama aynı zamanda da kaçık. Çoğu dersine girmiyorum bile zaten o yüzden buradayım.
Ders çalışırken önüme gelen saçları önlemek için kalemle saçımı topladım ama saate baktığımda dersin başlamasına 10 dakika olduğunu gördüm. Hemen eşyalarımı çantama yerleştirdim ve koşar adımlarla kütüphaneden çıkıp sınıfa daldım. Şansıma Profesör daha gelmemişti bende arka sıralardan birine geçip dersin başlamasını bekledim.
Bütün dersler bittiğinde oksijen almak için kendimi bahçeye attım ve rastgele bir banka oturdum ama hesaba katmadığım şey karşımdaki elma ağcındın altında Malfoy ve çetesinin olduğuydu. Kafamı başka yere çevirip beni farketmemeleri için Merlin'e yalvarırken aralarında büyük bir kahkaha patlattılar ve bana doğru adımlamaya başladılar.
"Oo bizim küçük bulanıkta buradaymış.." Gözlerimi devirip oturduğum bankta duruşumu düzelttim. "Sana da selam Malfoy, ne vardı ?" Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gözlerini nefretle kıstı. "Sen vardın, yetmez mi ?" Hep aynı şeydi.. aynı sözler, hiç bıkmıyor muydu ne? "Çok merak ediyorum da, benden ne istiyorsun?" Yüzünü uzaklaştırıp ellerini ceplerine geçirdi. "Gitmeni, yok olmanı hatta mümkünse.." O lafını tamamlamadan Cedric yanımızda belirdi. "Diana şükürler olsun buldum seni, nerelerdeydin aklım çıktı?!"
Ona karşı en içten gülümsememi sunarken Crabbe kahkaha atarak söze başladı. "Beyaz atlı prensimiz de gelmiş.." Gözlerimi devirerek oturduğum yerden kalktım. "Her neyse boş laflarınızı daha fazla katlanamayacağım, umarım bir daha görüşmeyiz." Onlara karşı yapmacık gülümsememi yüzüme takarken Cedric'in koluna girdim. Yanlarından uzaklaşmaya başladığımız zaman kulağıma eğildi. "Bu aptallar yine seni rahatsız mı etti?" Omuzlarımı silkerek ona baktım. "Umurumda değil Ced, sende kafanı yorma boş ver."
"Seninle alakalı olan her şey umurumda Diana." Parmak uçlarımdan destek alıp yanağına bir öpücük kondurdum. "Teşekkür ederim.. yani bilirsin, her şey için." Kızaran yanaklarını gizlemeye çalışırken gülümsememe engel olamadım. "Şey, yemeğe mi gitsek ? Çünkü açlıktan bayılmak üzereyim." Cedric kıkırdayarak kafasını olumlu anlamda salladı. Büyük salonun kapısına geldiğimizde derin bir nefes aldım ve içeriye geçip Slytherin masasına oturdum. Pansy etrafına göz gezdirerek yanıma yanaşmıştı anında. "Diana nerelerdeydin?"
"Cedric ile biraz turladık, odada konuşuruz seninkiler gelir şimdi. Benden uzak bir yere geç." Pansy ile gizli konuşurduk hep, çünkü Draco onu zorluyordu. Ben aptal bir muggle olduğum için görüşmesine izin verilmiyordu. Köle miydi bu kız? "Diana yapma lütfen. Bende böyle olsun istemiyorum ama, Draco'yu biliyorsun.." Gülümsemeye çalışarak ona döndüm. "Açıklama yapmana gerek yok Pansy, zorladıklarını biliyorum." Pansy bana içten bir gülücük atıp yerine geçti, aslında kan statüsünü pek takmayan bir kız ama Malfoy ailesi ve Parkinson ailesi birbirine yakın oldukları için Draco'nun bir bulanıkla konuştuğunu şikayet etmesinden korkuyordu.
Her neyse buna da kafa yoramayacağım zaten bir sürü derdim var. Yemeğim bittikten sonra odama geçtim. Üstüme geceliklerimi giyip makyajımı çıkardım sonra da Pansy'i beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra kapı çaldı gelen Pansy'di. Hemen içeriye geçip dedikoduları aktarmaya başladı, bende kapıyı kapatıp ona katıldım. "Günün son bombasını veriyorum hazır mısın?" dedi elindeki çikolatayı yemeye devam ederken. "Evet, yani sanırım." Pansy derin bir nefes alıp gözlerini gözlerime odakladı. "Draco ve Astoria sevgili olmuşlar!" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken bir yandan da gelen iğrenme hissi ile dilimi hızla dışarı çıkarttım. "Ne, ciddi misin?! İğrenç!" Pansy de dilini çıkarıp kafasını aşağı yukarı salladı. "Aynı tepkiyi bende verdim."
"Onların adına mutlu oldum aslında, iki aptal birbirini bulmuş." Pansy kahkahalarla gülerken bir anda ciddileşip bana döndü. "Yine niye suratın düştü?" Pansy oflayıp arkasına yaslandı. "Diana, ben artık kendimi yasak aşk yaşayan çiftler gibi hissetmeye başladım. Baksana doğru düzgün konuşamıyoruz bile." Sessizce kıkırdayıp bakışlarımı ona çevirdim. "Ama eğlencesi burada, arada bana kaçıyorsun falan, fena mı?" Pansy gülümsedi. "Yani haklısın bize de atraksiyon çıkıyor."
Biraz daha sohbet edince ikimizin de uykusu geldi ve Pansy kendi odasına gitti. Yatmaya hazırlanıyordum ki kapı sert bir şekilde çalmaya başladı.
Kalkıp açtığımda daha kim olduğunu göremediğim kişi kendini içeriye attı ve kapıyı kapattı.
Arkamı döndüğümde dövmeleri yanlış iliklenmiş, saçları dağılmış, kemeri daha bağlanmamış bir Malfoy vardı.umarım hoşunuza gitmiştir <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dignité / Draco Malfoy
Fanfiction+ Nefret çok güçlü bir kavramdır Malfoy, dikkat et aşka dönüşmesin - Kendini bu kadar önemseme bulanık ?! • Kendi kurgum