Suçsuz

14.4K 719 479
                                    

Laura ve Lauren net best couplem

Duyduklarım yüzünden olduğum yerde kaskatı kesilmiş hayatımın bir yalan olduğunu hazmetmeye çalışıyordum gerçi akan göz yaşlarım arasında pek mümkün olmuyordu.
Bana doğru yaklaşan ayak seslerini duyunca rasgele bir duvarın arkasına geçtim ve yere doğru çökmeye başladım. Bunlar bana çok fazlaydı evletlık olmam gerçek ailemin ölmüş olması hepsi omuzlarıma çökmüş olduğum yerden kalkmama izin vermiyorlardı.

Kaç saat öyle durduğumu bilmiyorum ama soğuk bedenimi ele geçirince zindanların yolunu tuttum.

Ortak salona giriş yaptığımda herkes ağlamaktan kızarmış gözlerime ve soluk tenime bakıyordu. Theo ayaklanıp yanıma gelmeye kalkışınca elimle dur işareti yaptım ve adımlarımı hızlandırarak kızlar yatakhanesine geçtim.

Odama geldiğimde içimde tuttuğum tüm öfke ve dugusal çöküş ortaya çıktı. Elime geçirdiğim her şey duvara atıyordum en son hiç bir şey kalmadığını farkedince yere çöktüm. Göz yaşlarımın arasına hıçkırıklarımda karışınca nefretimin hepsini kusmak istercesine güçlü bir çığlık attım, bağırtılarımın arasından zar zor duyduğum kapı açılma sesiyle kafamı kaldırdım. Karşımda tüm endişesi yüzüne hücum etmiş Draco vardı tabi arkasında da Theo, Pansy ve neredeyse tüm hogwarts.
Draco koşar adımlarla yanıma geldi ve bir bacağının üstüne oturmamı sağladı saçlarımı okşayıp rahatlamam için bir şarkı mırıldanıyordu ama git gide artan titremem ve kesik nefeslerim buna karşı çıkıyordu.
Aradan geçen yarım saatten sonra sinir krizimden geriye sadece hıçkırıklarım ve donuk gözlerim kaldı, hala Draco'nun kucağında bitkin ve güçsüz bir haldeyken içeriye Prof. Snape girdi. Önce herkesi odalarına gönderdi sonra da yanıma çöküp ne olduğunu anlamaya çalışan siyah gözlerini bana dikti ama kendimde konuşacak gücü bile bulamadığımdan sadece bir mırıltı çıkarabildim.

Diana: hayatım yalandan ibaretmiş

Profesör Snape şaşkınlıkla bana bakarken bir soru yöneltti.

Snape: öğrendin mi ?

Nasıl yani ben hariç herkes biliyor muydu ? Sanki tüm enerjim yerine gelmişcesine ayağa kalktım ve karşısına dikildim.

Diana: biliyor muydunuz !

Snape'de ayağa kalktı ve kollarını bana sarmak için uzattı ama iki elimle ittirdim.

Diana: biliyordunuz ve bana tek kelime etmediniz mi ? Ben her gün defalarca zorbalığa uğrarken günde en az yüz kere aklımdan intiharı geçirirken SİZ HER ŞEYİ BİLİYOR MUYDUNUZ ?!

Snape: bak Dian-

Diana: BANA SAKIN DİANA DEMEYİN ! YA HİÇ Mİ ÜZÜLMEDİNİZ ?! Sizin derslerinizde kafama bulanık yazılan notlar atılırken, her yasak saatinde karagölde ağlarken bulduğunuzda hiç mi vicdanınız sızlamadı ?!

Kafamı iki elimin arasına aldım ve deli gibi odayı turlamaya başladım. Draco bir yandan ne oluyor diye Prof. Snape'e soruyor bir yandan da beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Diana: Çıldırıcam ya artık gerçekten çıldırıcam !

Snape: Prof. Minerva kendisi söylemek istedi biz bir şey diyemedik...
Diana: diyemediniz ha diyemediniz güzel git söyle o bunak karıya ONDAN NEFRET EDİYORUM DUYDUN MU ZATEN BU OKULUNDAN 5 GÜNE KADAR DA DEFOLUP GİDİCEM DERİN BİR OH ÇEKEBİLİRSİNİZ ?!

Başım dönmeye başlayınca duvardan destek alarak gözlerimi kapattım. Nefesim daralmaya başladığında daha fazla dayanamadım ve bedenimi yerle buluşturdum.

.
.
.

Uyandığımda daha önce hiç görmediğim bir yerdeydim, ağır nane ve yeşil elma kokusundan anladığım kadarıyla burası Draco'nun odasıydı.

Etrafa göz gezdirdiğime karşımdaki koltukta uyuya kalmış Draco'yu görmem pek de zor olmadı.

Diana: Malfoy ?

Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen ayağa kalktı ve kızarmış gözlerini bana çevirdi.

Malfoy: iyi misin ? Bak sinirlenme hemen sen bayıldın sonra revire götürdüm ben seni Madam Pofrey çıkabileceğini söyleyince benim odama getirdim çünkü senin odanın şifresini bilmiyordum yani ne yap-
Diana: Malfoy nefes al nefes

Gözlerini kapattı ve yatağın diğer ucuna oturdu sonra da korkak şekilde bana döndü.

Diana: sana neden sinirleniyim hatta teşekkür ederim beni orda bırakmafığın için.

Küçük ama içten bir tebessüm gönderdiğinde bende gitmek için ayaklandım ama Draco'nun bana sorduğu soruyla olduğum yere geri oturdum.

Draco: Diana hayatına karışmak istemiyorum ama neler oldu ? Yani çok kötü bir haldeydin senin için gerçekten endişelendim. Tabi anlatmak istemezsen anlarım, senin kararın.

Gerçekten endişelendiğini görebiliyordum. Bilinmeyeni anlattığımda kimseye söylememişti tekrar güvenimi boşa çıkarmamasını umarak her şeyi en baştan anlattım.

Draco: ne yani sen şimdi soylu bir Safkan mısın?
Diana: evet ama bir ailem olmadığı süreçte neye yarar ki
Draco: özür dilerim seni üzmek için söylemedim.
Diana: biliyorum ama tanımadığım gerçek bir ailem olması ayrıca hayatta olmamaları gerçeği fazla ağır geliyor, keşke öğrenmeseydim ve muggle doğumlu olarak hayatıma devam etseydim.
Draco: orası öyle tabi ama düşünsene artık kimse sana bir şey diyemeyecek herkes saygıyla bakacak Merlin, Artık engel kalmadı !

Diana: sen yine saçmalamaya başladın ben gidiyorum.
Draco:  git yani sonra görüşürüz tabi sen nasıl istersen

Malfoy'un odasından çıktıktan sonra yolumu direk Dumbledore'unkine çevirdim.

Şifreyi söyledim ve yavaşça içeriye girdim daha saat sabahın altısı olduğu için cübbesini yeni giyiyordu, beni farketmesi için boğazımı temizledim ve gülümseyerek çalışma masasının yanındaki koltuklardan birine oturdum.

Dumbledore: size nasıl yardımcı olabilirim Bayan Bell ?

Alayla gülümsedim ve sırıtışımı silmeden devam ettim.

Diana: ailemi anlatın lütfen Profesör
Dumbledore: muggle olmaları dışında pek bir şey bilmiyorum, üzgünüm.
Diana: gerçek ailemi Profesör !

Not: sınır 19 volte

Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın

Dignité / Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin