Merhaba
Fazla üzerine düşmüyorum, biliyorum.
Fazla da bi okuyucu kitlem yok ama görüyorum ki etiketlerde iyi sıralama yapabiliyorum, bu beni mutlu ediyor.Lise 3 öğrencisiyim malum dersler, sınavlar gün geçtikçe fazla çalışmam gerekiyor, haliyle buraya vakit ayıramıyorum. 1 bölüm daha atayım en azından var olduğumu bilin :)
İyi okumalar, güzel bi bölüm olması dileğiyle...
Güçlü kaldım.
Güçlü kalmaya devam edeceğim.
Güçlüyüm.Sinirle kalktım çöktüğüm yerden Baran yanımdaydı. Yatağa gidip yattım.
"İyi misin Hazal?"
"Şimdi mi geldim aklına sanane! ayrıca git arkadaşının yanına eline falan bir şey olmuştur."
"Yapma böyle Hazal. Beni de anlamanı istiyorum."
"Neyini anlayacağım ya! Derdimi anlattım senin bu pisliğin arkadaşı olduğunu bile bilmiyordum. Arkadaşım sandım anlattım niye yalan söyleyeyim ya neden. Korkmuyorum benim hayatım onlar gittiğinden böyle karanlık, karanlıktayım anlıyor musun? Korkmuyorum, istediğinizi yapın. "
" Hazal sen çok güçlüsün ve öyle kal. Emin ol doğrular er ya da geç ortaya çıkacaktır, sakin kalmaya ve güçlü duruşunu bozmamaya çalış. "
Cevap vermedim. Birkaç dakika bekleyip;" Ben gidiyorum, Kendine dikkat et. " dedi. Kapıya doğru ilerledi, son kez bana acır gibi baktı ve odadan çıktı.
İ
nsanları anlamak çok zor. Şu an tek Umrumda olan, üzerime atılan iftiranın yok olması.
Yavaş yavaş kapandı gözlerim. Dayanamıyordum gün geçtikçe berbat hissediyordum ama güçlü kalmaya devam edeceğim çünkü her doğrular eninde sonunda gün yüzüne çıkacak bunu biliyorum.
Pencereden sızan hafif gün ışığıyla uyanmıştım. Duş aldım, üzerime Mavi Jean pantolon, V yaka bi thsrt geçirdim. Kıvırcık saçlarımı yukarıdan topladım ve yatakta dizilerimi iyice kendime çektim, başımı gömdüm, sıkıldığımı kabul ediyorum telefon yok, okuyacak kitapta.
Kapının açılma sesini duydum ama başımı kaldırmadım sonra onun sesini işittim.
"Ben geldiğim zaman o başını kaldıracaksın!"
Sustum başımı da kaldırmadım.
"Sana diyorum şeytan, bana bak."
Yine aynı şekilde kaldığımda daha çok sinirlendi, buraya doğru attığı sert adımları duydum. İyice yaklaştı ve çenemi sert bi şekilde tutup kaldırdı. Duygusuzca yüzüne baktım.
"Benim sözümü dinleyeceksin, şimdi getirdiğim yemeği ye."
Sustum.
"Ye dedim! Yoksa yediririm."
Yemek tepsisini aldım, yavaş yavaş yemeye başladım.
"Aferin sözümü dinlersen anlaşırız."
Ters ters baktım, iğrenç suratına.
"Şimdi beni dinle! Sen Kemal'in başına taşı indirdiğinde oradaydım. Sen kaçtın ve ardından yoldan geçen bir kaç öğrenci bunu gördü ve idareye söyledi. Ambulans geldi Kemal'i götürdü. Orada bi kamera olmadığı için senin yaptığın halt bana kaldı. Kemal hafızasını kaybetti, ona benim yaptığımı söylediler. Neyse ki adam iyi niyetliydi de şikayetçi olmadı ama daha kötü şeyler olmaya devam etti. Okuldan atıldım, okul hayatımı bitiren sen oldun. Ailem cemiyetten olduğu için benim bu güya yaptığımı doğru bulmadı. Onlar da bana inanmadı ve o zamandan bu yana ben ailemle görüşemiyorum. Şeytan yaptığın haltlar için mutlu musun? "
Duyduklarımla şok oldum. Bu olaylardan haberim bile yoktu hemen konuşmaya başladım.
" Bak inanmıyorsun bana ama yine de ben bir daha haber almadım o okuldan. Kemal'in hastanede olduğunu biliyordum, zorbalık etti, ailemle tehdit etti. Tek çarem zarar vermekti, anlıyor musun?"
"Boş konuşmayı kes! daha fazla dinlemek istemiyorum. Ayrıca ismin Savaş bunu bil. Bir daha bu ismi asla unutmayacaksın."
Midemin aniden bulanmasıyla banyoya koştum, iki kaşık yediğim yemeği de çıkarttım.
"Ne oldu yine bıktım senden ya."
Bıktıysan tutma gerizekalı.
Tabi ki bunu içimden söyledim çünkü uğraşmak istemiyordum."Git başımdan!"
"Meraklı değilim zaten."
Saatler sonra yine yalnız oturuyordum. Aşağıdan gülme sesler geliyordu. Ardından kapı hızlıca açıldı ve o an kanımın çekildiğini hissettim. Savaş, Baran ve...
Kemal. O buradaydı.
"Selam şeytan, bak sana kimi getirdim."
Hemen ayağa kalktım ve pencereye doğru geri geri adımlar attım.
"Neden burda bu?"
"Sanane canım istedi getirdim. Yüzleşmen gerekiyordu artık. Neyse gel Baran çıkalım, biraz konuşsunlar sonra keyifle izlemeye gelirim."
"Gitmeyin! Baran gitme lütfen."
Baran huzursuzca baktı bana ama diğeri izin vermedi. Ne konuşmasına, ne de burda kalmasına.
"Ne oldu, yüzleşmekten mi korktun?"
Konuşan Savaş'tı daha fazla bir şey dememe izin vermeden çıktılar.
Kemal üzerime gelmeye başladı, iğrençliği gözlerinden belliydi. Yüzünde sinsi sırıtışıyla bana bakıyordu.
"Gelme, git!"
"Ne oldu güzelim korktun mu?"
"Git dedim, ne istiyorsun?"
"Kafama attığın taşın, intikamını."
İyice yaklaştı, saçlarımdan sertçe tutup beni yere attı, diz kapaklarım sızlıyordu. Ardından hissettiğim sızıyla elimi yanağıma götürdüm ve o kanı gördüm, dudağımı patlatmıştı. Kafamı kaldırdığımda elindeki bıçağı gördüm. Hemen ayağa kalktım, çığlık atmaya başladım. Karnıma bıçağı sapladı. Artık çok geçti. Kanlar içindeydim, canım çok acıyordu. En son hissettiğim şey karnımdaki inanılmaz sızıydı daha sonra gözlerim karanlığa esir düştü.
Bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUN AND MOON☀️🌙
Teen FictionGeleceği ellerinden kayıp giden bi hackerın ve bu geleceği hackerın elinden alan ama aslında buna mecbur olan kızdan alacağı intikam ve arkasındaki gizli hisler... Sıkı tutunun... Maceraya hazır mısınız? Beraber miyiz?