Kana Bağımlı

Kana Bağımlı -4-

Ted'i uzun zamandır tanıyorum. Birden apar topar gitmesine ne kadar şaşırsamda ona belli etmedim. Çok yorgun olduğum için kendimi uykuya teslim ettim.

***

Alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım. Bir hışımla kalkarak dolabımın önüne geçtim. Seçtiğim kıyafetlerimi giyip aynanın karşısına geçtim, okul için hazırdım. Evden çıktığımda Liz, Sammy ve James'la karşılaştım. Liz her zaman ki gibi ukala bir tavırla "Ooo kim varmış burda?" Dediğinde Sammy ortaya atılıp "Atla hadi okula gidiyoruz senide götürelim" dedi.

"Sağol ben kendim giderim." Dedikten sonra arabama tam binecekken James " Yemezdik seni güzelim ee tabi korkuyosan o ayrı konu" dediğinde ukala bi tavırla parmağımı onlara çevirip "Sizden mi korkucam"

"Valla güzelim korkmuyosan senle çıkışta bir görüşelim"

"Görüşürüz" deyip arabama bindikten sonra arabayı gazladım. Ahh Kath gerçekten bunu yaptığına inanamıyorum görüşelim dediğime inanmıyorum. Okula geldiğimde Ted ortalıkta görünmüyordu. Aradığımda telefonuna ulaşılmıyordu. Yine GİTMİŞMİYDİ? Dün öyle bir anda gitmesi bana sarılması bunun yüzündenmi? Düşünceler boğulmuşken bi öksürük sesiyle kafamı kaldırmam bir olmuştu bu Ted' i onu gördüğüme o kadar sevinmiştim ki yüzümdeki anlamsız gülümsemeyi engelleyemiyordum. Ted ukalaca gülerek "Beni gördüğüne bu kadar sevinseydin koşa koşa gelirdim."

"Ya ne alakası var hem senin telefonun niye kapalı" diyerek konuyu kapamaya çalıştım.

"Şarjım bitmiş yeni farkettim bende"

James'lar sınıfa girdiğinde Ted onlara dönerek sinirli bakışlar atıyordu. James önümüze oturarak "Bugün çıkışta unutma" dediğinde Ted yüzüme anlamsız bakışlar atarak "Ne çıkışından bahsediyor bu Kath"

"Ya saçmalıyor işte boşver" diyerek konuyu kapatabilmiştim. Ted yanıma oturup "Öyle olsun bakalım" dedi. Okul bittiğinde Ted "Benim işim var sen eve git " dedi. "Tamam sen işini hallet sonra görüşürüz" Ted okuldan gittiğinde Liz yanıma gelip "James aşağıda seni bekliyor çabuk ol" deyip gitti. Aşağıya indiğimde James arabaya yaslanmış sigarasını içiyordu. Yanına doğru gittiğimde sigarayı yere atıp ayağıyla söndürdü. Hiç birşey demeden kapıyı açıp oturdum. James alaycı bi şekilde gülümseyip arabaya bindi. "Korkmuyorsun demi hâla?" Deyip sert bir bakış attı. Kendimden emin bir tavırla "Tabi ki korkmuyorum" dedim. James " İyi o zaman" deyip arabayı gazladı. Dağlık bir alana gelmiştik, arabayı durdurup "Geldik" dedi. Arabadan indiğimizde hızlı adamlarla yürümeye başladık. "Ne işimiz var burda?" Dediğimde "Şimdi görürsün" dedi. James önden yürürken bende arkasından yürüyordum. Zirveye geldiğimizde bir anda bana dönüp üzerime yürümeye başladı. Bana doğru yürürken bende aynı zamanda geri geri gidiyordum. Ayağımın takılmasıyla kendimi boşlukta bulduğum anda James belimden tutup kendine çekti. James'ın nefesini vücudum da hissediyordum. Kalp atışlarım hızlanmışken James bunu hissetmiş olmalı ki ukalaca sırıtıp "Hani korkmuyordun" dedi. Kollarından sıyrılıp "Hadi gidelim artık" deyip yürümeye başladım. Arabaya bindiğimizde James arabayı hızla sürdü eve geldiğimizde "Teşekkürler bıraktığın için " deyip arabadan indim. Eve girip ışıkları açtığımda Ted koltukta oturmuş sinirli bakışlar atıyordu. Senin burda ne işin var dememe kalmadan "Ne işin var o James denen piçin arabasında" diyerek gürledi.

"Bir sakin ol bişey yaptığım yok tatsızlık çıkmasın diye sana söylemedim sabah evin önünde karşılaştık ondan korkmadığımı ispatlamak için böyle bir şey yaptım ayrıca neden bu kadar tepki verdiğini anlamıyorum"

"O heriften hoşlanmadığımı bildiğin halde gidip iddialaşıyorsun ve arabasına biniyorsun asıl ben bunu anlamıyorum"

"Ted senin derdin ne açıkça söylesene ilk geldikleri günden beri beni uzak tutuyorsun. Neden?" Ted yanıma gelip ellerini yüzüme koydu "Kath bak sen benim değer verdiğim tek kişisin bir piç uğruna seni kaybedemem" Ted' in bu lafları artık kafamı kurcalıyordu "Yarın konuşalım Ted" dediğimde Ted kafasını sallamakla yetindi. Evden çıkıp gittiğinde bende odama çıkıp pijamalarımı giyinip yatağa uzandım. Ted'in James'a olan öfkesi çok fazlaydı. İkisinin arasında bir mevzu vardı ve Ted bunu bana anlatmıyordu. Bu düşünceler beyni kemirmekten başka bir halta yaramıyordu. Sabah ilk iş Ted'le konuşmak olacaktı.