Kana Bağımlı -12-

89 3 0
                                    

Aradan 2 hafta geçmişti. Ted ve James beni hayvan kanına alıştırmaya çalışsalarda başka bir şey insan kanı içmemi sağlıyordu. Ted ve Mia artık sevgili olmuşlardı. James'la aynı maratonda ilerliyorduk. Tamam sevgili falan değiliz ama ne zaman başım bir derde girse James'ı yanımda buluyorum. Mia, Taylor'da bir şeyler olduğunu kafaya takmış ve bunu araştırmak için babasıyla görüşmeye başlamıştı.


Yatağımda uzanırken bunları düşünmeden edemiyordum. Odamın kapısını çalıp içeri elleri kolları dolu bir şekilde Mia girdi. Poşetleri gösterip

"Yardımın lazım" dedi.

Gülümseyerek yataktan doğrulup "Bunlar ne?"

"Ted'le akşam normal insanlar gibi yemek yemeğe gidicez"

"Nasıl ya siz ilk çıkmaya başladığınızda yemeğe çıkmamışıydınız?"

Mia poşetleri yere koyup "Ah onu hiç hatırlatma tamam melez olabilirim ama ilk buluşma için hastanenin kan merkezine gitmemeliydik"

Gülmemek için kendimi ne kadar zorlasamda elimde değildi. Mia kaşlarını çatıp "Gülmen bitti mi?" dedi. Kendimi toparlayıp "Bitti" dedim. Mia poşetlerin içinden kıyafetleri çıkartıp yatağa attı.

"Güzel. Şimdi seç bakalım hangisi?"

"Imm. Şu kırmızı elbise" diyip elimle gösterdim

"Evet.. Güzel seçim"

Mia elbiseyi alıp yanımda giyindi. Giyinirken gözüme sol tarafındaki leke çarptı. Mia bana dönüp "Bebeklikten beri var"

"Sağ tarafımda aynı leke var" diyerek belimi gösterdim. Mia şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Bu imkansız bir şey"

"İmkansız olan ne?"

"Lekelerimiz aynı fakat sadece yerleri farklı"

"Benzerlik olabilir niye bu kadar şaşırdın?"

"Benzerlik olamaz Kath. Babam bana bu lekenin bir hediye olduğunu söylerdi. Doğum leken olsa meleze dönüştüğün zaman yok olurdu"

"Mia dediğinden hiç birşey anlamıyorum" dediğimde Mia cevap vermeden evden çıktı.


Mia'nın ağzından;

Bu imkansızdı!! Kath'le aynı lekeye sahiptik bunun ne anlama geldiğini anlamak için Büyük Morgan'ın yanına gitmem gerekirdi. Hızlı adımlarla yürüyerek aile dostumuz olan cadı Penolepe'nin yanına gittim. Penolepe'nin şeker dükkanı vardı güçlerini çocuklardan alıyordu. Dükkanın alt katında asıl işi olan cadılığı yapıyordu. Dükkana girdiğimde ani bir sesle "Penolepe yardımın lazım" dedim. Penolepe bakışlarıyla aşağıya inmemi istediğinde başımı sallayıp aşağıya indim. Çok geçmeden Penolepe de yanıma geldi

"Söyle bakalım Büyük Morgan'ın küçük kızı Mia" dedi.

Penolepe'nin ses tonu insanın içini ürpertecek kadar soğuk ve keskindir.

"Babamın yanına gitmem lazım bu yüzden bana yardım et"

"Ah Küçük Mia bende seni beni ziyarete geldiğini düşünmüştüm"

"Ne yazık ki Penolepe" dediğimde Penolepe üstümü süzüp tek kaşını kaldırarak "Bu kılıkla biraz zor. Arka tarafta üzerini değiştir" dedi. Babamın karşısına çıkmak için ona uygun giyinmem gerekiyordu.

Askıda duran Siyah kıyafetleri ve pelerini giyip Penolepe'nin yanına gittim.

"Al şu iksiri dört yol ağzının orda iç. Geri gelmen için baban sana yardım olacaktır"

Penolepe'nin elinden tam iksiri alıcakken elini geri çekip "Dikkat et Küçük Mia " dedi.

"Bana Küçük Mia demekten ne zaman vazgeçeceksin ayrıca neden Küçük diyorsun ki?"

Penolepe üstüme yürüyerek beni duvara kıstırdı. Yüzüne baktığımda sinsice gülerek "Zamanı gelince öğreneceksin, Küçük Mia" dediğinde içimde bir ürperti oluşmuştu. Penolepe geri çekildiğinde iksiri cebime koyup hızlıca dükkandan çıktım. Dört yol ağzına gelip iksiri içtim..


Kana BağımlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin