1.0

362 29 85
                                    

"Ne yapacaksın? Gerçekten yanına mı gideceksin Yuta?"

"İtiraf ettireceğim. Sonra da sonsuza kadar kurtulacağım işte ondan."

"Mesajı gördüğünde nefesin kesildi Yuta. Yüzünü görünce ne yapacaksın!?" Taeyong'un bir kere daha bağırmasıyla iyice kötü olmuştum. Nefret ediyordum bu durumdan. Sadece her şeyden uzaklaşmak istiyordum.

"B-bir şey yapmam. Zaten yanında çok rahat davranırsam anlar."

"Olmaz."

"Bunu konuştuk Taeyong. Bana karışma gibi bir hakkın y-yok." Önceki konuşmamızı hatırlatmış, ardından fırlattığı telefonumu almıştım. Bir cesaret gelmişti işte.

Yuta
Bunca zaman seni neden göremedim?
Bir hafta izin almıştım
Sonrasında görüşelim

Ellerim titremeye devam ederken telefonu olduğu gibi bırakmış, odaya geçmiştim. Gözlerimi silmeye hiç uğraşmamış, yatağa kendimi attığım gibi dizlerimi kendime çekmiştim. Taeyong'un bağıran sesini duymamla gözlerimi sımsıkı kapatmıştım.

Taeyong'dan

Yuta'nın telefonunu aldığım gibi attığı mesajları görmüştüm. Deliye dönerken gelen mesajlarla beynimin kontrolünü kaybetmiştim.

Bilinmeyen Numara
Biliyordum bebeğim
Seni bekliyor olacağım

"Yuta, bu şerefsizin yanına gitmeyeceksin duydun mu!? Seni onun yanına tek gönderemem. Sana bir daha dokunursa katil olurum!" Sinirimi çıkaramıyordum. Youngho'nun beni tutmasıyla oturmuştum.

"Sakin ol Taeyong. Ben de Yuta'yı onun yanına göndermek istemiyorum ama Yuta haklı. Bunca zaman yaptığın her şeyin, onu yalnız bırakmanın sonucu bir amaca ulaşmazsa her şey boşa gidecek. Hem itiraf ettirirse ikiniz de ondan kurtulacaksınız. Cezasını çekecek. Yuta'ya ses cihazı bağlarız ve bu sayede onu bizde duyarız. Bir şey olursa hemen müdahale ederiz."

"Korkuyorum. Yine ona bir şey yapmasından korkuyorum. Görmüyor musun halini? Daha düzgün yürüyemiyor bile."

"Görüyorum. Sen de şunu gör, senin yüzünden yemek yiyemiyor. Senin yokluğunda ağzına zar zor tıkıştırdığım yemekler dışında bir şey yemedi. Şimdi de midesi kabul etmiyor. Yani boş yere bunları yaşamış olacak." Kabullenmiştim. Kafamı yere eğmiş, dişlerimin arasında konuşmuştum.

"Tek bir şey hissedersem içeri girer ve yüzünü dağıtırım."
Beni onaylandığında kalkmış ve Yuta'nın girdiği odanın kapısında durmuştum. Yüzümü ellerimin arasına aldım ve saçlarımı geriye doğru parmaklarımın arasına geçirdim. Biraz çektikten sonra bıraktım ve içeri girdim. Chenle'ya çıkmasını ima ettikten sonra odadan çıkmasını beklemiştim. Dizlerini kendine çekmiş, yatağın içinde minicik kalmıştı. Uyumadığını biliyordum. Yeni kalkmıştı zaten. Kendimden bıkmıştım. Onu defalarca üzmekten bıkmıştım. Hala aptallığımın önüne geçemiyordum.

"Dışarıda olacağız. Seni yalnız bırakmayacağım." Cevap vermediğinde yatağa oturmuş, kendime çevirmiştim. Gözleri dolu dolu bana bakıyordu.

Nakamoto, güzelliğini bu haldeyken bile nasıl yüzüme vurabiliyorsun? Nasıl bu kadar kusursuz olabiliyorsun? Güzelliği karşısında yutkunamamış, ellerim yüzünü bulmuştu.

"Hepsi geçecek." Gözleri yüzümde dolaşmış, sonunda gözlerimin en derinliklerine ulaşmıştı sanki.

"K-korkuyorum. S-sadece bitsin istiyorum." İtiraf ettiği şeyle yüzünde olan ellerimi hareket ettirmiştim. Yanağını okşamış, dudaklarına dokunmuştum.

pista de hielo - yutaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin