Taeyong'dan
Yanımdaki uyuyan bedeni görmemle gülümsedim. Dün yaramdan öptüğünde mutluluktan çığlık atmak istemiştim. Bana bu yarayı o sevdirmişti. Eskiden kapatmaya çalışırdım ama şimdi Yuta'nın dudaklarının değdiği yer olarak göstermek istiyordum herkese. Uyuduğunu fırsat bildiğim için dudağının kenarını öptüm. Saçlarıyla oynadım. Kıpırdamaya başladığında da geri çekildim. Gözlerini zorla aralamıştı. Kısık gözlerle bana bakmış, yataktan doğrulmuştu."Günaydın güzelim."
"Günaydın Taeyong. Teşekkür ederim."
"Ne için teşekkür ediyorsun sabah sabah?"
"Uyumama yardımcı olduğun için."
"Aslında hep benimle uyuman lazım. Bence bu odaya taşın." Yataktan kalkmış, bir şey demeden kapıya yönelmişti. Çıkacakken konuşmuştum.
"Yarışmaya gireceksin değil mi? İki hafta kaldı."
"Çok geride kaldım. Girsem de kazanamam."
"Saçmalama."
"Gireceğim." Nefes verir gibi söylendiğinde gülümsedim.
"Baş köşede izleyeceğim." Ölmediğim medyaya açıklanacaktı bugün. Yuta odamdan çıkarken ben de yataktan çıktım ve üstümü değiştirdim. Yuta'yla kalktığım için miydi bilmiyorum ama aşırı enerjiktim. Koltukta uyuyan Chenle'yu fark etmemle sırıttım. Masanın üstünde bardakta kalan suyu yüzüne döktüm. Anında irkilip kalkmıştı. Ben kahkahalar atarken o çok sinirli görünüyordu.
"Hyung! Ne yapıyorsun!?"
"Uyandırdım Lele."
"Yuta hyungnim! Al başımdan şu hyungu." Yuta üstü değişik şekilde odadan çıktığında bir yere gideceğini anlamıştım. Yine tüm dikkati üstüne çekiyordu. Saçlarının bir kısmını bağlamış, gerisini açık bırakmıştı. Bacaklarını saran siyah pantolonu ve siyah boğazlısıyla öldürecekti beni. Youngho da aynı anda odadan hazırlanmış biçimde çıktığında birlikte gidecekleri kanısına vardım.
"Nereye gidiyorsunuz siz?"
"Yuta biraz çalışacakmış, onu bırakacağım."
"Tek başına mı?"
"Tek başıma değilim. Bir sürü benim gibi çalışan insan var orada." Yuta ceketini giyerken konuşmuştu.
"Ben de geliyorum."
"Taeyon-"
"Ne durumdayım bakacağım." Üstüme ceketimi geçirdim ve peşlerine takıldım.
...
Yuta patenlerini ayağına geçirdiği gibi piste girmişti. Bir müddet onu izledim. Mükemmeldi. Yuta, mükemmeldi. Ağzım açık onu izliyordum. Kendimi tutamadım ve piste girdiğim gibi yanına ulaştım. Dans ettiğinden beni fark etmemişti. Arkasından tutup kendime çektiğimde afallamıştı.
"Ne oluy-" kollarımı sıkıca beline yerleştirmiş, çenemi omzuna yerleştirmiştim. Buzun üstünde hareket etmeye başladığımda bana uymuştu. Yine eskisi gibi dans etmiştik birlikte.
"Paslanmamışsın Taeyong. Hala aynısın." Dediğine gülümsemiştim.
"Partnerim iyi." Yanakları kızarmıştı. Bu halini yemek istiyordum. Yanaklarını ısırayım, dudaklarını öpücüklerimle doldurayım istiyordum. Benden ayrılıp kendi dansına çalışmaya devam ettiğinde köşede onu izlemeye devam ettim.
...
2 Hafta Sonra - Yuta
Heyecandan ölecek gibi hissediyordum. İki hafta boyunca her gün piste gitmiş ve çalışmıştım. Taeyong o günden sonra gelmemişti. Eve gittiğimde hep nasıl geçtiğini soruyordu ama başka bir şeylerle meşgul gibiydi. Onu bu son iki haftada daha çok görmek isterdim. Osaka'ya gitme kararım hala değişmemişti. Çok fazla çalışmıştım. Şimdiyse sahne kıyafetlerimle duruyordum. Youngho hyung ve Chenle iki saat cesaretlendirme konuşması yapmışlardı. Taeyong yanlarında yoktu. Onlar gittiğindeyse Taeyong gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pista de hielo - yutae
Fanfiction"küçücük bir çocukken onun buzun üstünde durmasını sağlayan adam, bir gece ortadan kaybolmuş en büyük düşüşü yaşatmıştı ona." Nakamoto Yuta × Lee Taeyong #1 yutae ²⁷¹⁰²¹,⁰⁵⁰³²³