Taeyong'dan
Yuta'yla balkondaki konuşmamızın ardından iki gün geçmişti. Artık benimle uyumuyordu ve resmen köşe bucak kaçıyordu. Aynı evde yaşıyorduk ama yüzüme bile bakmıyordu. Yaklaşmaya çalışsam çekiliyordu. Sanki yeni bir karar almış gibiydi.Uyandırmak için odasına girdim yavaşça. Kahverengi uzun saçları yastığa dağılmış, dudaklarını büzmüş bir şekilde uyuyordu. İstemsizce yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Yatağın ucuna oturmuş ve biraz daha izlemiştim onu.
"Yuta." Hafifçe seslendiğimde hemen açmıştı gözlerini. Bu yataktan sürükleyerek bile kaldıramadığım Yuta mıydı? Hem biraz korkmuş görünüyordu. Kaşlarımı çatmış, anlına düşen saçları geriye doğru itmiştim.
"Korktun mu? Üzgünüm." Yatakta doğrulmuştu. Artık hareket ederken pek zorlanmıyordu. Dudağındaki şişlik tamamen inmişti, sadece yaranın izi kalmıştı. Boynundaki izlerdeyse kan toplayan yerler kaybolmaya başlamıştı. Vücudundaki derin çizikleri merak ediyordum ve o uyku sersemiyken tişörtü üstünden kolayca sıyırdım.
"Taeyong." Sertçe söylendiğinde ellerim hala tişörtündeyken konuştum.
"Bakmama izin ver. Lütfen. İki gündür bakmıyorum ve ne halde olduğunu merak ediyorum." Hayır diyecek gibi olmuş, sonraysa pes ettiğini gösteren mimikler bırakmıştı. Gülümsemiş ve tişörtü üstünden çıkartmıştım. Teni gözlerimin önüne geldiğindeyse eskileri hatırlamadan duramamıştım. Çok güzeldi. Kusursuzdu. Kendimi toplamış, yaralara bakmaya başlamıştım. Derin olmayanlar kabuk bağlamıştı ama bazıları kötü görünüyordu.
"Acıyor mu?" Elimi yaranın üstünde hafifçe gezdirdiğimde yüzünü buruşturmuştu.
"Çok değil." Yarasına pansuman yapmış, son kez vücudunu kontrol ettikten sonra tişörtünü giydirmiştim.
"Bacakların ne durumda?"
"İyi."
"Bana düzgün cevap vermelisin. Yoksa altındakini de çıkaracağım."
"O-oradakilerde derin olan bir yara yok." Hızlıca söylendiğinde üzülmüştüm. Ona da kendim bakmak istiyordum. Aklıma gelen şeyle sırıttım.
"Saçların mı kirlenmiş senin?" Eli saçına gitmiş, birkaç tutamını kaldırıp yoklamıştı.
"Daha yeni yıkanmıştım." Dudaklarını büzdüğünde onu öpmemek için kendimi çok zor tutuyordum. Bilerek yapıyordu resmen.
"Bir daha yıkan hadi ben yıkarım seni." Anlamış gibi gözlerini devirmişti. Geri yatağın içine girdiğinde aklıma bir anımız gelmişti.
Flashback
Erkenden kalkmış, Yuta'nın en sevdiği yiyeceklerden güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Odaya girmiş, yatakta uyuyan bebeğimi görünce gülümsemiştim. Yorganı kulağının hizasına kadar çekmiş, cenin pozisyonunu almıştı. Yatağa oturmuş, biraz onu izledikten sonra yorganı hafifçe çekmiştim."Sevgilim." Kaşları çatılmış, sonra uyumaya devam etmişti.
"Yuta." Sesime yine kalkmadığında, üstüne eğilmiş, dudağına bir öpücük bırakmıştım. Gözlerini açmadığında bilerek yaptığını anlamış, dudaklarına uzunca bir öpücük bırakmıştım.
"Daha çok ileri gitmemi istiyorsun sanırım." Ellerimi tişörtünün içine soktuğumda gözlerini hemen açmıştı.
"Uyurken benden yararlanmaya mı çalışıyorsun sen?" Sırıtarak söylediği şeye yarım ağız gülümsemiş, dudağına minik bir öpücük bırakıp çekilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pista de hielo - yutae
Fanfiction"küçücük bir çocukken onun buzun üstünde durmasını sağlayan adam, bir gece ortadan kaybolmuş en büyük düşüşü yaşatmıştı ona." Nakamoto Yuta × Lee Taeyong #1 yutae ²⁷¹⁰²¹,⁰⁵⁰³²³