Aklımı aldın sen ver geri nolur nolur
Yardım et Yarab sen gözleri boncuk boncuk
Saçları bal rengi yanakları allana allana
Tatlı mı tatlı ah kalbimi ver geri boşluk var-Nimet-
Sabah kalktığımda her yerim ağrı içindeydi. Koltuktan kalkar kalkmaz ilk işim Cemre'ye en güzel dileklerimi iletmek oldu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra hazır olan masaya oturdum. Benim söylenmelerim eşliğinde kahvaltımızı yaptıktan sonra Cemre Bey(!) hemen evden çıkmıştı. Ben de odaya girip üzerimi giyindikten sonra Yaren, Aşkım ve ben okula: Beyza abla ve Bahar işe gitmişlerdi.
Yaren ve ben edebiyat fakültesinde, Aşkım ise mühendislik fakültesinde okuyordu. Aşkım ile vedalaşıp dersimizin olduğu amfiye doğru yol aldık. Yaren ve ben aynı dersleri aldığımız için çoğu dersimizde yan yanaydık.
Yeni edebiyat profesörümüz yakışıklıydı. Yaklaşık 1.80 boyunda geniş omuzlu 25 en çok 27 gösteriyordu. Yaren de ben de çok şaşırmıştık. Çünkü ilk defa bu kadar genç bir profesör görüyorduk....
Profesör sandalyesine oturup sınıfa göz gezdirdi daha sonra ayağa kalkarak kendini tanıttı
"Merhaba, ben Emir. Edebiyat alanında mastır yaptım. Bu senelik derslerinize ben eşlik edeceğim."
"Çok özür dileyerek yaşınızı sorabilir miyim?" Diyen kıza tek kaşını kaldırıp baktı. Bakışları çatık bir hal almış gibiydi. Sonra tekrar yerine oturup
"30" dedi. Yüzünde tek bir mimik bile kıpırdamamıştı.
Bu kadar genç yaşta edebiyat alanında mastır yapması beni oldukça şaşırmıştı. Birkaç sorunun ardından derse başlamıştı. Diğer profesörlere göre daha tane tane anlatmıştı. Sesi aşırı etkileyiciydi. Sert bakışlarının altında romantik bir şair var gibiydi...
Ders bitiminde Aşkım bizim fakülteye gelmişti. Hepimize birer kahve aldıktan sonra bahçeye çıktık. Banklara doğru yürürken Aşkım önden gidiyordu. Ardından bize doğru döndü ve geri geri yürümeye başladı
"Biraz hızlı olsanıza. Akşama gelirsiniz artık. Hadi hadi"
Aşkım bize söylenirken arkasında olan Emir hocayı fark etmemişti. Emir hoca da elindeki dosyalardan kafasını kaldırmıyordu. Yaren ile ben Aşkım'a seslenene kadar çoktan çarpışmışlardı. Aşkım dengesini sağlayamayan yere düştü. Aşkım'ın çığlığıyla birlikte koşarak yanlarına gittik. Aşkım ayak bileğini tutuyordu. Emir hoca konuşmaya başladı
"İyi misin? Neren acıyor?"
"Bileğim, bileğim çok acıyor."
Tekrar bileğine baktığımızda bileği hafiften morarmıştı.
"Hastaneye gitmesi lazım. Ben götüreyim sizi. Biriniz benimle gelin"
"Ama hocam bizim sınavımız var. Yani arkadaşımızdan önemli değil ama girmezsek biliyorsunuz."
"Tamam. Tamam ben götürürüm."
Biz Aşkım'ı yavaşca kaldırıp Emir Hocanın arabasına kadar götürmüştük. Aşkım sızlanırken Yaren Beyza ablayı arayıp Aşkım'ın durumunu anlatıp hastayene gitmesini söyledi. Yaren ve bende sınava geç kalmamak için aceleyle koşmaya başladık.
BEYZA'NIN ANLATIMINDAN
"Efendim Yaren"
"Beyza abla Aşkım'ın ayağı burkuldu. Hastaneye gidiyor. Bizim sınavımız var yanında gidemedik. Aşkım'ın yanına gider misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ İSİM
Teen FictionAile baskısından kurtulmak isteyen bir oğlan, arkadaş kazığı yemiş 5 kız... onlar nasıl bir araya geldi? Kampüste birinin "Özgür!" Diye bağırmasıyla arkamı döndüm. Yani ben ve ismi Özgür olan birkaç kişi daha... "Özgür seni seviyorum! Duydun mu ben...