BENİ SANA DOĞRU ÇEKEN BİR GÜÇ VAR...
MONSTA X - MAGNETIC
"Biz size döneriz Özgür Hanım."
"Tamam. Ama ne zaman?" Dedim. Merakla kadının suratına bakıyordum.
Soruma cevap vermeyen kadının suratına son bir defa daha küfür edercesine bakıp daha fazla ısrar etmeden sinirli adımlarla çıkışa doğru ilerledim. Kapıyı sertçe açıp marketten çıktım. Kapının önünde kimseye aldırış etmeden biraz tepindikten sonra daha da rahatlamıştım. Kaçıncı kez 'sonra döneriz Özgür Hanım' cevabını aldım hatırlamak bile istemiyorum. Sahi 8-12 ahh lanet olsun, bütün kötü olayalar üst üste gelmişti.Sabah erkenden kızlarala karakola gidip Mine'nin evden götürdüğü şeylerle ilgili şikayette bulunup ifade vermiştik. Daha sonra da ben, Bahar ve Yaren iş bulmak için dağılmıştık. Ama o saatten bu saate hiç olumlu bir cevap alamamıştım. O kadar dalgındım ki rüzgar bedenimi nereye götürüyorsa oraya yürüyordum. En son nereye geldiğimi anlamadan lüks bir restoranın önünde durup iyice inceledim. Dış kısmı mor ışıklarla kaplı ve hepsi restaurantın ismine doğru dönüktü; LOTUS (siyah bir zemin üzerine harflerin hepsi beyaz olacak şekilde tabela asılmıştı)
Bu çok havalıydı. Hemen heyecanlı adımlarla içeri girmek için hareketlendim.Içeri ilk adımımı attığımda burnuma lotus çiçeği kokusu gelmişti. Çok yoğun bir koku değildi, insanı rahatlatan bir kokuydu. Restoranın renkleri birbirine çok uyumluydu; mor, mavi, pembe ve beyaz. Herkes sessizdi. Içeride bir tek çatal bıçak sesleri vardı. Sonra birden yanıma 1.70 boylarında kıyafetlerinden garson olduğu anlaşılan bir kız geldi. Dizlerinin tam bitişinde biten koyu kırmızı etek, beyaz gömlek, koyu kırmızı yelek ve hafif topuklu siyah bir ayakkabı vardı. Kolunda beyaz bez gibi bir şey asılıydı. Önümde eğilip konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mı?"
"Yok hayır ben iş ilanı için gelmiştim." Dedim hafif utanarak. Kız ise hafif bir şekilde gülümseyerek
"Anladım. Siz burada bekleyin ben hemen Hakan Beyi çağırıyorum. "
"Tamam. Ben burada bekliyorum." Dedim sessizce. O kadar elit bir yerdi ki. Yüksek sesle konuşursam yaka paça dışarı atılmaktan korkuyordum. Bu işe çok ihtiyacım vardı onun için dikkatli olmalıydım.
Yaklaşık 2 dakika sonra siyah takım giyen uzun boylu 30 lu yaşlarının başında olduğu belli olan bir adam geldi. Elini uzatarak
"Buyrun ben Hakan."
"Ben de Özgür. İş için gelmiştim." Dedim elimi adama doğru uzatırken.
"Peki beni takip edin o zaman. Size işi anlatayım daha sonra da isterseniz sözleşme imzalayalım."
"Peki olur." Dedim neşeyle. Yavaşca yürümeye başladık aynı zamanda da Hakan Bey konuşmaya başladı
"Burada çalışacağınıza emin misiniz Özgür Hanım? Sizi bu şekilde işe alsak da kovulmanız sadece birkaç saniye sürebilir, katı kurallarımız vardır. "
"Evet eminim; çünkü bu işe ihtiyacım var."
"Güzel, o zaman ilk önce kuralları anlatmaya başlayalım." Uzun bir koridora giriş yaptığımızda Hakan Bey duvarda asılı olan tablolara yöneldi. 5 tane çerçeve vardı ve hepsinde farklı renklerde Lotus çiçeği.
"Bu çerçevedeki Lotuslar restoranımızın 5 yıldızıdır. Beyaz Lotus; saflığı, Mavi Lotus; bilgeliği, Mor Lotus; maneviyatı, Pembe Lotus; aydınlanmayı ve son olarak Kırmızı Lotus; sevgi ve tutkuyu temsil eder." Dedi. Çok şaşırmıştım, bunlar çok ince düşüncelerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ İSİM
Teen FictionAile baskısından kurtulmak isteyen bir oğlan, arkadaş kazığı yemiş 5 kız... onlar nasıl bir araya geldi? Kampüste birinin "Özgür!" Diye bağırmasıyla arkamı döndüm. Yani ben ve ismi Özgür olan birkaç kişi daha... "Özgür seni seviyorum! Duydun mu ben...