𝐭𝐰𝐞𝐧𝐭𝐲 𝐟𝐢𝐯𝐞 "The Game Begins„ +Surprise

231 24 9
                                    

21.09.2020.

Eski İtalyan Moteli(올드 이탈리안 모텔) Seoul.

13 numaralı oda, içerisinde gizlenmiş kader gülünün koparılmış yaprağı nidamında olan o not.

Sıradanlığın içinde, kendini derinliklerin kuytu köşelerinde saklayan sıradanlığı maske giyinmiş o fırtına.

Kitaplar ve kelimelerin görünmez bağı ve onların uyumu. Evet, başından beri anahtar buydu.

Bizi ayağına getirecek kadar zekice planlanmış bir anahtar.

Bir fısıldama kadar usul, bir çığlık kadar da tiz. İkilemin verilen lanet olduğu bir manşet.

Yanılmıştım, oyun daha başlamamıştı.

Oyun, daha yeni başlıyordu.



ꨄ︎



"Tıpkı rakamlar gibi kelimelerin oyunu, oyunun dürüstlüğü nehir gibi miydi, yoksa zaman gibi mi? Saflığı tanımlayan ve zıtı. Arkana bak, gözden kaçırdığın her şey aslında ayağının dibinde."

"A invisible Choice. „

pt.25







❦︎








Bakışlarım solgun parkenin üzerinde yığılmış kitap yığınına takip etti, ardından ortaya çıkarılmış cümlenin yazıldığı o kağıtı;

"Tıpkı rakamlar gibi kelimelerin oyunu, oyunun dürüstlüğü nehir gibi miydi, yoksa zaman gibi mi? Saflığı tanımlayan ve zıtı. Arkana bak, gözden kaçırdığın her şey aslında ayağının dibinde."


Arkana bak,

Aradığın her şey arkanda.

Tam bu an. Bu dakika, dakikanın içinde gizlenmiş saniye. İşte bu an farkına varmıştım.

Hiç düşünmeyi bıraktığınız oldu mu? Beyninizin düşünmeyi bıraktığı o an,

Belki de düşünceler bir okyanus niyetine sizi gür dalgalarına boğmuştur. Bedeninizi sarıp sarmalamış o dalgalar aslında lanetli düşüncelerdir. Sizi karanlığın en dibine iten o düşünceler, sonsuz görünen dip ise zihniniz. Aslında kendi zihninizin içerisinde boğuluyordunuz, ve bunu farketmek için kendinizi dibe sürüklemeniz gerekiyordu. Tamamen boğuk bir zihnin ve kirlenmiş düşüncelerin arasında kendinizi aciz bir şekilde teslim etmeniz gerekiyordu.

İşte bu noktada, beynin duruyordu. Düşünceler bir rüzgar misali aklından savrulup gidiyordu.

Veya gür bir dalga misali seni kendine çekip çaresiz olumlamalar içinde boğuyordu.

Her halükarda, ben kendi zihnime teslim olmuştum.

Ayağımın dibinde duran o açık sayfalar, hemen altlarında ise çıkardığım o not.

Her biri planlanmıştı. Planın bir parçasıydı. Zekice. Ayrıntılar o kadar özenle yerleştirilmişti ki âdeta tozlu sayfaları ve onlardan bir cümle türetene kadar değersiz kılınmış o kelimeler saklanmıştı ve kimsenin ruhu duymamıştı. Tıpkı yürüttüğü diğer oyunlar gibi.

Message from a Killer | •𝘵𝘢𝘦𝘳𝘰𝘴𝘦• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin