𝐭𝐰𝐞𝐧𝐭𝐲 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧 "kırmızı ip, kopan düğüm."

219 25 34
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yalnızca üç kelime. Yalnızca üç kelime, karakolu avuçları içine almış dehşeti tanımlamaya yeterdi. Üzerime tekrar soğuk su dökülmüş gibi hissettim. Ama bu defa aydınlanmaktan değildi,

Ayağımıza ulaşmış kaosun farkına varmaktandı.

Yoonbyul ortada yok.

Yoonbyul'u bulamamamız gizemli kişinin ölümüne neden olacak.

Ne planlıyorsun Taehyung?

"Ne demek ortada yok? Polisler onu tutuklamaya gitmedi mi? Onca polis bir suçluyu yakalayamadı mı?"

Seokjin sinirli bir çıkış gösterdi. Onu yakalamaya bu kadar yakınken, tam her şey halloldu demişken, onun parmaklarımız arasından kayıp gitmesi düşüncesi Seokjin'i öfkelendirmişti. Yalnızca onu da değil, bu kaosu hisseden herkes aynı duyguları paylaşıyordu.

Neler oluyor?

"Polislerden şimdi haberi aldım, baskın olduğu sırada kaçmış. Polisler onun peşinde şu an."

Dahyun, yüzündeki taze panik ve endişe ile açıklamaya devam etti. Onun omuzlarını tutmayı bıraktım, ona baskı göstermek istemedim. Stresini kolayca yüzünden okuyabiliyordum. İçten içe ben de panik yapmaya başlamıştım. Ne yapacağız? Nasıl yakalayacağız?

Alt dudağımı dişledim. Hızlı ama mantıklı bir karar vermeliydik. Bu davanın gidişatı bizim kararımıza bağlı.

Amcamın saçlarını çekiştirdiğini gördüm. O da ne yapacağını bilmiyordu. Fazla vaktimiz yoktu, üzerimizde süre baskısı vardı.

Bir karar vermemiz gerekiyordu. Doğrusu, hala bu yetkiye sahip olmadığım için karar vermesi gereken amcam ve Seokjin idi.

"Boşver onları, Jin. Arabanı al, peşlerinden gidiyoruz."

Ortamı gergin bir hava sardı. Öyleki amcamdan asla duymadığım kadar ciddi bir ton yüklseldi, yeteri kadar otoriter ve kararlıydı. Bir an, gözlerine bakmaya korkttuğumu hissettim.

"Ne yani, tüm merkez o dingilin peşinden koşuşturalım mı?"

Amcam önden yürümeye başladı. O da öfkeliydi, ama daha fazla şaşkındı. Ne olduğunu, ne döndüğünü hala anlamamıştık, bu durum içerisinde doğru kararı nasıl verecektiler?

"Daha iyi bir fikrin mi var?"

Amcamın kararlı tavrının üzerine gitmedi Seokjin. Sessizce peşine düştü.

Ama öylece gidemezdiler. Ben ne olacağım?

"Amca, ben de gelmek istiyorum-"

Amcam arkasını dönmedi bile, yalnızca "Sen burada kal, bu tehlikeli." diyerek beni orada bıraktı.

Ses tonu beni ikna etmesi için yeterliydi. Ama burada elim kolum bağlı şekilde beklediğim her dakika bir cehennemi andırıyordu bana.

Oraya gitmeliydim.

Message from a Killer | •𝘵𝘢𝘦𝘳𝘰𝘴𝘦• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin