𝐓𝐞𝐧

1.2K 111 193
                                    

Lisa'nın başı dertte.

Hemde benim yüzümden.

Onu kurtarmalıyım.

Koşar adımlar ile hırkamı giyip evden çıktım. Arkasından kapıyı kilitledim ve telefonumu elime aldım. Konumu atmıştı. Resmen onun ayağına kendi rızam ile gidiyordum. Ama bunu yapmaya mecburdum, Lisa'yı onun kirli elinden kurtarmaya mecburdum. Bunu sadece Lisa için yapacaktım. Onu o tehlikeli kuyuya attıysam kendi ellerimle de yukarıya çekmeliydim.

Taksi bekleyecek durumda olmadığım için yolun ortasına atlayarak hareket halinde ki taksiyi durdurdum. Tek hışımla içeriye kendimi attım ve bana yan gözle bakan Şoföre hızlıca konumu gösterip olabilecek en hızlı şekilde oraya varmasını söyledim. Sabır dilenir gibi nefesini veren şoför, fazla bekletmeden söylediğim konuma sürmeye başladı. Yaklaşık on dakika sonrasında, Seoul'un en kalabalık ve bilindik yerlerinden birine gelmiştik. Burası turistlerin de göz bebeği olan, gece hayatının yaşandığı meydanlardan biriydi. Burada bir çok büyük binalar ve modern evler vardı. Nasıl yani, böyle kalabalık bir yerde sorunsuz bir şekilde yaşıyor muydu? Hiç ifşa edilirim, keşif edilirim korkusu yok muydu içinde?

Yaşadığı yeri sorgulamayı kenara bırak ve Lisa'yı kurtarmaya git, Chaeyoung.

Kendimi uyarıp taksiden indim ve görkemli büyük binaya doğru yürümeye başladım. Şanslıydım çünkü kotumun cebinde para vardı, ve böylece taksi parasını ödeyebilmiştim. Yürüdüğüm bina oldukça lüks ve pahalı gözüküyordu.

Ne sanıyordum ki, böyle bir alanın ortasında binaların eski püskül şeyler olacağını mı.

Hızlı adımlar ile içeriye girdim ve bir görevliye 'Kim Taehyung' adını vererek hangi katta kaldığını sordum. Görevli onun adını duyar duymaz işini bırakıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Asansöre bindirdikten sonra en üst numaraya, yani 9. Katın tuşuna tıkladı. Bir de zemin kat, yani lobi kat bulunuyordu. Yani bina on kat olmalıydı. Her bir katı oldukça geniş ve büyüktü, kim bilir modern daireler ne kadar da büyüktü. İçimde ki fakir ruhun ortaya çıkmış, hiç görmemiş gibi asansörü, katları ve onun kapısını incelememiştim. Beni asansöre tıktıktan sonra 4. Numaralı dairede kaldığını söylemiş ve kapılar kapanmadan önce bir hışımla dışarıya bir şey demeden fırlamıştı. Arkasından sadece asansörün demir kapıların kapanmasını seyretmek ile yetinmiştim. Bugün daha ne kadar uzaylı muamelesine rastlayacaktım?

Asansörden çıkınca 4. Numaralı daireyi kısa sürede bulmuş ve büyük siyah kapının önünde durmuştum.

Lisa için Chaeyoung, tüm bunları Lisa için yapıyorsun. Onu tek başına böyle bir tehlikenin içinde bırakamazsın.

"Lisa için." Diye mırıldandım ve kapıya tıkattım. İkinci tıklatışımda kapı açılmış ve beni yaşlı bir adam karşılamıştı. Adama anlamsız bakışlarımdan fırlatırken kendisi hiçbir şey demeden kenara çekilip içeriye yürümüştü. Bunu 'içeri gel' komutu olarak algıladım ve onun peşinden içeri girdim. Tam tahmin ettiğim gibi, dairenin her bir köşesi lüks bir şekilde dizayn edilmişti. Çoğunlukla beyaz tonlarının hâkim olduğu bu yerde, her attığım adımda Lisa'yı gözlerimle arıyordum. Sonunda yaşlı adam beni bir salona götürdüğünde durdu ve bana kısa bir bakış atıp arkasını dönüp geldiğimiz yolu geri katletti. Ondan gözlerimi çekip az önce durduğu yere baktığımda onu gördüm. Biraz ilerimde duruyordu.

Doğrusu oturuyordu.

Karşımda üzeri çeşit yemekler ile donatılmış büyük bir masa duruyordu. Ve masanın başında o oturuyordu. Evi gibi kendisi de beyaz giyinmişti, beyaz gömleğinin kollarını sıvamış, ilk iki düğmesini açmıştı. Siyah saçları dağınıktı, ve dağınık saç ona o kadar güzel duruyordu ki, saatlerce bu görüntüyü izleyebilirdim. Masanın görkemliği ve onun siyah tutamlarının ardında ki naif bakışlarını gözümü kırpmadan seyredebilirdim.

Message from a Killer | •𝘵𝘢𝘦𝘳𝘰𝘴𝘦• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin