1' bahar filizi üşüyor

646 62 106
                                    

"Gege." Wang Yibo dudaklarına sürtünerek fısıldadığında Xiao Zhan'ın kirpikleri titremiş ve büyük bir arzuyla dudaklarına daha çok sürtünmüştü. Sevgilisi gülümseyip ona istediği öpücüğü bahşederken onun kokusuyla dolu yastığa başını yaslamış kolları arasında sıkıca tutunan adamı kendine çekmişti. Sıcaklığını hissettiği dudakların özlemi tüm bedenini kavururken hiçbir hücresi durmuyor, kıpır kıpır ona dokunmak istiyordu. Elleri omuzlarından kollarına kayarken de, bacakları bir yukarı bir aşağı bir sarmaşık gibi onunkilerine dolanırken de durmuyordu.

Wang Yibo, üç ayını geçirdiği kazı sahasından yeni dönmüştü. Üniversitede verdiği dersler başladığı zaman evine duyduğu hasret nihayet son bulmuştu. Bir sonraki tatile kadar tüm çalışmaların biteceğini tahmin ediyordu, bir daha oraya gitmesine gerek kalmayacaktı. Öte yandan onunla aynı üniversitede eğitim veren sevgilisi geçen dönem olduğu kadar yoğun değildi ve bu daha fazla vakit geçirebilecekleri anlamına geliyordu.

Xiao Zhan gülümseyerek öpücüğe ara verdi ve burnunu onun yanaklarına sürterken mırıldandı. "Diyordum ki..."

"Hm?"

"Yanına taşınsam?" Xiao Zhan bunları söylediği an Yibo biraz doğrulup gözlerine endişeyle baktı. Xiao Zhan bu endişenin kaynağının kendisi olmadığını biliyordu. Yibo biraz duraksadıktan sonra soruyu duymamış gibi yeniden dudaklarına yaklaştığında Xiao Zhan ondan hızlı davranıp küçük hızlı bir öpücük bıraktı. "Bizi tanıştırmanın vakti gelmedi mi sence de?"

Yibo başını iki yana sallayıp öpücüğe devam etti. Alt dudağını dudakları arasında sıkıştırırken Xiao Zhan inleyip devam etti. "Daha ne kadar kaçabilirsin Yibo, üstesinden birlikte gelebiliriz."

"Ge- bunu şimdi konuşmayalım." Wang Yibo fısıldayıp konuyu kapatmak için her zaman kullandığı cümlelerden birini kurmuştu.

"Yibo ben- ah!" Xiao Zhan dudaklarını yeniden aralayıp tam da bu kez aynı numaraya kanmayacağını söylemek üzereydi ki Yibo pantolonu üzerinden penisini kavrayıp onu susturmayı başarmıştı.

"Bana dokunmayı özlemedin mi gege?" Ellerini kumaş üzerinde sürterken altında zevkle kıvranan adamın yüz ifadesinden hoşlanıyordu. "Özledim."

Yibo dizleri üzerinde doğrulup tişörtünü çıkarırken Xiao Zhan da dirseklerinden destek alarak başını kaldırmış ve manzarasının tadını çıkarmıştı. Yeniden üzerine eğildiğinde kollarını bedenine sarmalayarak onu kabul etmiş, yeni öpücüklerine tutkulu bir karşılık vermişti. Konuşmak istediği konuyu sonra da konuşabileceğini biliyordu, ilişkileri yarıda kalan sözlerin yıkamayacağı kadar derindi. Bu yüzden sadece anın tadını çıkarıp parmak uçlarının dokunmayı özlediği tende keşfe çıkmasına izin verdi.

Kapı çalana kadar.

Bir süre duraksayıp birbirlerine baktıklarında Xiao Zhan kapıyı açmaları gerektiğini söylemek üzereyken Yibo kayıtsız bir tavırla dudaklarını onun boynuna bastırdı. "Kargo falandır."

"Eve yeni geldin ne kargosu?" Xiao Zhan kaşlarını çatıp doğrulmaya çalıştığında Yibo pes edip yatakta oturdu. Kapı inatla çalmaya devam ederken Xiao Zhan bir an kaybetmeden yataktan kalkmıştı. "Sen bekle, ben açarım." Kapıyı açma görevini üstlenmişti çünkü Wang Yibo yarı çıplaktı ve kapının önündeki her kimse sabrının sınırlarını zorluyor olmalıydı.

"Geliyorum!" Xiao Zhan bir yandan seslenip bir yandan yüzüne ışıltılı bir gülümseme yerleştirdikten sonra kapıyı açtı.

Her şeyi beklemişti, aidat sormaya gelen görevliyi, kargocuyu veya yanlış eve gelmiş bir paket servisini bile. Ama kesinlikle küçük bir kız çocuğu beklememişti.

Şeftali Çiçekleri Sonbaharda da AçarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin