8' baskıdan kurtulmak

140 22 9
                                    

Kum tanelerinin rüzgarda uçuşması gibi, Wang Yibo sahip olduğu her şeyi bir anda kaybettiğini hissediyordu. Bacaklarındaki gücü bile hissetmiyorken fakültenin otoparkına nasıl ulaştığını da hatırlamıyordu. Arabasını park ettiğini düşündüğü yerin boş olduğunu gördüğünde beyninde başka şimşekler çakarken arkasını döndü ve buraya kadar kendisini takip ettiğini farkına varmadığı sevgisine sordu, sanki cevabı biliyormuş gibi. "Arabam nerede?"

"Önce sakin ol, nereye park ettin?" Xiao Zhan onu kendisine zarar vermemesi için sakinleştirmeye çalışsa da kendi kalbi de fırlayacakmış gibi atıyordu. Lihua'nın kayıp olması ve başına bir şey gelmiş olma ihtimali onu mahvetse de Yibo'nun yanında güçlü durmalıydı.

"Buraya." dedi Yibo fısıldayarak. Hiçbir şey için gücü kalmamıştı. Başını ellerinin arasına alıp birkaç derin nefes aldı. "Benim aldığımı söylemişler... Güvenlikte arabaların plakaları kayıtlıydı..." Kendi kendine mırıldanırken başını iki yana sallıyor, saçlarını çekiştiriyordu. Güçsüz kalıp yere çömeldiğinde asfalta yapıştırılmış, üzerinde ismi yazan bir kağıt gözlerine takıldı. Titreyen parmakları arasına aldığı kağıdı açıp bilgisayarda hazırlanmış notla karşılaştığında dudaklarının arasından çıkan hıçkırığa engel olamadı. "Polise gitmeyin diyorlar." dedi güçsüzce kağıdı yanında dikilen sevgilisine uzatırken. "Arabamı çalmışlar."

"Fakültenin güvenlik kamerası kayıtlarını isteriz." Xiao Zhan elinden geldiğince mantıklı konuşmaya çalışırken onun yerden kalkmasına da yardım etti. "Yibo, polise gitmek zorundayız."

Yibo sadece başını salladı, konuşmak için gücü kalmamıştı. Sonrasında nasıl Xiao Zhan'ın arabasına bindiğini de fark etmemişti, ne zaman karakola geldiklerini de...

Chunhua'nın ona söylediği departmana ulaştıktan sonra ismini söylemesiyle iki polis tarafından tutulup departmandaki bir sandalyeye oturtulması bir oldu. Yibo şaşkınlıkla etrafını saran polislere bakarken Chunhua şişmiş gözleriyle karşısına oturdu. Tam arkasında da eşi vardı. Yibo'ya öyle yukardan bakıyordu ki, ellerini Chunhua'nın omuzlarına koyuşu bile sırf göğsünü kabartmak için yaptığı bir hareket gibiydi.

"Wang Yibo, olayda doğrudan şüphe altındasınız."

"Ne-" Yibo konuşmaya yeltendiğinde önündeki sehpaya bir dosya atıldı. Arabasının belli belirsiz bir otoyol kamerasından çekilen fotoğrafını gördüğünde başını kaldırdı. "Arabamı çaldılar!"

Xiao Zhan yoldan beri güvende tuttuğu not kağıdını polislerden birine uzatırken "Bu notu bırakmışlar." dedi.

"Nota..." diye yavaşça sözde girdi Chunhua'nın arkasındaki adam, "... el yazısı testi yapmamız mümkün mü, memur bey?"

Yibo onun neyi ima ettiğini şimdiden biliyordu. Dişlerini sıkarak oturduğu yerden kalkmaya yeltendi ancak oturduğu yere daha çok bastırılması aldığı tek sonuçtu. Bu sırada Xiao Zhan onu sıkı sıkı tutan polislere sakince "Not bilgisayarda hazırlanmış. Buraya çok acele geldik, ama fakültenin güvenlik kamerası kayıtlarını isteyebiliriz."

"Siz kim oluyorsunuz?" dedi memurlardan biri. Xiao Zhan sakinliğini korumaya devam etti. "Wang Yibo'nun erkek arkadaşıyım." Tıpkı Yibo gibi, Xiao Zhan da Chunhua'nın eşinin imalarını anlamış, hatta kendi söylediklerinden sonra daha bir imalı hale gelen bakışlarını da fark etmişti. Açıkça, Yibo'yu ve hatta kendisini suçluyordu bu bakışlar. "Wang Yibo'ya kefilim, fakültedeydi."

Bir diğer polis açtığı bilgisayarın ekranını onlara çevirdiğinde Xiao Zhan sevgilisinin büyük bahçede bağırdığı ve önündeki iki kişinin üzerine yürüdüğü görüntülerle karşılaştı. Şaşkınlıkla bakışlarını sevgilisine çevirip dudaklarını araladı ancak konuşmadı.

Şeftali Çiçekleri Sonbaharda da AçarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin