6' taç yaprakları yalnız değil

144 21 7
                                    

Gece karanlıktı, Lihua bunu daha önce de biliyordu ama bu gece hep olduğundan daha karanlıktı. Babasıyla birlikte geçirdikleri bu zamanda, odasına ve yatağına gerçekten de alışmıştı. Özellikle kendi eşyalarıyla donatıp bir de Xiao Zhan'ın getirdiği piyano eklendiğinde...

Xiao Zhan'ın piyanosu...

Karanlıkta piyanonun görüntüsüne bakmak için yatakta doğruldu ve yavaşça örtüyü üzerinden itip küçük ayaklarını yataktan aşağı sarkıttı. Kalbini heyecanla çarptıran bir fikir aklında belirirken parmak uçları soğuk zemine dokunmuş ve Lihua dağınık saçlarını arkasında savurarak yataktan çıkmıştı.

Babası Xiao Zhan'ın sevgilisi olabilirdi ancak Lihua'nın babasıydı.

Onun burada kalmasını istediği akşamdan beri, geceleri babasının yatak odasında birlikte uyuduklarını fark ettiğinde Lihua'nın içinde onu rahatsız eden bir kıvılcım ortaya çıkmıştı. Daha kendisi babasına sarılmaktan çekinirken her gece başka bir adamın babasına sıkı sıkı sarılarak uyuduğunu kabul etmek istemiyordu. Doğrusu bir gece önce gizlice gidip kapıdan onları izlediği için suçluluk da duyuyordu ama onların sıkıca sarıldığını gördükten sonra bu gece sadece kapıdan izlemekle yetinmemeye karar vermişti.

Lihua sarılmayı severdi. Ancak ne annesi, ne de okuldaki arkadaşları sarılmayı seven kişiler değildi, bunu fazla yapışkan bulduklarını söylüyorlardı. Bu sebeple Lihua kocaman peluşlar istemiş, yine de annesi bu istediğini toz yaptıkları bahanesiyle yerine getirmemişti. Dadılar kuralcıydı, büyükbabası da korkunç. Lihua'ya kimse sarılmıyordu.

Bir keresinde okulun bahçesinde rastladığı yaşlı kedi dışında.

O kedi Lihua'nın kucağında uyuyup garip bir şekilde titremişti bile. Ama Lihua annesinin korkusuna ona isim bile vermemişti ve bir daha onu göremediğinden isim vermediği için çok pişmandı.

Küçük adımlarını babasının yatak odasına yönlendirip zaten aralık bırakılan kapıyı itti ve yanlış bir şeyler yaptığı için hızla çarpan kalbini dizginlemeye çalıştı. Başkasının yatak odasına izin almadan girilmezdi, eğer annesinin yatak odasına girmiş olsaydı annesi çok kızardı. Ama babası annesi gibi değildi ki...

Sessiz ve minik adımlarla yatağa yaklaşıp babasının uyuduğu tarafa sessizce tırmandı ve dizlerinin üzerinde kalkıp küçük tereddütlere rağmen pes etmeyerek babasının üzerine eğildi. Babası arkasını ona dönmüş bir şekilde sevgilisine arkadan sarılmıştı. Minik parmakları önce babasının omzunu dürtmüş uyandırmak ister gibi hafifçe sarsmıştı.

Yibo bedeninde dolaşan minik çekingen parmakları hissettiğinde gözlerini araladı ve kollarını sevgilisinin ince belinden çekip yavaşça dirsekleri üzerinde doğrularak yatağın kenarında oturan kızına baktı.

Bir sorun olduğunu düşünüp çok endişelenmişti. Tamamen uyanıp farkındalığa vardığında dudaklarını araladı ve daha çok doğruldu. "Lihua?" fısıldamıştı. "Bir şey mi oldu?"

Lihua dudaklarını dişleyip başını iki yana salladı ve babasının daha fazla konuşmasına izin vermeden ona sarılıp yeniden uzanması için onu geriye doğru itti. Yibo onun bu hareketi üzerine şaşırmış olsa da biraz sağına dönüp Xiao Zhan'a sırtını verdi ve Lihua'nın sağ koluna yerleştiğinden emin olup kendisine sokulmasına izin verdi. Lihua hiç konuşmamıştı. Sadece babasına sarılıp başını onun koynuna gömerek gözlerini kapatmıştı.

Yibo önce endişesiyle onun korktuğunu veya bir kabus gördüğünü düşündü. Ancak ağlamıyordu veya korkusunu belli edecek bir hareketi yoktu. Yalnızca sarılmış, sarıldığı zaman da uykuya dalmak ister gibi gözlerini kapatmıştı. Yavaşça nereye koyacağını şaşırdığı sol kolunu kızının etrafına dolayıp onu sıkıca tutarken Lihua'nın huzurlu bir nefes aldığını duydu. Nasıl, neden olduğunu bile anlamadan nutku tutulup gözleri dolarken, uyurken hala şeftali çiçeği gibi kokan kızının saçları arasına yerleştirdi burnunu. Buraya ilk geldiği gün ona sarıldığında nasıl sakinleştiğini hatırladı. Xiao Zhan'ın arkadaşının, Lihua'nın şevkate ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırladı.

Şeftali Çiçekleri Sonbaharda da AçarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin