19, Brother issues

1.1K 106 240
                                    

Bring me the Horizon - Can you feel my heart

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bring me the Horizon - Can you feel my heart

19, brother issues

Jungkook ile büyük salonumuzun beyaz klasik takımlarında karşılıklı oturup annemi beklerken kesinlikle konuşmuyorduk. Muhtemelen bunun sebebi babamın da bizimle birlikte salonda olmasıydı. Önceden olsa babamı yada annemi umursamadan jungkook'a onların önünde sataşabilirdim, bunu yapmıştım da zaten, annemin sahte göz yaşlarının suçlusu ben olana kadar acımadan konuşmuştum.

Ama artık içimden bunu yapmak bile gelmiyordu. Canım jungkook'la uğraşamayacak kadar sıkkındı. Özellikle dün geceden beri yaşanan her şey sanki bana dokunuyor gibiydi.

Jackson ile konuşmam gerektiğini biliyordum fakat onu görmeye hazır değildim. O arkadaşım, arkadaştan öte dostumdu. Artık ikimizde çocuk değildik, istesek bunu bir şekilde halledebilirdik de. Tek sorun Jackson'ı görmeyi gerçekten istemiyor olmamdı, kafamı toparlamam gerekiyordu ve bir süre uzak kalmak ikimiz içinde iyi olacaktı.

Öte yandan başta chanyeol olmak üzere bu jackson olayını bana anlatmadıkları için bütün arkadaşlarıma kızgındım. Doğrusu onlarla da konuşmak istemiyor ve biraz kendi halimde kalıp kafa dinlemek istiyordum.

"İlginç bir şekilde hiç konuşmuyorsun."

Salondaki sessizliği jungkook bozduğunda sakince ona döndüm. "Annem gelene kadar dinleneyim dedim."

"Tabii, asıl gürültüyü birazdan yapacaksın değil mi?"

Ona ateş saçan bakışlar attığım sırada babam, "uğraşma benim kızımla." diye sahte ve şakayla karışık bir kızgınlıkla jungkook'a söylenmişti.

Bunun üzerine jeongguk, babam sanki dünyanın en saçma şeyini söylemiş gibi tuhaf bir yüz ifadesini suratına yerleştirmiş ve kafasını iki yana sallayarak telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.

Bense sadece yapmacık şekilde güldüm.

"Lütfen baba, böyle yapınca hiç samimi olmuyorsun."

Babam sanki acıyla gülümserken kafasını bana çevirdi ve, "nasıl samimi olabileceğimi söyler misin lalisa?" diye sordu. Sinirle güldüm.

"Samimi olmak istiyorsan kendin ol ve biricik kızını yine terk et."

Ağır olduğunu düşündüğüm lafımın üzerine ne tepki vereceğini merak ederek ikiz kardeşime döndüm. Dudaklarını birbirine bastırmış, kafasını telefonundan kaldırmış, kocaman olmuş gözlerini babama dikmiş bekliyordu. O da babamın ne tepki vereceğini merak ediyor olmalıydı.

Babamsa sadece bir şeyler söylemek için yaşlı dudaklarını birkaç kez aralamış, fakat verecek bir cevap bulamayarak tekrar sessizliği sağlamıştı.

sex money feelings die | taeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin