Bölüm 3

29 13 0
                                        


Çiçek Yalın

Çiçek'in mektubu göndermesinin üzerinden 4 gün geçmişti. Gönderdiği adresin birkaç saatlik mesafede olduğunu düşünürse mektubu dün sahibine ulaşmış olmalıydı yani eğer bir mektup gelecekse 3-4 gün daha beklemeliydi. Bu bekleyişte boş durmuyordu elbette. Arkadaşlarıyla zaman geçiriyor, bol bol kitap okuyor ve sık sık müşterileriyle ayak üstü 5-6 dakikalık sohbetler ediyordu. Bugün yine arkadaşlarıyla güzel bir plan yapmışlardı. Yarım saat uzaklıktaki sahile gitmeye karar vermişlerdi. Yazın son günlerini iyi değerlendirmek niyetindeydiler. Çiçek dün akşam hazırladığı piknik sepetini tekrar kontrol etmiş ve üstünü giyinmek için odasına geçmişti. Bir saat sonra yola çıkacaklardı. Acele etmeliydi.

Odasına giren genç kadın mayo ve bikinilerinin olduğu dolabı açmış, giderken içine giymek için beyaz bir bikini seçmişti. Arkadaşları beyazı çiçeğe hep yakıştırmışlardı, dolgun vücut hatlarında da gerçekten güzel duruyordu. Denizden çıktıktan sonra ıslak kalmayı sevmediği için yanına bir çiftte turuncu bikini eklemeyi tabi ki unutmamıştı. Giydiği beyaz bikinisinin üstüne lila rengi uçuş uçuş bir elbise giymiş, ayağına da yine bikinisiyle aynı renk olan beyaz plaj terliklerini geçirmişti. Salık bıraktığı kızıl saçlarının üstüne güneş gözlüğünü takıp piknik sepeti ve hazırladığı çantayı da eline aldığında gitmeye hazırdı. Maddi durumu hiçbir zaman kötü olmamıştı, oturduğu ev vefat eden anne ve babasından ona kalmıştı ve Çiçek hala annesinin çiçekçisinde çalışmaya devam ediyordu, üniversite de biyoloji bölümü okuması ve botaniğe yönelik dersler almasıyla yabancılıkta çekmiyordu. Çiçeklerine neyin iyi geleceğini de böylelikle hemen anlayabiliyordu. Tabi ki bunları botaniğe yönelmese de yapabilirdi ne de olsa annesi çok sevilen bir çiçekçiydi ve Çiçek boş zamanlarının çoğunu onunla birlikte çalışarak geçirirdi. Babası da tanınmış bir kurgu yazarıydı, zaten kitap okuma alışkanlığını da ondan almıştı ve babasına ona kazandırdığı bu alışkanlık için her gün daha çok minnet duyuyordu.

Genç kız telefonunun çalmasıyla gitme zamanının geldiğini anlayıp hemen aşağıya inmiş ve Volkswagen marka Beetle model mor arabasına binerek gidecekleri yere kadar Ayça'nın arabasını takip etmeye başlamıştı. Tam yarım saat sonra sahile giriş yapan kızlar denize girecek olmanın verdiği mutlulukla oldukça hızlı hareket etmiş ve el çabukluğu ile oturacakları yere kocaman bir örtü yayıp hazırladıkları piknik sepetlerini örtünün üstüne bırakmışlardı. Yağız gelir gelmez şort mayosunun üstündeki askılı badisini çıkartıp denize koşmuştu bile, onun bu halini gören kızlar arkasından gülmüşlerdi. Neyse ki Yağız bebekliğinden beri yüzüyordu da endişelenmeleri gereken bir durum yoktu. Yine de hepsinin bir gözü sürekli Yağızın üzerindeydi.

Kızlar eğlenmeye dalmışken birkaç saatlik uzakta olan Destan mektubunu koymak için güzel bir zarf bulabilmişti sonunda. Zarf tatlı bir mor rengine sahipti ve üstünde küçük beyaz çiçek yaprakları vardı. Çiçek'in kurutulmuş çiçek göndererek yaptığı inceliğe ise nasıl cevap vereceğini hala bilemiyordu. Genç adam zarfı aldığı dükkândan çıkarak arabasına doğru ilerledi, bunu yaparken kısacık mesafede tanıdığı esnaflarla selamlaşmayı da es geçmemişti. Tam arabasının yanına geldiğinde küçük bir dükkânın önünde sallanan el yapımı kolyeleri fark etti. Hızlıca dükkâna yönelip kurumuş bir çiçeği kolye haline getirip getiremeyeceklerini sordu. Dükkân sahibi yapabileceğini söylediğindeyse yanında taşıdığı kurumuş ortancanın bir kısmını karşısındaki orta yaşlı adama verdi ve bir saat sonra kolyeyi teslim almak için sözleşti. Yakınlardaki pastanede bir saat vakit geçiren destan sonunda zamanın gelmesiyle hızlıca hesabı ödeyip dükkâna ilerlemeye başladı. Gerekli ücreti ödeyip teşekkür ederek dükkândan çıkan Destan tekrar arabasına yöneldi. Yolcu koltuğuna oturan Destan elindeki içinde yirmi beş tane zarfın bulunduğu paketi yolcu koltuğuna bırakmış belki de bir gün burada Çiçek'in oturabileceğini düşünüp neşesine neşe katmıştı. Zarflardan gözünü ayırabilen destan yola çıkmak için kemerini takmış ve arabasını yola çıkartmıştı. Evine ulaştığında akşam yemeğinin çoktan hazır olduğunu ablası ve eşinin yeğeniyle birlikte onu beklediğini gördü.

Mavi OrtancaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin