İlk Karşılaşma

457 22 7
                                    

                          Selam, yepyeni bir hikayeyle yine sizlerleyim umarım sever ve yorum yaparsınız ha,                            oy vermeyi unutmayın. Pamuk şekerler.

"Efendim, görüşme için bir kişi daha geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Efendim, görüşme için bir kişi daha geldi."

"Gelsin."

Kadın, aralık bıraktığı kapıdan kızın içeri girmesi için kenara çekildi.

Burası  çok büyüktü! Hayranlıkla etrafa baktı. Tam karşısındaki duvar boydan boya kitap doluydu. Tavana kadar!

 En üste, rayların üzerinde hareket eden merdiveni gördü. Kıkırtısı ağzından kaçacakken eliyle ağzını kapattı. 

Sakardı ve kendini bir an o merdivenin üzerinde hayal etti. Balıklama düşerdi!

Kitaplığın önünde, kocaman, antika çalışma masası vardı. Masanın önünde, İran halısının üzerine konmuş ve *ben çok rahatım*, diye bağıran iki deri koltuk .

Yan tarafındaki duvarda, ayrıca bir oturma gurubu ile taş şömine duruyordu. Yanındaki camlı dolapta içkiler ve değişik kadehler vardı.

Tam karşısında, boydan boya cam olan ve ortasındaki şık sürgülü kapıyla dışarı açılan odanın aydınlığını  sağlayan ve kasvetli havasını dağıtan güzellik vardı.

 Adam ellerini arkasında bağlamış dışarı bakıyordu. Zahmet edip kıza bakmamıştı bile.

"Orada kaç saat dikilmeyi planlıyorsun? Ya içinizden biriside, biraz akıllı olsun da beni şaşırtsın be!"

"Ben akıllıyım ve çalışkanım. Beni tanımıyorsunuz. Zahmet edip yüzüme bile bakmadınız!

 Sizin konuşmanızı beklediğim için susuyordum. Yani anlayacağınız, suskunluğum aptallığımdan değil saygımdandı. 

Fakat görüyorum ki saygıyı hak edene göstermeliymiş!"

Arkasını dönüp, sinirden titreyen elleriyle ağır kapıyı açmaya çalıştı. Kapı kolu kocamandı. İki eliyle bastırdı açamadı.

"Siktir ya, kapı mı, rögar kapağımı belli değil!"

"Hem küstah, hem ağzı bozuk birisin!"

"Şu şey ettiğimin kapısını açında gideyim. Tüm günümü burada geçiremem. Daha görüşmeye gideceğim üç yer var. 

Bu Ker belâ gibi yere gelmek için kaç saatimi harcadım. Şu gördüğüm muameleye bak. "

"Ben gidebilsin demedim. Şimdi bana marifetlerini anlat. Ağzın bozuk ve küstahsın onun dışında burada nasıl bir çalışma bekliyordun?"

"Ya sabır! Bakın burada sizinle çalışmak istemiyorum. Hiç bir meziyetim yok elimden hiç bir iş gelmez ve oldukça sakarım. Yani kısacası işinize yaramam."

ZOR     (ÇOK GÜZELDİ AMA BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin