Yeni yuvamız

138 21 0
                                    


"Eski evin orada iki adam bekliyor, baban gelirse haberimiz olacak.

Takip edip nerede kaldığını öğreneceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Sen nasıl istersen. Artık korkmana gerek yok."

Dolunay bu kez Bökeye sarıldı ve yanaklarından öptü.

"Eski evi öylece bıraktınız mı?"

"Evet sadece şahsi eşyaları aldık. Seninkiler bizim odamızda, orada birlikte kalırız.

Kolileri açmadım sen gelince yerleştirirsin. Ruhat ve Seher annem tek başına kalsınlar.

Bu kız gece yarılarına kadar ders çalışıyor!"

Dolunay Nihale sarıldı. "Sizi çok seviyorum. Hepinizden özür dilerim benim yüzüm...

"Sus bakim, bizim başımıza gelenlere katlandığında biz senden özür diledik mi!

Yeter artık. Çaylarımızı içelim. Haberim olsaydı size çiğ börek yapardım."

"Ruhat bu arada sana iyi haber.. burs işini anlattı. Ruhat çok sevindi ve hafta başı, Ekrem gelip onu alacak işlemleri yapacaklardı.

"Bu arada bizim bebelere de burs çıktı. Haftaya onları alıp geleyim, birlikte kalalım hem de yeni evimizi görsünler."

"Bu ufaklıklar kaç yaşında ve nerede kalıyorlar." Böke lafa karıştı.

"Dilan, on- Serhan on bir. Bu arada kardeşler. Birde altı yaşında, Ufuk var. Dünya tatlısı.

Büyükle büyük, küçükle küçük olur.  Sokakta yaşamaya mecbur olmuş çocukları, doğduklarında, büyümüş ve olgunlaşmış olarak dünyaya geliyorlar!

 Sokak çocuklarına destek olan bir vakıf var.

Rana abla yöneticisi, bağışlarla ayakta kalan bir dernek. Onların misafirhanesinde kalıyorlar. "

"Bu arada sana iyi haber. Dün, Nihal Rana'yı aradı. Benim evimi artık misafirhane olarak kullana bilecekler. Yasal işleri biraz düzelince yapacağım. "

"Evinizi vakıfa mı bağışladınız?"

"Evet Böke bey evladım, bunlar bunlar olmadan ben evi ne yapayım.

Ölüp gidince iki hayırsız akrabama mı bırakayım. Varsın çocuklar yaşasın evin içinde cıvıldasınlar."

Ekrem ve Böke bir birilerine baktılar.

"Şimdi bu evin kirasını konuşalım! Aramızda bölüşeceğiz. Hepsini Dolunay ödeyemez."

"Seher hanım, bunlar sonraki işler biz aramızda hallederiz siz huzur içinde oturun."

"Olmaz Böke bey oğlum, öyle olmaz. İyi kötü bir maaşım var. Toparlayıp öderiz. Ev sahibi sizsiniz her halde!"

"Seher anne, sen karışma ben halledeceğim. Yetmezse emin ol senden isterim."

"Bende işe başlayınca biriken borçlarımı öderim. Hatta burstan arta kalanla da bir miktar katkıda bulunurum."

"Sen sus Ruhat, sen sadece bir an önce mezun olmaya bak. Bende çalışıyorum her halde, beni hesaba katan yok. Ablanız olarak bundan sonra ben ne dersem o olacak!"

Gülüşmeye başladılar. Biraz daha oturup kalktılar.

"Hafta başında bizim aile hekimimiz sizleri kontrol edecek. Arayıp talimat vereceğim.

ZOR     (ÇOK GÜZELDİ AMA BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin