Seni görmem imkansız!

109 14 1
                                    


"Bunu kimin yaptığını bulmam lazım! Bu video dört yıl öncesinin ve ben bunu çekerken önemsememiştim.

Bu kız şu anda evli, neden böyle bir şey yapsın? Dolunayın numarasını nasıl buldu?"

Nihal bağırdı, "Annene ve ablana sor istersen? Devamlı kızın kafasını karıştırdılar.

Senin ondan bıkacağını, çok çapkın olduğunu söyleyip durdular.

Sonunda başardılar. Benim can kardeşimin hayatını da kararttılar."

"Ayrıca, özellikle sen yokken ablan gelip onu devamlı aşağıladı. Bir sabah kahvaltıda annenle konuştu.

Yani seni aradı ama annen açtı. O gün akşama kadar odasından çıkmadı. Ertesi günde kayboldu."

Artık Zühre de bağırıyordu.

Böke, başını ellerinin arasına alıp volta atıyordu. Annesini aradı.

"Anne ben geldim. merak etme diye arıyorum. Ablamı göndereyim mi? İyi misin ne zaman dönüyorsun?"

Sadece dinledi. Dolunayla ilgili hiç bir şey söylemedi. Bu durumda annesi meraktan çatlayacaktı ve yarın  veya en kısa zamanda ablasıyla birlikte eve geleceklerdi.

Sonra, Sonya yı aradı ve sinirle hızlı hızlı konuştu. Bağırıyordu, Almanca konuştuğu için kimse anlamıyordu ama Böke konuşurken tepiniyordu.

Herkes merakla Bökeye bakıyordu. Telefonu kapatınca soran gözler üzerindeydi.

"Annem vermiş numarayı. Kıza, Bökeye sürpriz yapacağım demiş.

*Pek anlamadım ama belki sizde böyle olur, dedim* diyor.

Ayrıca *video sadece bu kadar onun için bir sakınca görmedim,* diyor. İstersem gelip nişanlımla yüzleşirmiş."

"Anne ve abla. Canınızı fena yakacağım! "

Hep birlikte salona geçip Dolunayın nerede olabileceğine dair fikir yürütmeye başladılar.

"Ertuğrul, ablasının güzeli nasılsın. Bir gittin bir daha aramadın. Dolunayda seni çok merak ediyor."

Nihal konuşmayı biraz daha uzattı ve telefonu kapattı.

"Yok o da bilmiyor, hatta aradım açmadı dedi. Meraklanmış"

"Hah Rana abla o kesin bilir."

Nihal, Ruhata baktı.

"Hay aklınla bin yaşa."

Sonuç yine aynı kimse bilmiyor.

"Düşün Nihal, Ruhat, siz neler yapabileceğini biliyorsunuz düşünün. Onu bulamazsam çıldıracağım!"

İki gün daha geçmişti ve hâlâ bir sonuç yoktu. Tüm ailesini akşam yemeğe çağırdı.

Ne annesi ne de ablası Dolunayla ilgili hiç bir şey sormuyorlardı. Bökenin sabretmesi gerekiyordu.

"Böke Dolunay yok mu? Ben de düğün tarihini kararlaştırdınız da onun için bütün aileyi topladınız sandım."

"Asude, yemekten sonra konuşalım."

Aynı soruyu babası da sormuştu ona da aynı yanıtı vermişti.

ZOR     (ÇOK GÜZELDİ AMA BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin