0.5

1.2K 64 51
                                    

Hava tamamen kararıp akşam olmuşken ben de apartmana girmiştim. Söylene söylene asansöre bindikten sonra 7 numaralı tuşa tıkladım. Asansör hareket ederken aynada kendime bakıyordum sürekli, çocukluğumdan kalma bir alışkanlığımdı. Sonunda asansör 7. katta durduğunda kapı açıldı ve koridora çıktım.

Uzaktan gördüğüm kadarıyla kendi kapım olduğunu düşündüğüm kapının önünde biri oturuyordu. Yavaş ve temkinli adımlarla ona doğru ilerledim. Bacaklarını kendine doğru çekmiş ve başını öne doğru eğmişti. Tamamen kapının önüne geldiğimde kaşlarımı şaşkınlıkla çatmıştım.

"Poyraz?" başını kaldırmamıştı ya da cevap vermemişti. "Poyraz, sana diyorum. Ne işin var burada?" tekrar bir cevap alamayınca yanına çöktüm. Nazik olmaya çalışarak başını tuttum ve yüzünü karşıya bakacak konuma getirdim, gözleri kapalıydı. "Uyuyor musun?" biraz kolunu dürtüp uyandırmaya çalıştım. "Poyraz, Poyraz, hadi uyan." tek bir ses dahi çıkartmaması beni korkutuyordu.

Aklıma gelen şey ile hemen nabzını kontrol ettim, atıyordu. Ama bayılmış gibiydi. Onu burada bırakamayacağıma göre cebimden hızla anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. İçeri doğru düşmemesi için de bir yandan sırtını tutuyordum. Kapıyı sonuna kadar ittirip içeri girdim, yerde oturan Poyraz'ı kollarından tutup içeri doğru çektikten sonra kapıyı kapattım. Yerde hala bilinçsizce yatan Poyraz'a bakıp iç çektim. "Şimdi ne yapacağım?"

Sürüklemekten başka çarem olmadığı için salona kadar sürükleyerek getirmiştim. Şimdi yapmam gereken kollarından tutup koltuğa yatırmaktı. Önce iki kolunu da sıkıca tutup var gücümle kaldırdım, sonrasında ise başına dikkat ederek vücudunun üst kısmını koltuğa yerleştirdim. Bacaklarını da aynı şekilde kaldırıp koltuğa tamamen yatırdıktan sonra derin bir nefes almıştım.

L şeklindeki koltuğun diğer tarafına oturup tam bacaklarımın yanında duran Poyraz'ın yüzünü inceledim. İlk defa böyle inceleme fırsatı buluyordum, gözleri tamamen kapalıydı ve huzurlu görünüyordu. Elimi korkakça kaldırıp kıvırcık saçlarına daldırdım. Yavaşça okşarken biraz daha aşağı kayıp göz kapaklarına dokundum. Kirpiklerine, burnuna, yanaklarına doğru sürekli geziniyordu elim. En sonunda titrek dokunuşlarla dudaklarına dokundum.

Yaptığım şey bana göre oldukça garipti, ama hiç düşünmeden parmaklarımla okşadım fazla kalın olmayan dudaklarını. "Ne yapıyorum ben?" kendime gelip elimi yüzünden çektiğim sırada bu defa onun eli beni durdurdu. Dudaklarına hafif bir gülümseme yerleştirip elimi tekrar eski konumuna getirdi. Ben utançtan kıpkırmızı olmuşken gözlerini açtı, tam tepesinde durduğum için göz göze gelmiştik. Elimi hızlıca dudaklarından çekip gözlerimi kaçırdım.

"Neden uyandığını söylemedin?" dedim hala ona bakmayarak. "Bölmek istemedim." bu defa bakışlarımı ona doğru çevirdiğimde gülümsediğini gördüm. "Hiç öyle gülümseme, soracağım şeyler var." bu söylediğim onu daha da güldürürken oturduğum yerden kalkıp sorarcasına ona baktım. "Su ister misin?" başını onaylarcasına salladı, isteği üzerine mutfağa girip büyük bir bardağa su doldurup tekrar salona geldim. O da bu sırada oturur pozisyona gelmişti. Boş olan yanına oturup elimdeki bardağı ona doğru uzattım.

Suyu yavaşça içerken onu izliyordum, bardağı dudaklarından çekip bana döndü. "Neden öyle bakıyorsun?" gülerek dediği şeyle kaşlarımı çattım. "Söylememe gerek var mı?" mahcup bir şekilde başını eğip bardağı önünde duran masaya bıraktı. "Kendimi kötü hissediyordum ve ne yapacağımı bilemedim." aniden kafama dank etti, dün akşam biriyle kavga etmişti. "Dün misafirin mi vardı?" bakışlarını tekrar bana çevirip burukça gülümsedi. "Babam." bu konu hakkında hassas olduğunu tahmin etmeliydim. O bakışlarını başka bir tarafa çevirmişken hafifçe omuzuna dokundum, tekrardan bana döndü.

"Özür dilerim, ne zaman istersen gelebilirsin tabi-" Poyraz heyecanla gülümsediğinde ben de gülümseyip devam ettim. "Bir dahakine haber ver lütfen, kapının önünde bayılırsam bu defa uğraşmam." başını hafifçe önüne eğip ufak bir kahkaha atmıştı. Bu mutlu halleri beni de mutlu ediyordu, gülümsemesini seviyordum. Aniden başını kaldırdı ve omuzunda olan elimi tuttu. Beklenmedik yaptığı bu hareket kalbimde ufak bir hızlanmaya neden olurken bana daha çok yaklaştığını görebiliyordum.

Ben ne olduğunu anlayamadan Poyraz'ın başı omuzumdaki yerini almıştı. Heyecandan nefesim kesilirken omuzumun yavaşça ıslandığını hissediyordum. Merakla bakışlarımı bana doğru yaslanmış olan Poyraz'a çevirdim. "Poyraz? İyi misin?" ağzından ufak bir hıçkırık kaçtığında ağladığını anlamıştım. Boşta olan elimi yavaşça saçlarına daldırdım ve okşamaya başladım. "Sakin ol." ağlamasının arttığını omuzumdaki hareketlerinden anlayabiliyordum. "Ben- ben çok kötü biriyim." hıçkırıklarının arasında söylediği şeye karşı kaşlarımı çattım.

İki elimle Poyraz'ın omuzuma yerleştirdiği başını tutup yüzümün karşısına sabitledim. Sessiz ağlasa da gözleri kızarmıştı ve kirpikleri ıslaktı. Yanaklarındaki nemli ıslaklık ellerime temas ederken gözlerimiz tamamen birbirine sabitlenmişti. "Saçmalama. Sen tanıdığım en iyi insanlardan birisin Poyraz. Babanla ne için tartıştığını bilmiyorum, ama eminim senin hakkında yanlış düşünüyor. Seni tanımadan önce ben de öyle düşünüyordum, ama tanıdıktan sonra aslında senin harika biri olduğunu anladım. Sen çok- çok iyisin Poyraz, hatta benim için fazla iyisin. Lütfen söylediğim şeylere güven."

Yüzüne tekrardan o mükemmel gülümsemesini yerleştirdiğinde rahatlamıştım. Hızlı bir hareketle bana yaklaşıp sarıldığında ben de gülümseyip ellerimi boynuna doladım. "Seni hakettiğimi düşünmüyorum Batuhan." nefesi boynumu gıdıkladığında gözlerim istemsizce kapandı ve kendimi ona daha çok yasladım. "Benim yaptığım bir şey yok, kendine haksızlık etmene izin veremem." kollarını benden ayırdığında ben de boyunundaki ellerimi çekmiştim. Hala karşı karşıya dururken bana bakıp gülümsüyordu.

"Kendini iyi hissetmen için başka ne yapabilirim?" bakışlarını hızla evin içinde gezdirdi ve tekrar bana döndü. "Evin çok güzel, bu gece burada kalabilir miyim?" dediği şeye karşı gülümsedim ve başımı onaylarcasına salladım. "İçmeyeceksek olur."

***

neighbor || poybatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin