2. Bölüm ~ Hayriye Number One

3.2K 407 2.1K
                                    

Helloooo

Bölüm geç geldi çünkü yazmaya üşendim. E etkileşim de az olunca insanın yazası gelmiyor. Bol bol satır arası yorum ve vote bırakmadan geçmemeniz mükemmel olur🤍

İyi okumalar...

♡♡

♡♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. Bölüm Hayriye Number One

"Ya abi vallahi anlamıyorum. Böyle bir sebepten dolayı beni ödüllendirilmem gerekirken kovuldum! Benim gibi birini kovabildiler..."

"Abim... Bak," Sabır diler gibi nefes verdi. "Salak salak aynı şeyleri tekrarlayıp durmayı kes önce." Bu sefer gerçekten sabrının sonuna gelmişti sanırım. Dudaklarını ıslatarak gözlerini ovuşturdu. "Aynı şeyi defalarca duymaktan sıkıldım. Tamam, seni kovarak büyük bir hata yapmışlar. Yine tamam, senin yaptığın kötü bir şey değildi. Ama olmuş bitmiş artık, niye uzatıp duruyorsun anlamıyorum."

Ona olan bakışlarım büyüdü. Ellerimi abartıyla havada salladım. "İşsizim abi. Anlıyor musun? İşim yok! Bu ne demek biliyor musun? Param bitecek benim, kendime istediğimi alamayacağım anlıyor musun?"

"Bana fakir edebiyatı yapma Leman! Sen çalışmak zorunda olmadığın halde gidip çalışıyorsun, parayla ne alakası var?"

"Ne demek parayla ne alakası var? Çalışınca karşılığında öpücük mü alıyorum abi?"

Yaslanarak oturduğu koltukta hayal kırıklığıyla öne doğru eğildi. "Sen harbiden salaksın." Ciddi olup olmadığımı kontrol ediyor gibi gözlerini kıstı. "Ne demek istediğimi anlıyor musun diye kontrol ediyorum ama yok, cidden ümitsiz vakasın."

"Babamın parasını nereye kadar yiyeceğim acaba?" derken gayet ciddiydim. Ailecek durumumuz iyiydi ama ben kendi paramı yemekten zevk alıyordum. Babamdan sürekli para istemek ve çalışmadan boş vakitler geçirmek bana göre değildi. Hangisi şımarıklık sayılırdı bilmem ama ben kendi başıma bir şeyler yapmak istiyordum işte.

"İyi o zaman yeniden iş aramaya başlayabilirsin. Bu geçen seferki gibi aylar mı sürer yoksa yıllar mı bilmem, şimdiden kolay gelsin." Huzursuzca yerinde kıpırdandı. Bu durumdan memnun olmadığını alenen belli ediyordu. Ama bir yandan benimle gurur duyduğuna da emindim. Çünkü kendisi de benden farklı şeyler yapmamıştı. Ki şu an kendi parasını yiyordu.

"Yaa..." Annemin yüksek sesle konuşarak salona girişi abimin karizmatik (!) oturuşunu yerinden sıçratırken gülmemek adına dudaklarımı birbirine bastırıp başımı başka yöne çevirdim. "Neredeymiş peki?"

Annemin bana kaş göz yaparak tam karşımdaki koltuğa oturuşunu izledim. Dudaklarını oynatarak bir şey demeye çalışıyordu. Kaşlarını kaldırarak gözleriyle telefonu tutan eline doğru gösterdi. Bu demek oluyordu ki telefonda konuştuğu şey doğrudan benimle alakalıydı. "Öyle miymiş... Hmm," Gözlerini bir açıp bir kapattı.

Klişe KurbanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin