you are a disease

542 53 16
                                    

Madison

Kapı önüne geldiğimde birkaç saniye beklemiştim, duygularım karmaşa haline girmişti, söyleyeceğim kelimeler beynimde ezbere bir şekilde ilerlemiyordu. Onunla nasıl bir konu üzerinde ilerleyeceğimizi bilmek beni endişeye sokuyordu.

Benim kapının ziline basma kararımdan çok geçmeden yüzüme açılan kapılar ile beraber onun yüzü beni karşıladı.

Onu hiçbir zaman tam okuyabilmiş değildim ama şu an burada olmamdan hoşnut olmadığını ve de tedirgin olduğunu görebiliyordum.

"Gelmen beni şaşırttı."

"Neden?" Anında sorduğumda defalarca girdiğim salona ayaklarım beni götürmüştü. Kanapeye oturduğumda sakalını kaşıyarak yavaş adımları eşliğinde aramızda belirli bir mesafe bırakarak yanıma oturmuştu.

"Kaçarsın diye düşündüm."

Omuz silkerek ellerini bir birine sürttüğünde kaşlarım yukarı doğru havalandı.

"Senin haftalardır yaptığın gibi mi?" Sorum ile beraber başını olumsuzca sallayıp arkasına yaslandı. Ela gözleri yüzümde birkaç saniye gezindikten sonra dudakları aralanmıştı.

"Böylesi ikimiz için de daha iyiydi."

"Buna sen mi karar veriyorsun, Zayn? Biz arkadaşız." Dudaklarım arasından çıkan kelimeler onu alaycı bir şekilde güldürdüğünde alt dudağımı ısırdım. Saçlarımı sırtıma ittirirken gergin bir şekildeydim, eminim bundan sonra asıl konuşma başlayacaktı.

"Tüm şarkıyı gözlerinin içerisine bakarak söyledim, farkında olduğunu biliyorum..." Eli sehpa üzerindeki şişeye uzandığında bal rengi sıvıyı yavaş bir şekilde bardağına boşaltmıştı. "Arkadaş olmamız imkansız. Sadece geçici bir süre denendi ama ben sadece daha çok çaresiz hissettim."

Ağır nefesimi dudaklarım arasından vererek parmaklarımla oynarken konuştum. "Ben bunun sadece bir anlık olduğunu sanmıştım." Yutkunup gözlerimi yukarı kaldırarak beni izleyen yüzüne baktım.

Yine aynı şekilde gözüküyordu; çok yorgun, sağlıksız, gözleri kızarık. Onu bu şekilde görmek acıtıyordu.

"Barda beni aradığın geceden sonra evinde öpmeye çalıştığında tamamen sarhoştun ve bununla bağladım hepsini. Sarhoştun, yakınlaşmak istedin ama sabah uyandın ve bu geçmişti."

"Bu hastalık asla geçmiyor, Madison."

"Hastalık?" Yavaşça ardından mırıldandığımda kaşlarım çatılmıştı. Başı söylediğinden emin bir şekilde olumlu anlamda sallanarak içkinin boğazından geçmesine izin vermişti.

Beni bir hastalık olarak görüyordu. Ben asla bu kadar derin olduğunu düşünmemiştim. Anlık bir şey olarak görmüştüm ve sonrasında beraber arkadaşça zamanlar geçirmiştik. Ta ki sahneye çıkarak gözlerimin içerisine bakıp şarkı söylemeye başladığında. O an anlamıştım kı o şarkıdakı ona acı çektiren kız benmişim.

"Sen kanımdan bir türlü atamadığım hastalık gibisin ve ya daha sade bir dilde aşksın."

Ses tonundakı hüzün kelimeleri ile birleştiğinde hissettiğim suçluluk bedenimi sarıyordu. Kendimi mahçup hissediyordum.

Bedenini tamamen bana çevirip gözlerini yavaşça üzerimde gezdirip ardından hafifçe gülümsedi. "Çok güzelsin, çok iyisin, çok zekisin, çok yeteneklisin, çok anlayışlısın, çok güvenilirsin, çok büyüleyicisin ve benim tüm bu saydıklarım karşısında durmam çok zor. Benim değilsin ve de olmayacaksın. Sana onlarca şarkı yazacağım, senin bana hissettirdiklerini anlatan bir albüm yayınlayacağım, muhtemelen her gün daha çok berbat hissedeceğim ama eminim sen etrafımda olmadığında daha az acıtacak çünkü.."

Derin bir nefes aldığında yoğunlukla bakan ela gözleri eşliğinde elini yukarı kaldırıp saniyelik parmaklarını bana uzatıp geri indirmişti.

"Sana dokunmak istediğimde bunu masum algılamanı istemeyeceğim, seni öpmek istediğimde geri çekilmeni istemeyeceğim, sana gece için kal dediğimde gitmeni istemeyeceğim ama sen hepsinin ters yönüne gideceksin. En yakınımda duracaksın ama aramızda bir uzay boşluğu olacak."

Gözlerim dolmaya başlamıştı, tüm söyledikleri altında ezilmemi sağlayacak kadar ağırdı. Çünkü biliyordum ki haklıydı ve ben diğer yönden gidemezdim. Hala arkadaş olmamızı istemek çok bencilce olurdu. Ona asla istediklerini veremeyecektim. Benim yüzümden canı yanıyordu ama elimden bir şey gelmiyordu.

"Tamam ama en azından son bir kez sarılalım." Burnumu çekerek ona doğru aniden uzandığımda eline çarparak bardağındakı içkinin üstüne dağılmasını sağlamıştım.

Ellerimle yüzümü kapayıp özürlerimi sıralarken daha ne kadar çok batırabileceğimi düşünüyordum. Üzerindeki beyaz tişörtü çıkararak koltuğun üzerindeki gömleğine yürüyeceği sırada elini tutarak onu durdurmuştum. Elinden çekerek yanıma oturmasını sağladığımda affalamış bir şekilde aralık dudakları ile ne yaptığımı anlamak istercesine yüzüme baktı gözleri.

Benim gözlerim ise onun göğüsüne aynı şaşkınlık ile odaklanmıştı ve parmaklarım teni üzerindeki dövmede yavaşça gezinmişti.

"Bu benim gözlerim."

Başımı yukarı kaldırıp yüzümün oldukça yakınında olan yüzüne baktım şaşkınlığımı sürdürerek. Kelimeler dudaklarım arasından dökülürken emin olmak istercesine gözlerine baktım.

Buna inanamıyordum. Göğüsünün ortasında gözlerimin çizimi vardı.

"Senden başkası olamazdı zaten." Parmakları yüzüme uzanıp saçlarımı geriye ittirerek yanağıma yaslandığında yutkunarak titrekçe bir nefes aldım. Gözlerimin içerisine o şekilde bakarak gözlerimi tenine kazamış bir şekilde dururken ne hissedeceğimi bilmiyordum.

"Bunu... yaptırmamalıydın." Nefesimi zorlukla vererek yeniden başımı aşağı eğip çıplak gövdesine baktım.

Zarif dokunuşu ile hala tenimde varlığını koruyan parmakları nazik bir şekilde başımı yukarı kaldırarak yeniden gözlerine bakmamı sağlamıştı.

Nefes almamı zorlaştırıyordu bakışları ve yaptığı tüm şeyler.

Onun gibi birisi; milyonlarca kızın aşık olduğu adam bana aşıktı, gözlerimi vücuduna dövme yaptırıyordu, bana şarkı yazıyordu, benim içinde olduğum bir albüm çıkarıyordu.

"Hoşçakal, Madison." Yanağıma nazikçe dudaklarını bastırarak konuştuğunda gözlerim kapandı. Ses tonu beni içten içe mahvederek yanağımım ıslanmasını sağladı. Kafamın içerisi bu kadar karışıkken ve tüm duyduklarım ile gördüklerim karşısında en kolay şey gitmekti. Ve bana yine en kolayını sağlamak için uğraşıyordu.

Ve ben de ona uydum. Kuru bir veda ile evinden çıkarak onu orada bıraktım.

Ama bu sefer yalnızca acıyı hisseden o değildi.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Eğer yeterince fazla yorum gelirse yeni bölüm yazmak için bir sebebim olur.

Sizleri seviyorum🤎

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

calamity | malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin