unique sadness

575 58 18
                                    

Medyadakı şarkı eşlığinde okuyabilirsiniz ve de lütfen daha çok satırarası yorum.

🏹🏹🏹

Bakışlarım direkte haraket eden bedeni boş gözlerle izlerken bardağı başıma dikerek boğazımı alıştığım şekilde yakmasına izin vermiştim.

Boş bardağı siyah masa üzerine bırakarak cam şişeden viskiyi boşaltmaya başladım. Kibar bir şekilde doldurmak yerine dolana kadar hepsini dökmüştüm.

Başka ne iyi gelirdi bilmiyorum.

Esrar, viski, sigara ve gürültülü bir müzik.

Eğer kafam yeterli kadar yükselirse belki artık onu aklımdan çıkarabilirdim diye umuyordum. Hatta bunun için dizlerim üzerine çökmeye hazırdım. Ama aynı zamanda dizlerim üzerinde tanrıdan onun benim olmasını da istiyordum.

Bu bir hırs meselesi değildi ve ya bencillik, ona içten içe ihtiyaç duyduğumu biliyordum.

Çok güzeldi, her bir parçası ile minik bir tanrıça gibiydi. İnce bir ruhu, tatlı kıkırtıları, nazik sözcükleri vardı. Sahip olduğu gözlerine bakarak ona şarkılar yazabilirdim ve ya şiirler.

Ama bunların hiç birisine sahip olmamak o kadar can sıkıcı bir durumdu ki. Aynı zamanda bu kadar acıtacağını da asla hesaba katmamıştım. Günlerdir tek düşündüğüm oydu, hasta olmuştum sanki.

Bu koca hafta neredeyse her gece onun hayalini kurmuştum. Sadece iki saatlik uykumu bile benden çalmıştı. Ne zaman gözlerimi kapasam kusursuz yüzü karanlıkta beliriyordu ve ben daha fazla düştüğümü biliyordum.

Bir sevgilisi vardı, benden başkasına o güzel gülümsemesini sergiliyordu. Kimin daha çok ihtiyacı vardı? Bahse girerim benim, sadece yanıma gelmesi için yapamayacağım şey yoktu.

Bu duyduğum ihtiyaç neydi bilmiyordum ama sahip olmak istediğim tek ilaç oydu.

Bir bardağında daha sonuna geldiğimde derin bir nefes alarak masanın üzerindeki telefonumu alıp kendi hesabıma girdim. Onunla olan boş mesaj kutumuza bakarak elimi yüzüme götürüp bunalmış bir şekilde ses çıkardım.

Hesabı gizliydi ve ben arkadaşlık teflifi bile atmadan doğruca ona yazıyordum.

'Sana göndereceğim konuma gelmeni istiyorum.'

Gönderdiğim mesajı okuyarak kaşlarımı çatıp arkasından 'Lütfen' yazarak onu da gönderdim.

Umarım mesajımı kontrol eder ve buraya gelirdi. Bir sevgilisi olması ondan ayrılıp benim olmayacağı anlamına gelmiyordu. Bir seçim yapardı ve isteğimi görürse seçilem kişi olurdum.

Bu kadar basitti değil mi?

Öyle olmalıydı çünkü herkes üzerinde aynıydı. Benimle bir dokunuş için bie ruhlarını satmaya hazırlardı. Bu ünümden mi yoksa sahip olduğum görünüşten mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama kadınların beni istediği bildiğim tek şeydi.

O zaman neden rahat hissetmiyordum? Belki de ben Madison'ın bir dokunuşu için ruhumu satmaya hazır olduğumdandır.

Yukarı katta oturduğum koltuktan, camın ardından aşağı bakarak gözlerimi insanlar üzerinde gezdirip ardından merdiven başında olan korumaya seslendim. Beni duyduğunda hemen yanıma gelirken ondan daha çok içki getirmelerini ve eğer Madison gelirse hemen onu yanıma bırakmasını söylemiştim.

calamity | malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin