otuz üç

451 67 32
                                    

Marinette kafasını masaya koyup umutsuzca Adrien'ı bekliyordu, gelmeyeceğine emindi artık. Çünkü bir buçuk saattir onu bekliyordu ve o hâlâ yoktu. Gitmeye de niyeti yoktu, kendi kendine hiç umudu olmadan onu bekliyordu.

"Ben böyle burada kalacağım, eminim buna. Gelmeyecek ve ben gereksiz yere umutlandım, umutlandırıldım. Hak ettin ama Marinette, çocuğun duyguları ile oynamış gibi oldun, sana yapılsa hiç hoşlanır mısın ? Tabi ki hoşlanmam da, yani, bilerek olmadı ki. Bir hata yaptım işte." Kendi kendine konuşup kendisini azarlamaktan zamanla zevk almaya başlamıştı.

"Deli mi sen ?" Marinette duyduğu erkek sesi ile hemen hızlıca ayağa kalktı. Saçları açıktı ve kafasını da masaya koymuş olduğu kafasını birden kaldırması ile boyanmış olan saçları birbirine girdi.

"Hayır! Delirmedim niye ki ? He he he." Adrien Marinette'i baştan aşağıya süzdü. Süslenmemişti, kendisi gibi. Normal bir kot pantolon ve üstüne de pembe bir sweatshirt vardı. 

"Kendi kendine saçma salak konuşman deliymişsin gibi gösteriyor o yüzden dedim." Adrien ciddi bir yüz ifadesi ile Marinette'n karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Oturuşu, yüzü çok ciddi olduğunu belli ediyordu. Marinette'de kalktığı sandalyeye geri oturdu. Adrien bir sağa sola ve sonra da Marinette'e bakıyordu. Marinette ise boş boş Adrien'a bakıyordu. "E, geldiğime göre ne diyeceksen desen de gitsem mi geri ? İşin gücüm var benim de."

"Özür dilerim." Bunu duyunca Adrien'ın yüz ifadesinde hiç değişim olmamıştı, Marinette işinin baya zor olduğunu anlamıştı ve umutsuzlukla yeniden kafasını masaya koydu. "Bak, evet, duyguların ile oynamış gibi gözüktü ama oynamadım. Mesajları okumuşsundur zaten."

"Ben mesajları okumadım." Marinette kafasını kaldırıp Adrien'a baktı.

"Sen ciddi misin ?" Adrien evet anlamında başını sallayınca tekrar kafasını masaya koydu. O kadar şey yazmıştı ve hiçbirini okumamış olması gurur incitici idi. "Bak Adrien, özür dilerim. Gerçekten özür dilerim." 

"Daha açık konuşursan daha iyi olur." Marinette Adrien'ın onunla oyun oynadığını düşünmeye başlamıştı. Hafif kafasını oynatıp ona bakıyordu, hiçbir şey etki etmeyecekmiş gibi duruyordu. 

"Bak, belki biraz ilgi manyaklığı yapmış olabilirim. Seni biraz ertelemiş falan olabilirim, ancak özür dilerim. Böyle hissettiğini fark etmedim. Sadece biraz fazla ilgi düşkünü oldum o an. Yaptığımın yanlış farkındayım, sadece özür dilemek istedim bu kadar. Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Senin açından neredeyse 3 ayın çöp oldu, özür dilerim tamam mı ? Şimdi o ciddi yüz ifade al ve git, gitmeye çok niyetli idin ya." Adrien son cümleleri beklemiyordu, aslında Marinette'de nasıl dediğini bilmiyordu. O kadar içten konuşmaya rağmen Adrien'ın hiçbir tepki vermemesi siniri bozmuştu.

"Emin misin ?" Marinette dişleri ile alt dudağını dişledi. Kal demek istiyordu ancak bunu gururuna yediremiyordu. En azından hafif bir yumuşama belirtisi görmek istemişti. "Peki" deyip Adrien ayağa kalktı. Marinette ona tip tip bakarken Adrien sandalyeyi alıp Marinette'n yanına sürükledi. "Yine de bu ilgi manyaklığının bedelini sonra ödeyeceksin Marinette" deyip Marinette'n yanına oturdu.

"Ne yani affettin mi ?"

"Beklediğimden içten oldu bu, affetmeseydim biraz acımasızlık olurdu bu. Ve zaten biraz affetmeye meyilli idim, yani evet! Kısmen öyle. Şimdi tekrar sevgili olalım mı ?" Marinette yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip kafası ile onayladı. 

"Evet!"

"Sevgilim olur musun faslını geçiyorum çünkü artık sevgiliyiz" deyip hızlıca Marinette'n dudaklarına bir buse kondurdu Adrien. Bunun üzerine Marinette kıkırdadı. 

"Şimdi bana attığın mesajlara bakalım Marinette değil mi ?" Marinette bunu duyar duymaz gözleri kocaman açılmıştı. Yazdığı mesajlar onluk mesajlar değildi ve fazlaca onu haklı bulduğunu belli eden mesajlardı.

"SAKIN BAKMA, HİÇ EGONLA UĞRAŞAMAM. ADRİEN O TELEFONU BANA VER ÇABUK. ADRİEN ÇOK KÖTÜSÜN."

"Öyleyim güzellik."

date ✩ adrienetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin