on

14.6K 1.1K 372
                                    

Pazartesi 20.45

Genç çocuk kapısının önüne oturmuş dizlerini kendisine doğru çekmişti. Anahtarlarını evde unuttuğu için kendisine bir kez daha söverken ne yapacağını düşünüyordu. Yağmurdan dolayı üstü sırılsıklamdı ve titreyen çenesine hakim olmak onun için oldukça zordu. Titrek ellerini koluna sararak biraz daha ısıtmaya çalıştı kendisini ama hiçbir işe yaramıyordu. Babası gece yarısından önce eve gelmezdi. Burada kalmaya mahkumdu,tabi soğuktan ölmezse.

Bir süre sonra telefonunun şarjının bitmesiyle sıkıntıyla ofladı. Gidecek hiçbir yeri yoktu ve bu gerçek canını sıkıyordu. Belki her zaman yaptığı gibi kendisini bir başkasının yatağına atar ve orada ısınmayı bekleyebilirdi. Ama bugün hiç kimseyi çekmek istemiyordu. Bu artık ona zevk vermiyordu. Yine de yapıyordu işte. Bir tenin verdiği sıcaklık yalnız hissettirmiyordu. Sıkıntıyla kafasını arkadaki kapıya yasladı. Üzerindeki kıyafetler tenine yapışmıştı artık.

Sıcaklık,artık sadece başkalarının teninde bulabiliyordu bu duyguyu Ilgaz. Bir başkasının yatağı ve dokunuşları. Nicel bir soğukluk değildi hissettiği. Onun tek istediği tenini ısıtan dokunuşların içini de ısıtmasıydı. Belki birilerinin dokunuşu kalbine ulaşırdı. Şimdiye kadar buna rastlamamış olsa da sorun değildi. Belki bir gün diyordu içinden,bir gün o sıcaklığı bulabilirim.

Ayaklarını öne doğru uzatırken merdivenlerden gelen sesi duymasıyla hareketsiz kaldı. Hiç kimse umrunda değildi. Zaten burası da bir aile apartmanı değildi. Sakin bir mahallede gireni çıkanı belli olmayan bir apartmandı işte. Tek iyi yanı bir site içerisinde olması ve güvenli bir yer olmasıydı. Kimin ne yaptığı da kimsenin umrunda değildi burada.

Merdivenlerden yukarı çıkarak bulunduğu kata gelen adamı gördüğünde yutkunma ihtiyacı duydu. Genç adam hala kapının önünde oturan çocuğu görmemişti. Bakışları onu bulduğunda birkaç saniye duraksadı. Anlamazcasına kaşlarını çatarken Ilgaz çekinerek bakışlarını ellerine çevirmişti. Her ne kadar mesajlaşırken kaplan kesilse de çekiniyordu bu adamdan.

Uzun boyu ve geniş omuzlarıyla çok güçlü duruyordu. Kolundaki kasları giydiği kıyafetlerden bile belli oluyordu. Giyimi de bir garipti zaten. Baştan aşağı siyahtı kıyafetleri,baharda olmalarına rağmen ayaklarına postal giymişti. Tamamen korkutucuydu. Sırtında büyük bir sırt çantası varken son kez Ilgaza göz attı ve umursamadan kendi dairesine doğru ilerledi.

Kapının önünde sırılsıklam bir şekilde oturan çocuk umurunda değildi. Günlerce kendisini sinirden delirtmişti ve şimdi de ne hali varsa görsün kafasındaydı. Belki ona savurduğu tehditlerden birini gerçekleştirebilirdi ama bunun bir işe yaramayacağını fark etmişti. Çocuk tam bir belaydı. Şiddet onun için çözüm olmazdı. Onu anlamaya çalışıyordu ama karşısındaki çocuk buna izin vermiyordu. Bu yaştan sonra çocuk eğitecek değildi,kendisi bilirdi.

Ilgaz,Aktan'ın arkasından bakarken hiçbir şey düşünmüyordu. Ne düşünebilirdi ki zaten? Günlerce apartmanı ayağa kaldıracak yükseklikte müzik dinlemişti. Aktan ona yazdıktan sonra ise sırf onu sinir etmek için daha da abartmıştı bu durumu. Pişman mıydı? Kesinlikle hayır. Yine olsa yine yapar mıydı? Evet. Yapacaktı da zaten.

Onu en son üç gün önce okula giderken görmüştü. Tam evden dışarıya çıkmışken Aktan da kendi dairesinden çıkmış kapısını kilitliyordu. Birbirlerini fark ettiklerinde bir süre göz temasını hiç bozmadılar. Daha sonra her ikisi de kiminle konuştuğunu bilmek istercesine birbirlerini incelemişti. Ilgaz kafasına dank eden gerçeklerle çareyi kaçmakta bulmuştu. Aktan ilk başta kendisinden kaçan genç çocukla afallasa da onu korkutmak amacıyla peşinden gitmişti. Ilgazın tek düşündüğü ise bu kalıplı adamın tehditlerini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğiydi.

Bu adamdan dayak yemediği için şanslı hissediyordu kendisini. Belki de ona acımış ve vurmaya tenezzül etmemişti bile. Bu da umrunda değildi aslında. Görmezden gelinmeyi pek sevmedi ve Aktan şu an onu görmezden geliyordu. Buna takılmamıştı bile,görünmez olmak çok daha iyiydi şu an için. Bakışlarını ellerinden çekmezken duyduğu sesle irkildi.

"Berbat bir haldesin." Koridorun diğer ucundan konuşan adama döndü bakışları. Gerçekten berbat bir haldeydi.

Aktan elindeki anahtarı kapıya sokarken sıkıntıyla bir nefes verdi. Yapacağı şeyden pek emin değildi fakat karşısındaki çocuk bu şekilde kalmaya devam ederse soğuktan donacak gibiydi.

"Sağ ol." Bakışları hala Aktan'ın üzerindeydi. Komşusunun böyle bir adam olacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Şimdi daha da garip bir adam olduğunu düşünüyordu. Bu adam kesinlikle buradan taşınmalıydı. Tehlikeli bir havası vardı. Ilgaz'ı rahatsız hissettiriyordu.

Aktan kapıyı açmadan hemen önce son bir kez genç çocuğa bir bakış attı. Göz göze geldiklerinde bile çocuğun bakışlarındaki haylazlığı görebilmişti Aktan. İnsanları analiz etmekte gayet iyiydi ve bu çocukta farklı bir şeyler olduğunu düşünüyordu. Belki ilgi açlığı belki de sadece ergenlik. Önemi yoktu,Aktandan uzak durması yeterliydi.

Aktan bir an için genç çocuğu eve davet etmeyi düşündüyse de bu fikirden hemen vazgeçti. Daha yeni tanımaya başladığı bu çocuğu evine alacak değildi. Üstelik kendisi son derece sinir bozucuydu. Kapıyı açtıktan sonra sırtındaki ağır çantayı yavaşça yere indirdi ve içerisinden yanında taşıdığı hırkayı çıkarttı. Büyük beden hırkayı Ilgaz'ın kucağına attıktan sonra hiçbir şey söylemeden evine girdi ve kapısını kapattı.

Ilgaz şaşkınlıkla bir sertçe kapanan kapıya bir de kucağındaki hırkaya bakarken rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı. Daha sonra üstündeki ıslak kazağı bir çırpıda çıkarttı ve kucağındaki hırkayı üstüne geçirdi. Biraz olsun soğuk tenine iyi gelmişti. Soğuktan donmaktansa bu adamın yardımını kabul edebilirdi. Hırkayı hiç kibar bir şekilde vermemiş olsa da Ilgaz'ın işine yarıyordu. Gerisi önemli değildi.

Ilgaz üstündeki hırkaya daha sıkı sarılırken burnuna dolan güzel kokuyla gülümsedi. Kafasını tekrar arkada kalan kapıya yaslarken gözleri hala yan taraftaki kapanan kapının üzerindeydi. Aklından geçen tek şey bu adamın bir anda nasıl hayatına dahil olduğuydu.

Nedense içinden bir ses her şeyin bununla sınırlı kalmayacağını söylüyordu. Bu rahatsızlık verici his Ilgaz'ın kalbini sıkıştırıyordu. O sadece tekdüze hayatına devam etmek istiyordu. Her ne kadar huzurlu olmasa da buna alışmıştı artık. Bu düzeni değiştirmeye de niyeti yoktu.

Eğer hayatının kenarından geçmekte olan bu adam bu düzeni değiştirecek olursa aynısını yapmaktan çekinmezdi Ilgaz.

Evet böyle bi kitap işte..texting yazmayı da çok beceremem ben o yüzden düzyazı da baya olur heralde yani,girdik bi yola bakalımmmm burda da biz bize olcaz büyük ihtimal o yüzden hepinizi tek tek öpebilirim??

gecenin son ışıkları | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin