|26 Haziran, 16:03|
"Yemin ederim, hayatımda gördüğüm en garip tartışmaydı."
Zayn sessizce oturmaya devam ederken, Niall ağzını açmış bir şekilde bir Harry'ye bir de Louis'ye bakıyordu. Louis ikili koltukların birinde şirketten hiç tanımadığı bir kızla yan yana oturuyordu, Harry de onun çaprazında duran koltuklarda kendi arkadaşlarından biriyle birlikteydi. İkisi de cam kenarında, yüzlerini dışarı çevirmiş hâldelerdi. Asla birbirlerine bakmıyorlardı.
"Harry yalan mı söylemiş, anlamadım ben."
"Hayır, kendini açıklamaya çalışmış ama Louis izin vermemiş."
"Tamam ama Louis yalan söylediğini düşündüğü için açıklamasına izin vermemiş."
"Ama Harry açıklasa belki yalan olmadığı ortaya çıkardı?"
"Bilemeyeceğim orasını."
Zayn ve Niall konu hakkında fısır fısır konuşurken Liam, Louis'ye mesaj yazıyordu.
Louis gelen bildirim sesi üzerine dikkatini dışarıdan telefonuna verdi.
Liam: İyi misin? İstersen uyumaya çalış biraz.
Başını arkaya çevirip arkadaşına baktığında gülümsediğini gördü ve o da gülümsemeye çalıştı.
Louis: İyiyim. Uyumaya çalışıyorum.
Liam ona başka bir şey söylemeyince telefonu yeniden cebine attı ve gözlerini kapattı. Fakat ne kadar denerse denesin, zihnini boşaltıp da rahat bir uykuya dalamadı.
Evine vardığında hava kararmak üzereydi, Güneş ufuktaki yerini almıştı. Birkaç adım arkasından yürüyen Harry'yi umursamamaya çalışarak siteye girdi, kendi dairesinin olduğu binanın merdivenlerini çıkmaya başlamışken duyduğu sesle anında olduğu yerde kaldı.
"Gerçekten sana yalan söylediğimi düşünüyor musun?"
Oldukça sakin görünmeye çalışarak arkasına döndü, derin bir nefes aldı. "Belki o an ani bir tepki verdim, ama Liam seni gördüğünü söyledi ve sen yanımdan hiç kalkmadığını söylemiştin. Kafam karıştı, ne düşüneceğimi bilmiyorum bile. Kafamı karıştırıyorsun."
"Ben mi kafanı karıştırıyorum?" Harry elini göğsüne koyarak kendisini işaret etti. "Asıl sen benim kafamı karıştırıyorsun. Davranışların ve söylediklerin birbirlerini tutmuyorlar, duygularını anlayamıyorum. Arada kaldım."
"Konuyu değiştirme."
"Değiştirmiyorum. Sana yalan söylemedim, Louis. Söylemem de. Hele de seni bırakıp başka birisinin yanına gittiğimi düşünmüş olman? Beni çok şaşırttı."
"Ona inanmadım ki."
"O zaman neden şu an aramız kötü?"
Louis cevap vermek için ağzını açtı, ama daha sonradan bu tartışmaya o anda devam etmenin hiç sağlıklı olmayacağını fark edip konuyu kapatmaya karar verdi. "Şimdi konuşmak istemiyorum, gerçekten. İyi geceler."
Yeniden arkasını döner dönmez Harry'nin sesini bir kez daha duydu. "Keşke seni hiç sevmeseydim."
Gözlerini kapattı, olduğu yerde öylece kalakaldı. Birkaç saniye, belki de dakika boyunca etrafta kuşların ve rüzgarın sesi dışında hiçbir şey duymadı. Ama en sonunda arkasında duran binanın dış kapısının açılıp kapandığını duyunca gözlerini açtı, başını o tarafa çevirdi ve son anda Harry'nin uzaklaşan sırtını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great escape | l.s.
FanfictionHer zamanki klişelerin aksine; Louis'nin başka bir adamla birlikteymiş gibi davranmasının sebebi sevgilisini kıskandırmak değil, kendisini terk etmesini sağlamak.