|7 Haziran, 20:03|
"Anlamıyorum Niall, bu nasıl olmuş olabilir?"
Louis başını kaşıyarak salonun ortasında dönüp durmayı kesti ve oflayarak koltuğa oturdu. Dünden beri neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum Lou, ama Harry'nin hatası olmadığına eminim. Tanıdığım en iyi finans müdürü, asla böyle bir hata yapmaz. Bu işin altında başka bir şey var."
Başını koltuğa yaslayıp bir kez daha ofladı. Niall'ın söylediklerine kesinlikle katılıyordu, Harry'nin ne kadar çalışkan ve işinde iyi olduğunu kendi gözleriyle görmüştü. Onun asla böylesine bariz bir bütçe hatası yapabileceğini düşünmüyordu. Ayrıca Bay Wade'in onu ilk hatasında anında kovmuş olmasına inanamıyordu, sonuçta kaç yıldır beraber çalışıyorlardı.
"Benim anlamadığım şey, Bay Wade neden açıklama yapmasına bile izin vermeden direkt kovdu?"
"Sen daha bilmezsin, Bay Wade öyledir. Sevecendir, neşelidir ama en nefret ettiği şey işini iyi yapmayan insanlardır. Direkt kovması beni şaşırtmadı."
Louis onun kendisini göremeyecek olmasına rağmen istemsizce başını aşağı yukarı salladı ve bir eliyle şakaklarını hafifçe ovdu. Bütün gün süren bu gürültü yüzünden başı iyice ağrımaya başlamıştı.
"Neyse yarın konuşuruz Niall, kapatmam gerek. Bir Harry'ye bakmak istiyorum."
"Lütfen onu yalnız bırakma Lou, işi onun için çok önemliydi. Sana ihtiyacı var."
Louis telefonu kapatmadan hemen önce "Merak etme." diye mırıldandı. Harry'nin böyle bir şey yaşadığına hâlâ inanamıyordu. Telefonu kapatır kapatmaz yerinden apar topar kalktı ve anahtarını cebine atıp evden çıktı, direkt olarak yan binaya giriş yaptı. Dediği gibi, Harry'yi yalnız bırakmayacaktı.
Onun evine doğru yürürken sabahtan beri düşündüğü şeyleri tekrar tekrar bir kez daha düşündü. Harry'nin o çok çalıştığı ihaleye ne kadar önem verdiğini biliyordu, günler boyunca bütçeyi en uygun şekilde ayarlamak için elinden geleni yapmıştı. Şimdi nasıl oluyordu da inşaata ayrılacak bütçeyi eksik ayarlıyordu? Ayrıca bütçeyi diğer çalışanlar da kontrol etmişlerdi, ihaleye giderken kafaya koyulan bütçe herkese göre gayet idealdi. Şimdiyse malzemeler dosyada yazan fiyata göre alınmış, ve para yetmemişti?
Böyle bir şey mümkün değildi, bunun Harry'nin yapabileceği türden bir hata olmadığını biliyordu. Ki yalnızca o da değil; Liam, Niall, Zayn ve şirketin geri kalanının çoğu da aynı Louis gibi düşünüyordu. Patrona bu durumu ne kadar anlatmaya çalışmış olsalar da maalesef bu hiçbir şeyi değiştirmemişti.
Louis, Harry'nin kapısına geldiğini fark edince derin bir nefes alarak kapıyı iki kere tıklattı, fakat içeriden hiçbir ses gelmedi. Kapı da açılmadı. Bir kez daha tıkladıktan sonra zile bastı, kapı yine açılmadı. Bunun üzerine telefonunu cebinden çıkarıp Harry'yi aradı, hem de iki kere. Fakat telefon iki arayışında da çalıp çalıp kendi kendine kapanmıştı.
Louis onun evde olduğuna emindi, Niall daha birkaç dakika önce konuştuklarını söylemişti. Pek emin olamasa da başka çaresi olmadığı için koşarak kendi dairesine geri dönüp Harry'nin evinin anahtarını komidinin üzerinden alıverdi. Çünkü onu merak etmişti ve yapacak başka bir şeyi yoktu.
Yeniden olabildiğince çabuk hareketlerle kendi evinden çıkıp Harry'nin kapısına geri gittiğinde nefes nefese kalmıştı. Soluklarını zorla da olsa birazcık düzenleyebildiği ilk an hiç beklemeden anahtarı kilide soktu ve yavaşça çevirip kapının açılmasını sağladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great escape | l.s.
Fiksi PenggemarHer zamanki klişelerin aksine; Louis'nin başka bir adamla birlikteymiş gibi davranmasının sebebi sevgilisini kıskandırmak değil, kendisini terk etmesini sağlamak.