Telefonundan yükselen müzik ile kalktı Sunwoo. Telefonu yastığının altından çıkartıp alarmı kapattı ve yatakta kendine gelmeye çalıştı bir süre. Uykusunun gittiğinden emin olduktan sonra yatağından kalkıp elini yüzünü yıkamaya gitti.
Yüzünü yıkayıp odaya döndüğünde gözü çantasında takılı kalmış ve aklına o defter gelmişti yine, aynı zaman da Chanhee de öyle. Kafasını iki yana salladı, düşünceleri kovalamak istercesine. Sonra da dolabına ilerledi.
Üzerini giyinmiş ve okul yolunu tutmuştu. Elleri montunun cebindeydi ve hızlı gitmeye çalışıyordu. İlk ders çok sevgili biyolojiydi ve öğretmeni geç kalanlara hiç acımıyordu.
Otobüse binmek yerine yürüdüğü için on dakikalık yol yarım saate çıksa da yetişmişti dersine. Büyük bir maraton bekliyordu şimdi onu. Derslerine özen göstermeye çalışmak canını çok sıksa da en azından bu yıl gireceği sınava katkısı oluyordu. Aynı zamanda ailesinin kurallarını gevşetmesini sağlıyordu.
Her biri aynı sürede olsa da bazıları cehennem gibi geçen dersleri bitmişti Sunwoo'nun. Sıranın üzerinde uzandı biraz kafasını toplamak için. Pek arkadaşı yoktu ya da şöyle olamamıştı. Bir iki kişi dışında konuştuğu da pek kişi yoktu doğrusu. Hayatını sorgulamaya başlamıştıki günün yorgunluğu ve sınıfın sıcaklığı birleşmiş onu uykuya doğru çekmişti.
Birden olduğu yerden kalktığında havanın kararmaya başladığını gördü Sunwoo. Yaklaşık iki saattir uyuyordu. Telefonuna baktı hemen annesi aramış ve mesaj atmıştı. Ona kütüphanede olduğuna ve duymadığına dair kısa bir mesaj atıp ayaklandı.
Annesine öyle dese de buraya gelmek zorunda değildi ancak ayakları, yorgun bedenini buraya sürüklemişti. Etrafına göz atıp yerini ezbere bildiği köşeye geçti. Hala çok uykusu vardı. Eve gidince rahatça uyumak için bugün annesine vereceği testleri çözmeye başladı. Annesi sınav yılı olduğu için oğlunu çokça zorluyordu.
Birinin omzuna dokunması ile irkilerek uyandı Sunwoo. Kafasını kaldırıp zorla açtığı gözleriyle baktı karşısındaki yabancıya. Pek de yabancı sayılmazdı gerçi. Gözlerini birkaç kere kırpıp emin olmak istercesine baktı karşısındaki yüze. Bu cidden Chanhee'ydi. Chanhee ona gülümseyip yanında oturduğu sandalyeden kalkmış ve gitmeden önce el sallayıp uzaklaşmıştı.
Sunwoo bir süre gördüklerinin gerçekliğini sorgulasa da önünde kesinlikle kendisinin çözmediği testler ve kenarına çizilmiş kelebekler gerçek olduğunu söylüyordu. Kalbi ağzında atmaya başlamıştı birden. Chanhee yanına oturmuş, onun testlerini çözmüştü. Üstelik onu tanımadan. Doğru ya birbirlerini tanımıyorlardı neden yapmıştı? Telefonunun yanıp sönen ekranının bildirim çubuğundan okuduğu mesajla ayaklandı. Bunları yolda da düşünebilirdi. Annesi eve çağırıyordu.
Eve geldiğinde pek de güzel bir manzara ile karşılaşmamıştı Sunwoo. Sinirle ona bakan babası, gözlerini bir oğlunda bir de eşinin bulduğu matematik öğretmeninde gezdiren annesi ve olaya yabancı yalnızca çağrıldığı için burada olan matematik öğretmeni kadın. "Bu notlar ne Sunwoo?" Babası sesini sakin tutmaya çalışarak sormuştu. Geçen haftaki matematik sınavı sonuçlanmış olmalıydı. Neden düşük not aldığına gelirsek, sınava çalışmak yerine düşlerinde Chanhee ile uğraşmıştı. "Ben sonraki sınavda düzelteceğip baba." Babası onaylamazca kafa salladı. "Doğru düzgün çalışmıyorsun demek ki, bu yüzden sana çalışmada yardım edecek birini buldum." Gözler orta yaşlarda olmasına rağmen oldukça güzel olan kadına dönmüştü. "Ben Choi Kanghee, memnun oldum Sunwoo." Sunwoo da nezaketen memnun olduğuna dair kafasını sallasa da asla memnun değildi. Sorun kadın değildi. Oldukça iyi birine benziyordu ancak biri tarafından ders almak istemiyordu işte.
Bayan Kanghee ile ailesi birkaç şey hakkında konuşmuşlar, sonrasında da kadın evine gitmişti. Sunwoo da kimsenin yüzüne bakmadan odasına çıkıp üzerini bile değiştirmeden yatağına yatmıştı. Gerçekten, ne zaman bu hayatın kendisine ait olduğunu anlatabilecekti onlara...
_________________________________
ah şu aileler...
bu da boyle bir bölümdü
mutlu günler ~
mei kaçar ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzun tanışmalar olmayan vedalar - [sunnew] ✔
FanficUtangaç genç, onu hep izlerdi. Hep yalnızdı güzeli elinde bir kitap olurdu genelde kulağında ise kulaklıklar, otururdu kendi halinde. Onun her pazar bu kütüphaneye gelme sebebiydi güzel yabancısı.