Huzur kelimesinin tanımı benim için ağabeyimdi. Hiç kimsenin yanında bulamadığım şey ondaydı.
Gece birlikte uyumuştuk. Uzun zamadır onunla kalmadığım için onunla uyumayı özlemiştim.Sabah yine çok güzel bir kahvaltı yapmıştık. Şuan ise beni okula bırakacağı için arabadaydık.
Siyah pantolon ve beyaz kalın bir kazak giymiştim. Onun üzerinde ise montum vardı.
Okulun önüne gelmemizle birlikte araba durmuştu. Ağabeyime dönerek gülümsedim. "Bırkatığın için teşekkür ederim."
"Ne demek, hadi git derse geç kalacaksın.""Tamam." Arabadan indikten sonra okula yürümeye başladım. Derse çok az kalmıştı, geç kalmamak için adımlarımı hızlandırdım.
Benim içeriye girmemden iki dakika sonra hoca girmişti. Hoca dersi anlatırken hızlıca notlarımı almaya çalışıyordum.
Sonunda ders bitince bir şeyler içmek için kafeteryaya gelmiştim.
Çayımı aldıktan sonra masaların birinde oturan Ekin'leri gördüm. Aylin beni görünce elini buraya gel anlamında salladı.
Onların yanına gittiğimde Ekin'in yanındaki boş sandalyeye oturdum.
Ekin "Nasılsın?" diye bir soru yöneltti.
"Normal bir insan dersten çıkınca nasılsa öyleyim işte.""Diğer dersin ne zaman?"
Telefondan saate bakarak "Daha 1 saat var." Dedim.
"Daha çok varmış." Kafamı salladım.Aylin "Neyse size iyi oturmalar bizim dersimiz var gidelim." Dedi Mert'i işaret ederek.
Onlar gittiklerinde sadece Ekin ve ben kalmıştık.
"Senin dersin ne zaman?""Aslında daha 3 saat var ama Meliha'nın dün yaptığı projesi bozulmuş. Şimdi ona yardım edeceğim, dersten çıkmasını bekliyorum."
"Anladım, dün gördüm ben aslında Banu ve arkadaşlarıyla çarpıştı. Çarpışmanın etkisiylede projesi düştü.
Yardım edebileceğimi söylediğimde de beni tersledi. Neden böyle bir şey yaptığını anlyamadım. Bende yanından ayrıldım.""Yaa sinirlendiği için terslemiştir, sinirlenince çok fena oluyor."
Onu ne kadar da iyi tanıyordu. Beni tanımadığı kadar onu tanıyordu.
"Evet, o yüzden yapmıştır."
Sonra Meliha'nın gelmesiyle Ekin ayağa kalktı. Ona bakarak "Hoşgeldin." Dedi. Kafeterya kalabalık olduğu için ona pek yaklaşamıyordu.
Meliha ona gülümsedikten sonra gözleri beni buldu. Bakışları hiç de iyi değildi. Ama ben bu harektine karşılık gülümsedim.
"Gidelim mi?" Diyerek Ekin'e gülümsedi. Kendimi kalkıp gülen yüzüne vurmamak için zor tutuyordum.
Hayır, kesinlikle şiddete karşı olan biriydim ama işte onu görünce çok sinirleniyordum.Ekin bana gülümseyerek "Gidiyoruz biz o zaman sana da iyi dersler."
Gitmişlerdi. Yine tek başıma kalmıştım. Beni hep onun için yalnız bırakıyordu.
Bir gün beni gerçekten sever mi diye düşünüyordum. Ama buna verecek bir cevabım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söylenemeyen Duygular
Teen FictionBilmiyordu o benimle ilgili çoğu şeyi bilmiyordu. Ona anlatamıyordum. Sevdiği kızı bana anlatırken gözlerindeki o ışıltıyı asla unutamıyordum. Söyleyemedim o anlattı ben dinledim. Onlar birlikteyken sadece izledim. Keşke dedim keşke o kızın yerinde...