BÖLÜM ŞARKIMIZ MILCK,DEVİL DEVİL İLE OKUMANIZI ÖNERİRİM. KEYİFLİ OKUMALAR DİLER EMOJİNİZİ İSTERİM!
AY IŞIĞININ GÜCÜ ÜSTÜNÜZE PARLASIN!
********
Ay'ın parlaklığının güneşten geldiği söylenirdi. Güneş ışınlarının yansıması ay'ın karanlık yüzüne yansır ve birden ışıldayan ay geceyi aydınlatırdı. Özünde karanlığa esir olmuş ay dünya yüzeyinde yaşayan biz insanların gecesine güneş gibi doğardı.
Başka bir karanlığın, karanlığı aydınlatması mümkün olabilir miydi?
Üstelik karanlığının sahte bir ışığı varken bu mümkün müydü?
Ares Salenmir'in bana hissettirdiklerinden bazıları bunlardı. Işığı yansıtan bir gülümsemesi vardı lakin dudaklarından dökülen her kelime karanlığını fısıldıyordu.
Bunu hissediyordum.
Cümlesine karşılık olarak yüzümdeki şaşkınlığı elimden geldiğince saklamaya çalışarak cevap verdim. ''Yine ay saçmalığına başladınız,'' gözlerimi devirdiğimde o alt dudağını dişleriyle ezip bıraktı. ''Büyük annemin anlattığı bir rivayettir bu. Bana hep aydan masallar anlatırdı,'' bana kendisi hakkında verdiği bilgiyle araladığı kapıya baktım. ''Gök cisimlerinin masalları olur mu ki?'' Başını sallamakla yetindi.
Derin bir nefes aldığında sıradaki sorusuna geçeceğini anladım. ''Üniversiteye gitmiyordun değil mi?'' Üzüldüğüm yerden sormuştu. Gitmiyor, gidemiyordum.
''Gitmiyorum.''
''Neden?'' Kaşlarını hafifçe çatarak bana baktığında içimdeki Anber gururla gülümsedi. Bu şehirden ayrılmama izin vermeyen o şimdi bu soruya nasıl cevap vereceğimi merak ediyordu. ''Seneye gideceğim,'' parmaklarımı dizlerimde ritim tutması için hareketlendiğimde Ares'in gözlerinde merak gördüm. Derinleşen merak duygusunu öne eğilip bana daha fazla hissettirirken, ''Neden daha önce gitmedin?'' diye sordu.
Öfkelendiğimi hissediyordum. Bu öfke tamamen bana aitti ve sebebi bana beni zorlayan sorular sormasıydı. Evet terapistim olabilirdi lakin ona her şeyi anlatmak istemiyordum. ''Bu çok saçma, ben sizin hakkınızda bir şey bilmiyorken siz benim hakkımda her şeyi öğrenmek istiyorsunuz!''
Yükselen sesim oda da yankılanırken Ares'in yüzünde değişen bir ifade olmamıştı. Tepkilerim asla onu etkilemiyor her zaman ki rahat ifadesiyle bana karşılık veriyordu.
Onun etkisi olmadan bağırışıma şaşıran Anber bana hayretle baktığında gözlerimi ondan kaçırdım. İçimdeyken bile onu tam karşımda hissedebiliyordum ve bu beni çoğu zaman geriyordu.
''Beni tanımak mı istiyorsun?''
Rahat yüzüne yayılan flörtöz bakış dudaklarımın aralanmasına neden olduğunda parmak uçlarım karıncalanmaya başladı. Oturduğum koltuk altımda eriyip giderken bu hallerini gerçekten sevmediğimi fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AY (KİTAP OLDU!) ŞİMDİ RAFLARDA!!
FantasíaBEBEK BEDENİNİ TANRIÇA HEKATE'YE EV YAPAN ANBER VE ONU KANLI AY DA KURBAN EDECEK OLAN İBLİS ARES SALANMİR'İN KANLI HİKAYESİ.... ****** Eşsiz zihni gözlerinin görüp görebileceği en güzel güzellikle parçalanırken savaş tanrısının ismini taşıyan ruhunu...