🥀🥀🥀
Birkaç gün sonra çatı katından ayrıldım. Tüm günlükleri okumuştum. Alexander'ın çağı anlatmasına gerek kalmamıştı. Babam her bir gelişmeyi günlüklerde anlatmıştı.
Parmağımı biraz ağzıma sokup dişlerimin kaşınan kısmını kaşıdım. Alexander'ı bulmalıydım ve o da bana kan bulmalıydı. Susamıştım ve muhtemelen gözlerim kırmızı olmuştu. Dişlerim dışarı çıkmak ve bir yerlere saplanmak istiyorlardı.
"Alexander!" en sonunda kimseyi bulamayınca merdivenlere gelip gür bir sesle bağırdım. Merdivenler evin merkezinde kaldığı için sesimin her yerden duyulması daha kolay olurdu.
Bir süre bekledim ama cevap gelmedi. Acaba gitmişler mi?
Evi baştan sona tekrar aradım ama yine kimseyi bulamadım. Her yer oldukça düzgün duruyordu herhangi bir iz yoktu.
"Belki bahçededirler." diye düşünerek bahçeye çıktım.
"Alexander! Ashley! Rick!" gür bir sesle bağırdım ve beklemeye başladım.
"Efendim!" uzaklardan Ashley'in sesini duyunca o tarafa doğru vampir hızımla koştum. Onları görünce yavaşlayıp normal hızda yanlarına ulaştım.
"Burada ne yapıyorsunuz?" üstlerine eğilip sordum. Yerdeki bir izin etrafına çökmüş izi inceliyorlardı.
"Bir kurt izine benziyor. Üstelik biraz ileride de mücadele izleri var." Ashley ayağa kalkıp bana durumu açıkladı. Ashley'in kalktığı yere çöküp ize yaklaştım. Derin bir nefes alıp ormanın kokusundan farklı olan kokuyu ayırt ettim. Ayağa kalkıp tekrar derin bir nefes alıp kokunun ne tarafta daha yoğun olduğunu tespit ettim. Bu şekilde koklayarak kokunun kaynağına doğru iz sürmeye başladım. Diğerleri de ilk defa görmüş bir şekilde hayranlıkla takip ediyorlardı.
En sonunda kokunun en yoğun olduğu yere vardık. Burası bir uçurumdu ve koku aşağıdan geliyordu. Gelirken birkaç yerde kan görmüştüm. Kurt kanıydı hepsi ve aynı kişiye aittiler. Kanların çevrelerinde de tüyler oluyordu. Tüyleri, kanları ve kokuyu takip ederek buraya gelmiştim.
"Ben inip bir bakacağım. Burada bekleyin." diyerek inmek için hazırlandım. Ashley telaşla koluma yapıştı.
"Aşağı nasıl ineceksin? Çok dik ve derin bir uçurum. Ayrıca insen bile neyle karşılaşacağını bilmiyorsun. Öylece inemezsin." telaşla laflarını sıraladı. Anlayışlı bir şekilde elini tutup kolumdan uzaklaştırdım.
"Sorun değil. Ben neredeyse ölümsüz biriyim. Bu yüzden başıma ne gelirse gelsin geri döneceğim. Üstelik dünya üzerinde benden daha güçlü kimse yok." gülümseyerek yavaşca konuştum. Onu uçurumun kenarından uzaklaştırıp diğerlerinin yanına bırakmıştım.
"Aslında kan alabilirsem daha iyi olabilirim." başka bir yere bakarken mırıldandım. Alexander'ın nefes verdiğini duydum. Ardından önüme yürüdü. Yakasını açıyordu. Yakasını açtıktan sonra kafasını yana yatırıp boynunu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hibrido Hilezkorra {BXBXB}
FantasyBeni öldürmek için her şey denenmişti. Kalbim sökülmüş, bedenim yok edilmişti ama ölmemiştim. Benden geriye kalan küçük bir kan damlasından bile dirilebilmiştim. Son çare olarak beni etkisiz hale getirdiler. Bir tabuta kapatıp ölü gibi gömdüler, bel...