- BÖLÜM İKİ -

2.1K 138 77
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🥀🥀🥀




"Vampirler insan yemeklerinden daha çok kana ihtiyaç duyarlar. İnsan yemekleri onlar için bir zevktir, insan yemeklerine karşı bir açlık hissetmezler. Önceden insanlara otoritelerini biraz daha dayatmak için onların yemeklerinin en lükslerini yerlerdi. Yani bir nevi "Yemek senin ama ben senden daha üstün olduğum için ihtiyacım olmamasına rağmen daha iyisini yiyebiliyorum." gösterisi yaparlardı." bir an durup düşündüm. Ardından devam ettim.

"Onun dışında vampirlerin kanının insanlar üzerinde iyileştirici bir özelliği vardır. Mesela bir insanın parmağı kesildi. Bir damla vampir kanı iyileşmesine ve vücudundaki bazı yaraları veya yara izlerini de iyileştirmeye yeter. Mesela bir insanın diyelim ki bacağı koptu. Bir torba vampir kanı kopan uzvun tekrar birleşmesini sağlayabilir. Tabii, bu durum insandan insana değişebiliyor. Bazı insanlar var ki onlarda vampir kanı ters tepiyor ve zarar verebiliyor. Eskiden öyle insanları yaşatmazdık. Sonuçta ne yaparsan yap yaşayamayacak bir köleydi. İşe yaramazın da işe yaramazı." derin bir nefes alıp karşımdaki insan çiftine baktım. Adam notlar alırken kadın ilgiyle dinliyordu.

"Kanlar vampirler için çeşitli kategorilere ayrılırdı. Nadir bulunan kanlar pahalıydı ve bu kana sahip köleler paha biçilmez olup elitliği simgelerdi. Vampirlerin kanları genelde birbirlerine zehirli olsa da bazı vampirler bu zehir etkisine karşı koyabiliyordu. Onlar en elitler olup vampir köle sahibi oluyordu. Ticaret genelde köleler üzerine kuruluydu. Ne kadar kölen varsa o kadar çok toprak alabilir ve dolayısıyla daha fazla köle alabilirdin. Kast sistemini köleler belirliyordu yani. Vampirlerin arasında öyle çok savaş olmazdı. Bir şey olduğunda köleleri savaştırırlardı. Bazen otorite savaşları olurdu. Düşman vampirin bir açığını bulur ve koz olarak kullanırdın veya ondan daha otoriter olurdun. Bu kadardı. Vampirler arası savaşa sadece birkaç kez köle vampirlerin savaştırılmasında denk gelmiştim. Elit vampirler bırak savaşmayı çok lüks bir hayat sürerdi. Çok sinir bozucu." umursamazca anlatırken sonlarda sinirlenip öfkeyle mırıldandım. Ashley merakla izliyordu. Sanki masal dinler gibi bir hali vardı.

"Şimdi siz anlatın. Dünya düzeni nasıl?" sinirli olduğum için agresif bir şekilde çenemi dikleştirip sordum. Alexander hafifçe yerinde kıpırdanıp onun anlatacağını belli etti. İnsan çifti önlerine dönüp adamın yazdıkları hakkında tartışmaya başlamışlardı. Oturduğum yerde hafifçe yan dönüp bacak bacak üstüne attım ve dar koltukta hemen yanımda oturan Alexander'a baktım.

"İnsanlar şu anda vampirlerden daha fazla popülasyona sahipler, bu yüzden daha güçlüler. Şu ana kadar vampirler çok iyi gizlendiler ama eminim ki vampirler açığa çıksalar insanlar Ashley ve Rick gibi onlar hakkında bilgi almak isteyecekler ve belki de daha ileri gidip üzerlerinde deneyler yapacaklar. İnsanlar vampirler kadar elit yaşamadıkları için sık sık savaşıyorlar. Köle sistemi yok. Para diye bir şey var ve ticaret gibi şeyler onunla yapılıyor. Vampirlerin otorite savaşı gibi otorite savaşlarında en çok parası olan daha güçlü oluyor. Parayı açıklamak gerekirse; önemli kişilerin fotoğraflarını bazı kağıt ve metal parçalarının arkasına önüne basıyorlar ve bununla ticaret yapıyorlar. Takas gibi. Bir şey alınca para veriyorsun." biraz açıkladıktan sonra elini cebine sokup deri bir şey çıkardı. Defter gibi duruyordu ama sayfaları yoktu ve arasına bir şeyler koyabileceğin gözleri vardı.

Hibrido Hilezkorra    {BXBXB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin