okuduğum şeyle garip oldum.'o dilini öyle herşeye çıkarma mazallah bi şeyler olur' yazmış.Allahım bu çocukta ne cevherler varmış yüzyüze iki kelimeyi bir araya getiremiyor yazarken maşallah!
salağa yatarak 'nolurmuş?'yazdım.görüldü ve yazıyor...
-yarın göstermemi ister misin?
yuh amk sohbetmi ediyoruz sextingmi yapıyoruz belli değil yaw
-kalsın.
-oky
-benim işe dönmem lazım bb
deyip çıktı.off ne biçim bi konuşmaydı bu böyle! yediklerimi yakmak için biraz baskete gideyim diye düşündüm.
hava sıcaktı bugün şort giyeyim o zaman
siyah takımımı giyip annemlerin yanına gittim. haber verip vestiyerin içindeki basket topumu da alıp çıktım.çok uzak değildi zaten sahaya girdiğimde sahanın boş olduğunu gördüm. Çantamı yere bırakıp biraz ısınmaya başladım.Ama daha öğlen olduğu için güneş tam tepedeydi ve çok sıcaktı.hemen çantamın yanındaki gölgeye oturdum.
instagrama girip story attım.
olduğum yeri etiketleyip potayı ve topu çekmiştim.
biraz sonra arkadaşlarım mesaj attı. bizde gelelim beraber oynayalım diye zaten canım sıkılıyordu olur yazdım ve malum kişiden mesaj geldimi diye baktım ama yoktu görmüştü. ama bişey yazmamıştı. niye yaaaa... yazmalıydı... bi dakka ya niye yazsın yazmak zorundamı sanki allahalla!
biraz sonra arkadaşlarım gelince onları karşılamak için ayağa kalktım.iki erkek arkadaşım gelmişti.Ahmet ve Kadir aslında Zeyneple Sevil'de mesaj atmıştı ama kızlar işte iki saat süslenecekler arkadaşlarımla sohbet etmeye başladık Kadir benimle yaşıttı
.Ahmette bir yaş büyüktü bizden ama geç yazıldığı için bizimle aynı sınıfa gidiyordu.uzun zamandır görüşemediğimiz için bayağı bir sohbet ettik.
derken Zeynep ve Sevil'de sahaya girdi.e bi zahmet yani saat 5 oldu geldiklerinde takım kurup oynamaya başladık.hepimiz pek bilmediğimiz için gelişine oynamıştık.
2 saat sonra;
-off olm ne yorulduk lan bidaha gelirsem namerdim! hadi gidelim dedi Ahmet
Kadirle ikisi bizimle vedalaşıp gitti. Kızların evi de benim evimin tam zıttı olduğu için ikisi birlikte gitti. öf doğru düzgün oynayamadık ben biraz daha oynayıp gidecektim.terlediğim için ceketimi çıkarıp oynamaya devam ettim.
***
çok yorulmuştum.çantamın yanına oturup biraz soluklandım.ayağa kalkıp tam gidecekken sahanın kapısında Umut'u gördüm.şakamı bu! 'Selam' deyip elini uzattı. 'sen işe gitmiyormuydun?'
-işten saat yedi buçukta çıkıyorum evim parkın biraz yukarısında olduğu için burdan geçiyordum da seni görünce bi selam vereyim dedim eğer yeni geldiysen sana eşlik edebilirim' dedi.
off Umut yaa o kadar yorgunumki keşke önceden gelseydin ama seninle oynamak istiyordum ne kadar yorgun olsam da 'geleli çok olmadı hadi başlayalım' deyip ceketimi çıkarttım.haydaa!!! Umut'un gözleri şuan bütün vücudumda geziyordu.
'düşündüğümden daha iyi bi vücuda sahipsin' deyince ne diyeceğimi şaşırdım. yani evet anne tarafımın kalça ve göğüs kısmı büyük olduğu için anneme çekmiş olabilirim
başlayalımmı? dediğimde oda ceketini çıkarıp çantasıyla beraber yere koydu.'oynamayı biliyor musun?' dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı 'bende pek bilmiyorum aslında ama bildiğim kadarıyla öğreteyim sana' topu elime alıp duruşu gösterdim bacaklarını biraz kırıp ellerini açık tuttu şimdi de top kaçırmayı gösterecektim.biraz daha yaklaşıp ona arkamı döndüm
'bbak şimdi ııı sen bi eelini topa doğru uzatacaksın çift el yapamazsın.' deyip olduğumuz pozisyona lanetler okudum.ben dizimi kırmış popomu Umut'a dönmüştüm. oda dizini kırmış arkamdaydı.
derken bana iyice yaklaşıp bedenini bedenime yaslayıp toptaki elimi eliyle tutup 'vücut temas ederse faul sayılırmı?' dedi kırdığım dizlerimi dikleştirip Umuta döndüm 'şşey bilmiyorum'
deyip topu sektirerek potaya ilerledim amacım kaçmaktı.off sapıkmı bu yaa! bi şut atıp topu Umut'a gönderdim böyle böyle devam ettik. mesafeli oynadık yani o temastan sonra. ikimiz de yorulunca kendimizi çantalarımızın yanına attık sırtımızı tellere verip derin nefesler aldık Umuta dönüp 'sıkı antrenmandı' dedim oda kafasını salladı.
saate baktığımda saat dokuz olmuştu.oha şakamı bu! nasıl bu kadar geciktim. hemen ayağa kalkıp hırkamı giydim.çantamı sırtıma takıp 'gitmem gerek görüşürüz' deyip koşar adım eve gittim.Arkamdan seslendi ama bakmadım.
Çünkü bakarsam gidemem.Nefes nefese kapıyı çaldığımda annem mahkeme duvarı gibi suratıyla kapıyı açtı.ayakkabımı çıkarıp içeri girdiğimde babaannem içerideydi.Odama gidecektimki Annem arkamdan seslendi ve içerdeki koltuğa yerleştim ve sorgu başladı.
'saat kaç kızım?' ilk soru annemden geldi.Basketteydim anne saatin farkına varmadım özür dilerim dedim.'telefona da bakılmıyor?' dedi annem yine 'annecim çantamdaydı gerçekten duymadım bidaha olmaz söz' halbu ki yarın tekrar olacaktı.
özür dilerim anne kızın galiba...herneyse 'bidaha asla olmayacak bizi çok korkuttun bişey oldu zannettik,ayrıca topun nerde senin?' topum hii topum Umutta kaldı off o yüzden arkamdan seslendi demekki top için seslendi yaa üff ama o top benim için çok önemliydi.Üstüde Cedi Osman'ın imzası vardı.
Umarım almışsındır Umut.Anneme dönüp 'anne sanırım orda unuttum ama almazlar merak etme' deyip odama gittim.
(vee bitttiiii.... evet arkadaşlar aslında bölümü bu kadar geciktirmezdim ama açıköğretim okuduğum için sınavlarıma da hazırlanmak zorundayım kusura bakmayın bana şans dileyin ve sorular...)
(umut sapıkmı? xnsncnn)
(Umut yarın yani sonraki bölüm oluyor,Nehir'e napacak yada ne gösterecek? xnxcbcb)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓚𝓐𝓛𝓟 𝓨𝓐𝓡𝓐𝓢𝓘
Teen FictionBelki de aşkı bitmemişti aldatılsa da sevilmese de terk edilse de kullanılsa da bitmemişti sadece bittiğini sanıyordu yıllar sonra geldiğinde onu ilk gördüğünde anlamıştı aşkının bitmediğini aksine daha da alevlendiğini ama artık çok geçti...