2.Bölüm

33 17 2
                                    

-Beklenmeyen tören, sorumluluklar ve karşılaşmalar-

Maria gittikten sonra Ephonie hiçbir şey demeden odasına çıktı ve saatlerce öylece tavana baktı. Olanlardan kendisini suçlu hissediyordu. Yattığı yerden başkasına göre sadece deli gibi bir noktaya bakıyordu ancak aslında onun gözünden yaşadıkları, annesi ile geçirdiği güzel hatıralar gözünün önünden film şeridi gibi geçiyordu. Biraz sonra kapı çaldığında Ephonie hemen doğruldu ve "Gir" diye seslenince Edward içeri girdi. İlk sözü doğal olarak "Merhaba, nasılsın?" olmuştu genç adamın. Şuanda 2 çocuklu bir baba bile olsa hala oldukça gençti ve dışarıdan bakan birinin gözünde boyu kadar çocukları olan bir adam olamazdı. Ephonie sorusuna "Bilmiyorum." diye yanıt verdi ve gözlerini kaçırdı. Üzüldüğünü görmesini istemiyordu. "Yarın ailemizden olduğun için nasıl desem... Küçük bir tören düzenlenecek."

"Ne töreni?"

"Yani tören diyemem, sen sadece hazırlan... Doğum izin ile ilgili, bir doğum izin var değil mi?"

Ephonie o an bunca zamandır kolunda olan o çirkin izi hatırladı. Elini koluna götürdü ve sonra geri çekti. "Bunun tören ile ne ilgisi var?"

"Biz Mountbutten'lar bize ait olanı gelecek nesillere miras bırakırız ve onlar da içlerindeki sihir ile buna eşlik ederler. Doğum izin aslında hepimizde var ve bu senin Mountbutten olduğunu kanıtlamaya yeter de artar bile."

"Her doğum lekesi olan sizin çocuğunuz mu, bu çok saçma."

Edward gülerek ona yanıt verdi. "Tabi ki öyle demedim. Ancak bir Mountbutten ailesinin mirasını kaldırabilir, kişiden kişiye farklılık gösterir bu şey. Asıl mesele kimde hangi yeteneği uyandıracağıdır. İşte asıl iş orada, biz buna İnspire töreni¹ deriz. Her Mountbutten kendisine özeldir ve yetenekleri nadiren tekrar eder. Teyzem Anastasia geleceği görebiliyor, yeğenim Estes insanlara şifa veriyor, başka bir akrabam çok fazla güce sahip ve krallığı koruyor... Bunun gibi şeyler."

"Peki ben? Ben ne yapacağım?"

"Bunu yarın göreceğiz, İnspire töreninde orada ol ve doğum izinin hangi şekli alacağını görelim."

"Dur bir dakika, sonsuza kadar çirkin pis bir leke olarak kalması gerekmiyor mu?"

"Tabiki de hayır. Tamam bak, benimkini göstereyim."

Edward çeketini çıkartır ve ardından gömleğinin kolunu iyice sıvar, kolu gözükünce Ephonie bir an bile gözünü kırpmadan ona bakar. Edward bu kadar etkilenmesine şaşırsa da sesini çıkartmaz. Ephonie "Acaba gerçek mi?" diye bir iki defa dokunur. "Acıyor mu? Dövme gibi duruyor? Bence sen beni kandırıyorsun."

"Ciddiyim, senin yaşına gelene dek bu koca çirkin bir lekeydi ama sonra annem benim yaşım gelince doğum günümde, ki genelde hep 17. doğum gününde verilir, herkesin önünde İnspire töreninde, yanıma yaklaştı ve sonra bu oluştu. Çoğunlukla kişiliğimizi de belirtir bu doğum izleri."

"Annem... Bir zamanlar bana Mountbutten'lar çok ilginç insanlar derdi. İlgilenmezdim ama şimdi... Kesinlikle haklıymış."

Edward küçük bir şekere benzeyen izini kapatır ve tekrardan ceketini giyer. "Şeker gibi adamsın cidden."

"Sağ ol, bunu iltifat olarak alıyorum."

Mountbutten Ailesi: İlk IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin