-Aşk mı Korku mu?-
Maria daha ne olduğunu bile soramadan Ephonie içeri gelmişti bile. "Hangi filmi seçtin?"
"A şey, bunu işte."
Edward filmi Ephonie ye verir ve ondan mısırları alır. Maria söylediği şeyin devamını getirmesini istese de bir şey demez .Ephonie filmi başlatır ve film izlemeye başlarlar. Edward filmden çok Ephonie ve Maria'yı izliyordur. Bunca zamandır sahip olduğu ancak farkında olmadığı aile, hayalini kurduğu o aşk... Ne zaman Maria'yı görse yıllar önce unuttuğu ancak tekrardan hissettiği duygular... Maria'ya o kadar âşıktır ki... Artık bunu net bir şekilde anlamıştır ve bunu içinde tutmak istemiyordur. Ona söylemek istiyordur ama onu durduran tek şey zamansız gelen bir genç değildir. Aynı zamanda onun zaten bir karısı olması ve bunun hiçte hoş karşılanmayacağı da onu durduruyordur. Bir tarafta başka bir hayat, diğer tarafta ise olmak istediği kişi... Kendisi olabildiği o kişi...
O kendi düşünceleri ile boğuşurken Ephonie de bambaşka şeyler düşünüyordur. Uzun zamandan sonra ilk defa kendisini gerçekten mutlu hisseder. Ailesi ile birliktedir. Annesi, babası... İkisi de onu çok seviyordur ve şuan da olmak istediği tek yer burasıdır. İkisinin arası... "Keşke hep böyle kalsalar..." diye düşünür. Sahi öyle kalsalar ne kaybederlerdi ki? Daha iyi bir hayat, mutlu bir aile, olabildiği kadar sıradan bir yaşam... Bunları isterdi, ancak alamazdı. Yaşanan onca şeyden sonra bu mümkün değildi. Annesinin ve babasının ellerini tutup düşünmeye devam etti "Keşke bunca zamandır hep tutuyor olsaydım" diye...
Bu şekilde saatleri birlikte vakit geçirerek, sohbet ederek, kalplerinde birer umut ile bütün geceyi geçirirler. Bir yerden sonra Ephonie uyuya kalmıştır. Edward onu kucaklar ve Maria ile onu odasına götürürler. Eskisinden tek farkı artık dolaplar ve masasının üstünün boş olmasıdır. Edward onu usulca yatağına yatırır ve üzerini örter. Şimdi ikisi de onu uyku ile baş başa bırakıp tekrardan salona dönerler. Saat çok geç olmuştur. Maria etraftaki dağınıklığı toparlarken "Zaman ne kadar da hızlı geçmiş." demeyi de ihmal etmez. "Evet, Maria aslına bakarsan baş başa kalmamız iyi oldu. Seninle konuşmak istediğim bir konu var."
Maria ne duyacağını tahmin ediyordur çünkü o da aynı şeyleri hissediyordur ve sadece bu duyguya bağlanmak için bile bütün sorumluluğu almaya değer. Ancak yine de ikisinin de tereddütleri, keşke dedikleri şeyler çoktur ve artık bir çok şey için çok geçtir. İkisi de bunu biliyordur ve susuyor, konuşmaya uğraşmıyor, araya biri girdiğinde buna engel olmuyordur.
Ancak Edward artık bu düzeni değiştirmeye kararlıdır. Bu hayatta bir kere gerçekten tutulur, aşık olursunuz. Sadece gerçekten bir kere seversiniz. Araya zamanlar da girse, başka insanlar ile de yollarınız kesişse, o kişiye kızgın da olsanız, veyahut kırgın... Kalbiniz size yine o insanı buldurtur, yanından ayrılmak, gitmek istemez, bitmek tükenmek bilmez bir duygudur aşk. Bencilce sever, kırar döker ama çok sever. Her şeye inat, herkese inat çok sever. Kim olursanız olun bu duyguyu kaybetmek istemezsiniz. Asla gerçek aşkın önüne geçemezsiniz. Mesele sevmektir azizim, çok sevebilmek adam gibi sevebilmektir...
***
Bu sırada Kraliçe Mary çoktan baloyu dağıtmıştır. Herkes uyumasına rağmen hala uyumamış ve tek bir şeyi düşünüyordur. Acaba doğru şeyi mi yaptım? Bu soru günün büyük bir kısmında aklından çıkmamıştır. Kardeşi bugüne dek her zaman yanında olan, kararlarını sorgulamadan yapan ve ilk Kraliçe olduğundan beri ona inanan tek kişidir. Şimdi ise uzun zamandır ona ne kadar haksızlık ettiğini anlamaya başlar. Bu olanlar doğru mudur gerçekten? Kendi kardeşini hiç sormadan onun için doğru bulduğu kişi ile evlendirmiştir. Şimdi ise o kadar pişmandır ki... Belki bunu düzeltebilecek bir şansı olsaydı kullanırdı ancak ona göre artık bu yaşananları değiştirmenin hiçbir yolu yoktur. Yarın Edward ve Ephonie'nin eve gelmesini umarak uykuya dalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mountbutten Ailesi: İlk Işık
FantasyKocaman bir aile düşünün ve bir de bu kocaman aileye dışarıdan yeni gelen bir üye! Karşınızda Mountbutten'lar ve ailenin yeni üyesi. Bu kocaman ve geniş aile biraz daha geniş olamazdı. Ephonie ve onun bir anda değişen hayatını okumak için can atacak...