AYRILIK 💔

138 6 521
                                    

Yağmur ve rüzgar hızını arttırırken Bella da adımlarını hızlandırmıştı. Yerdeki su birikintisine basmaktan kaçınmıyor, hızlı adımlarla dar ve karanlık olan bu sokaklarda tek başına ilerliyordu.

Artık ezbere bildiği sokak aralarından geçip, yolun sonundaki küçük dükkanın önünde durdu.

Derin bir nefes alıp içeri girdi. Kapının üzerinde duran süsler içeri birinin girdiğini dükkan sahibine haber verirken, yaşlı adam hızlıca çıktı tezgahın arkasından.

"Mrs. Riddle. Sizi burada görmek ne bü.."

"Lafı uzatma Rogers. Neden burada olduğumu biliyorsun. İksir hazır mı?"

Yaşlı adam özür dileyerek tekrar tezgahın arkasına geçti. Etrafina bakındı. Tahta dolapları karıştırdı. Bu sırada aradığı şeyi nereye koymuş olabileceğini düşünüyordu. Sonunda aklına gelmiş olacak ki, birden gözleri parladı. Hemen yere eğilip üzerinde durduğu eski ve pis paspası kenara çekti. Bir ucu kırık olan tahtının arasına elini soktu. Geri çıkardığında elinde bir şişe tutuyordu. Hızlıca ayağa kalkıp sirkelendi.

"İşte.. işte burada efendim."

Elinde tuttuğu şişeyi Bella'ya uzattı. Bella şişeye bir süre baktı ve onu adamın elinden aldı.

"Sadece birkaç damla ye..."

"Biliyorum biliyorum."

Elbisesinin cebinden çıkardığı bir kese galleon'u masanın üzerine atıp dükkandan çıktı ve etrafına bakınıp cisimlendi.

******

Malfoy Malikanesi'nin ana salonunda  toplanılmış, ölüm yiyenler tarafından  lordun gelmesi bekleniyordu.

Rose yanındaki sandalyeye bakıp iç çekti. Karşısında oturan Draco ona bakıp ne olduğunu sorarcasına kaşlarını kaldırdı. Rose omuz silkip tekrar yüzükleri ile oynamaya devam ederken, bir yandan da yağan yağmuru seyrediyordu. Tam bu sırada kapı açıldı.

İçeri giren Bella ile, Rose gözle görülür bir rahatlama yaşarken, nefesini dışarı bıraktı ve arkadaşına tebessüm etti.

Bella yerine geçerken dudağının kenarı hafifçe yukarı kalkmıştı. Lord gelmeden toplantıya yetiştiği için kendini tebrik ederken masadaki yerini de aldı.

Rose tam birşey söylemek için ağzını açmıştı ki kapı tekrar açıldı. Lord içeriye girerken Bella da zamanlamasına hayran kalıp, herkes gibi Lord'a selam verdi. Ama Lord'un gözleri sadece bir kişiyi görüyordu. Bella bir an gerçekten onun birşeyleri öğrendiğini düşünsede, Lord'un ona olan küçük tebessümünden sonra bu düşüncesinden vazgeçti. 

********

Toplantı bittiğinde Ölüm Yiyenler odayı boşaltmaya başlamıştı. Rose, Bella'ya imalı bir bakış attıktan sonra, onu Lord'la baş başa bırakarak, Draco ile birlikte odadan çıktı. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra ilk konuşan Lord oldu.

"Bir sorun mu var güzelim?"

Bella kafasını eğdiği yerden kaldırıp Lord'a baktı.

"Yo.. sorun yok. "

"Birşey mi söyleyeceksin?"

"Aslında.. bu akşam.. Karagöl'de buluşalım mı diyecektim. Tabi işin yoksa."

"İşim senden önemli değil. Buluşalım tabi. Bella.. bir sorun olmadığına emin misin?"

"Hıhım..eminim. O zaman akşam görüşürüz Lord'um."

Bella Lord'a gülümseyerek odadan çıktı. Ancak çıktığı anda gülümsemesi solmuştu.

Gürültüden uzak ve oldukça uzun olan koridorun sonunda kalan boş bir odaya girdiğinde, Rose'un endişeli bakışları ile karşılaştı.

Bellamort ♥️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin