Öncelikle birkaç not bırakmak istiyorum.
Bu hikayede mantık hataları vardır. Bu mantık hatalarını bilerek yaptım diyebilirim. Ve mantık hatalarını düzeltirsem hikaye başka bir evrene geçecekti, bunu istemedim ve okurlarımın da bunu isteyeceğini düşünmüyorum. Çünkü mantık hatalarını düzeltseydim ben ve okularım başka bir Tomris Türksoy'u okuyacaktı. Asker olan Tomris Türksoy'a alışıldığı için bunu yapmadım. Bunu göze alarak okumanızı öneririm.
Bir diğer notum:
❝Lütfen kitabımda başka kitap ve kitap karakterlerinden bahsetmeyin. Ben kitabımda başka kitap karakterleriyle ilgili yorumlar görmekten rahatsız oluyorum.
Lütfen başka kitaplarda da benim kitap karakterlerimden bahsetmeyin. Hepimiz burada bir şeyler yazıyoruz. Hiçbir yazarın benim yüzümden hevesinin kırılmasını istemem.❞
Belki bunu aranızda yapan yok ama son zamanlarda olan olaylar sebebiyle bu uyarıyı yapmayı boynumun borcu biliyor ve üzerime düşeni yapıyorum. Bu uyarıyı her bölüm başında göreceğimiz için bu uyarı biraz kabak tadı verebilir, bu yüzden de rahatsız ettiğim için kusura bakmayın💜💜
Bu uzun notu kitabımın her bölüm başına bırakacağım.
Ve son notum. Bu bölümdeki yorumlar bölümle ilgili olmayabilir. Çünkü kitap bir kez düzenlemeye alındı. Ve kitabı şu anda ikinci kez düzenlemeye aldım. Bölümler yenilendi.
Başlangıç tarihi: 22.03.21'
SONUN BAŞLANGICI: ❝3254❞
Vatanına sevdalı bir kadının hikayesi…
Tomris Türksoy çocukluğu yarım kalmış nice çocuklardan sadece birisiydi. Kimsesizliğinin yükünü daha beş yaşındayken omuzlarına yük etmişti.
Büyüdü, serpildi. Babasının izinden gitti. Giydiği üniformayı, omuzlarına taktığı yıldızları gururla taşıdı. Tıpkı babasının kopyası bir asker oldu.
Kimsesizliğinin acısı yüreğinde tazeyken gençliğinin baharında, ilk çıktığı görevde evi yerine koyduğu adamları şehit verdi. Yüreği acıyla yanıp kül oldu. Konuşmadı, bağırmadı. Emredileni yaptı.
Kök saldığı, doğup büyüdüğü toprakları canı yana yana terk etti.
Görev… Görevdi.
Ağlamadı, uyumadı, boğazı düğüm düğüm oldu. Acısı yüreğinde tazeyken intikam arzusuyla yanıp tutuştu. Kalbi kör dili lâldi. Tek bir şey düşünüyordu; İntikam.
İntikam uğruna hayatını altüst etti.
Son görevini yerine getirip terk ettiği topraklara geri döndüğünde her şey yeni başlıyordu. Terk ettiği topraklara geri dönmesi tesadüftü. Ama yaşadığı hiçbir şey tesadüf değildi. Gördüğü kâbuslar aslında yaşadığı, yaşayacağı her şeyin habercisiydi.
Çıkılan operasyonlarda buldukları başı kesik kadın cesetlerinin altında düşünüldüğünün aksine başka nedenler vardı. Tomris, kadın cesetlerinin kendi geçmişini aralayacağından habersizdi.
Geçmişin giz perdesi zehirli bir sarmaşık gibi aralanırken Tomris Türksoy geçmişinin bataklığına sürüklenip kimi feda edecekti? Atılan adımlar, alınan kararlar, çıkılan operasyonlar, alınan intikam yeminleri geçmişini bir bıçak gibi deşerken düştüğü bataklıktan kurtulabilecek miydi? Yoksa battıkça yanındakileri de bu bataklığa mı sürükleyecekti?
Başında türlü belalar varken bir de sevda illetine kapıldı. Sevmemek, bağlanmamak, alışmamak için direndi. Fakat bu sevda sarmaşığında yenilgiye uğradı. Kalbi kendisinden habersiz bir adamı içine aldı. Alperen… Devresi… Sevdiği adam…
Bir seçim sunuldu. Yaşatmak mı? Öldürmek mi? Kurtarmak mı? Yoksa feda etmek mi? Neyi seçecekti? Kimi kurtaracak kimi feda edecekti? Sevdiklerini koruyabilecek miydi?
Bir yandan silah arkadaşlarını kaybetme korkusu diğer yandan açılan geçmişiyle bağlantısı olan kadın cesetleri ve katilleriyle kalbini emanet ettiği sevdiği adam…
Battığı bataklık ellerine kan bulaştırdı.
Kalbini, avcunun içine bıraktığı adamla mutlu bir geleceğe adım atabilecek miydi? Onların sonu ölümümü getirecekti yoksa yaşamımı? Onların sonunda mutlu bir son var mıydı?
Bu sadece Tomris Türksoy'un hikayesi değildi. Bu hikayede hiçbir şey tesadüf değildi.
Yükleri ağır olan babaların, yükleri ağır olan çocuklarına ithafen..
..........
Evet ben geldim 🙋🏻♀️ Biraz sanırım spoili geldim😶 neyse.. en son attığım duyuruda yazamadığımdan bahsetmiştim ve dün itibariyle de tüm kitaplarımı yayından kaldırdım. Belki böylesi daha iyi olur diye. Fakat sanırım yazmaya devam edeceğim gibi. Şu anlık sadece yazamıyorum ama yazmak için elimden geleni yapıyorum. (Yapmadığım şey kalmadı bu arada yazmak için can çekişiyorum orası ayrı ajfjf) Sanırım yazmak için tükenmişlik sendromuna uğradım valla ben de bilmiyorum bana ne oldu
Kitabı yayından kaldırdığım için bölümler de doğal olarak yayından kalktı. Ve ben bölümleri düzenledikçe atmak istiyorum. Şu an ilk dokuz bölüm taslakta var ve ben her gün bölüm atarsam elimde birikmiş bölüm kalmaz bu yüzden iki güne bir ya da her hafta bir bölüm yayınlamak istiyorum.
Yani 1. Bölümü perşembe günü ya da cumartesi günü yayınlarım yine de kesin bir şey söylemek istemiyorum çünkü biraz işim var bu haftayı yorgun geçirebilirim ya da ilk bölümü birazdan atabilirim neyse.. fazla konuştum hoşçakalın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN KALBİM (DÜZENLENİYOR)
Action❝Gördüğü kâbuslar aslında yaşadığı, yaşayacağı her şeyin habercisiydi.❞ NOT: BU HİKÂYEDE AZINLIKTA OLSA DA ŞİDDET, KÜFÜR VE RAHATSIZ EDİCİ UNSUR BULUNMAKTADIR. ETKİLENECEK OLANLARIN OKUMAMASINI TAVSİYE EDERİM. NOT : BU HİKAYEDEKİ KURUM VE KURULUŞLAR...