Bölüme geçmeden önce ufak bir uyarı✨
❝Lütfen kitabımda başka kitap ve kitap karakterlerinden bahsetmeyin. Ben kitabımda başka kitap karakterleriyle ilgili yorumlar görmekten rahatsız oluyorum.
Lütfen başka kitaplarda da benim kitap karakterlerimden bahsetmeyin. Hepimiz burada bir şeyler yazıyoruz. Hiçbir yazarın benim yüzümden hevesinin kırılmasını istemem.❞
Belki bunu aranızda yapan yok ama son zamanlarda olan olaylar sebebiyle bu uyarıyı yapmayı boynumun borcu biliyor ve üzerime düşeni yapıyorum. Bu uyarıyı her bölüm başında göreceğimiz için bu uyarı biraz kabak tadı verebilir, bu yüzden de rahatsız ettiğim için kusura bakmayın💜💜
Bölüme geçmeden önce ufak bir uyarı yapmak istiyorum. Bölüm düzenlendi, bölümde bazı kısımları çıkardığım için yorumlar bölümle ilgili olmayabilir✨ Keyifli okumalar dilerim 💜💜
4. BÖLÜM: ❝GEÇMİŞİN ACISI❞
26.03.22..
Her giz perdesi elbet bir gün aralanmaya mahkumdur. Aralanan giz perdesi sonunda ölümü mü getirecekti? Bilinmezdi.
Bir soluk bıraktı Tomris. Bakışları giden Songül Albay ve Tuğrul Tümgeneral'in üzerindeydi. Belki de geçmişin giz perdesi aralanacak hayatının tam ortasına düşerek hayatını altüst edecekti. Zaman.. Her şeyi zaman belirleyecekti.
Ağır adımlarla timiyle birlikte hangara doğru ilerlemeye başladı. Aklı doluydu. Tuğrul Tümgeneral'le konuşması gerekiyordu. Hangara girdiğinde dolabının başına geçti. Başındaki kaskı çıkarıp yerine bıraktı. Teçhizat çantasını boşaltıp dolabına koydu. Hucüm yeleğini çıkarıp yerine bıraktı. Silahını silahlığına bıraktı. Bakışlarını tim üyelerine çevirdiğinde tim üyelerinin hâlâ üzerinin çıkardığını gördü. Bakışları Alparslan'a kaydı. "Komutanım, gidebilir miyim?" Elindeki silahı silahlığına bırakan Alparslan bakışlarını Tomris'e çevirdi. "Nereye Kız Çocuğu?"
Bir soluk bıraktı Tomris. "Tuğrul Tümgeneral'in odasına çıkacağım. Konuşmam gereken bir konu var."
"Bekle, birlikte gidelim. Benim de Tuğrul Tümgeneral'le konuşmam lazım." Bakışlarını tim üyelerinde dolaştırdı. "Siz gidebilirsiniz. Her ihtimale karşı telefonunuz açık olsun."
"Emredersiniz komutanım."
Alparslan üzerindeki hucüm yeleğini çıkardığında üzerindeki tüm teçhizattan kurtulmuş oldu. Bakışlarını Tomris'e çevirdi. "Gidelim."
Tomris Alparslan'la birlikte hangardan çıktığında bina içine girmek için sert adımlarla ilerlemeye başladı. "Yavuz görevden dönmüştür. Üç yılın sonunda seni kanlı canlı karşısında görünce şaşıracaktır. Tepkisi ne olur kestiremiyorum."
Yutkundu Tomris. "Şaşıracağını ben de tahmin ediyorum abi. Ama söylediğin gibi tepkisini kestiremiyorum. Üç yıl boyunca beni ölü olarak bildi."
Bir soluk bıraktı Alparslan. Tomris'in omzuna destek verircesine vurdu. "Endişelenme. Yavuz o ya. Bağırır çağırır sonunda da anlar ne olduğunu."
Tomris yorgun bir soluk bıraktı. Üç yıl aradan sonra Yavuz'un karşısına çıkmak zor gelmişti.
Bina içine Alparslan'la girdiğinde beklemeden Tuğrul'un odasının önüne geldi. Fakat Tuğrul'un odasının önünde hiç kimse yoktu. Bakışlarını Tomris'e çevirdi Alparslan. "Belki harekat merkezindedir." Bir alt kata indiklerinde harekât merkezinin bulunduğu koridora girdiler. Alparslan'ın da tahmin ettiği gibiydi. Tuğrul'un postası harekât merkezinin önünde bekliyordu. Harekat merkezinin önüne geldilerinde içeriye girdiler. Tuğrul ve Songül'ün bakışları gelen iki askere kaydığında Tomris ve Alparslan esas duruşa geçti.
![](https://img.wattpad.com/cover/262890332-288-k967873.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN KALBİM (DÜZENLENİYOR)
Acción❝Gördüğü kâbuslar aslında yaşadığı, yaşayacağı her şeyin habercisiydi.❞ NOT: BU HİKÂYEDE AZINLIKTA OLSA DA ŞİDDET, KÜFÜR VE RAHATSIZ EDİCİ UNSUR BULUNMAKTADIR. ETKİLENECEK OLANLARIN OKUMAMASINI TAVSİYE EDERİM. NOT : BU HİKAYEDEKİ KURUM VE KURULUŞLAR...