Özel Bölüm 1 - Tamer ve Ailesi

4.2K 231 81
                                    

(Üniversiteye başlamadan önceki yılları, henüz Ender'i tanımadığı zamanlarda Tamer)


Genç adam, tavana iç geçirerek bakarken zihninde çözümleyip durduğu matematik problemlerine bir son verdi. Canı çok sıkılıyordu, artık bir şeylerin değişmesini istiyordu ancak yaptığı tek şey üniversite sınavına hazırlanmaktı çünkü bu evden çekip gidebilmesini sağlayacak tek şey üniversiteydi.

Gerçi, şehrini seviyordu. Geceye karışıp, oradan oraya savrulmak hoşuna gidiyordu ancak ailesinin baskısı altında da yeterince yıprandığını düşünüyordu. Gitmek istiyordu, içine şüpheciliğin tohumlarını atan bu ebeveynlerden uzaklaşmak istiyordu.

"Tamer!"

Annesinin uyaran ses tonuyla iç çekti ve "Odamdayım!" diyerek karşılık verdi. Neredeyse yarım saatte bir bu şekilde yoklanıyordu. Annesi yıllar önce babası tarafından terk edilmişti, tabii yaşlı adamın parası bittiği için iki yıl önce geri dönmüştü ama... Annesinin içler acısı durumu değişmemişti.

Her an Tamer'i yokluyor, evden kaçmadığından emin olmak istiyordu çünkü terk edilmek annesini fazlasıyla yaralamıştı. Elbette Tamer de annesi için üzülüyordu ancak kendisi üzerinde kurduğu bu baskı, fazla değil miydi? Tabii ki annesini terk etmeyi düşünmüyordu ama her an kaçabilecekmiş gibi bir davranışa maruz kalması da onu fazlasıyla yoruyordu.

Bu yüzden evden uzaklaşmak istiyordu. Uzunca bir süre annesinin kendini yoklayan sesinden uzak olmak istiyordu çünkü bütün bunlardan sıkılmıştı. Yaşlı adamın gelmesi de bunların üstüne biberdi.

Babası yıllar önce annesini başka bir kadın uğruna terk etmişti, annesi yıkılmıştı ve elinde kalan tek evladına, Tamer'e sıkı sıkıya sarılmıştı ve onu canını çıkarana kadar ilgiye boğmuştu. Yaşlı adamsa, parası bittiğinde kendine tekmeyi basan sevgilisinden ayrılınca eve geri dönmüştü.

Elbette Tamer kapıyı babasının suratına kapatmak istemiş olsa da, annesinin normale dönebileceğini umarak, annesiyle babasının barışmalarını sağlamıştı ancak daha da anormal bir düzene sahip olacağından habersizdi o zamanlar.

Sonrasında bir yandan annesinin baskısı, diğer yandan babasının güya ona rol modellik yapmaya çalışması arasında... Boğulduğunu hissediyordu Tamer.

Annesini ne kadar çok severse sevsin, onu arkasında bırakacak kadar kurtulup kaçmak istiyordu.

Ailesi, ona sevginin gerçek anlamını unutturmuştu çünkü ve kimseyi gerçekten sevemeyeceğine inanmıştı. Annesi her gece oğlunun başucuna oturup, saçlarını okşarken kulağına, "Bu hayatta kimse kimseyi gerçekten sevmez..." diyordu. 

"Her zaman terk ederler."

"İnsanlar terk edildiklerini gördüklerinde parçalanırlar." 

"Beni bir daha parçalamazsın değil mi?"

"Evlatlar ailelerini terk etmezler."

"Anneler çocuklarını asla bırakmazlar."

"Her zaman seninle olacağım oğlum."

"Kimseye inanma. Annene bile."

"Seni bırakmayacağım."

"Herkes yalan söyler. Annen bile."

Tamer'in kabusu olan cümlelerdi bunlar, bir gün bütün insanlığın asla birini sevebilme olanağının olmadığını söylerdi. Bir diğer günse, çok sevdiğini söylerdi. Tutarsızlığı Tamer'in düşüncelerini karıştırıyordu.

Bu yüzden kendisini kötü hissediyordu. Annesini seviyordu, bazen, sevgisinin gerçek olduğunu bile düşünmüyordu çünkü annesi kimseyi sevemeyeceğini söylüyordu. İşte, son yılları böyleydi. Kafa karışıklığı ve can sıkıntılarıyla doluydu hayatı.

Tek kaçışı matematik problemlerinde bulmuştu, sorular onun zihnini yoruyordu. Başka bir şey düşünmesine izin vermiyordu ve rakamlar bütün düşüncelerini yok ediyordu. Tamer bu kaçamağı seviyordu, hocaları onun bu sayısal başarısını fark edince bir anda zihnine üniversite hayallerini de sokmuştu.

Dört ay öncesine kadar üniversite fikri aklında yoktu çünkü annesi ona bu hayali bile kurdurtmamıştı. 

"Üniversite için söylenilen her şey yalan. Orası ayaklarının üstünde durduğun değil de hayatının kaydığı bir yer. Babanla üniversitede tanışmıştım. Hayatım kaymıştı."

Tamer ürpererek yatağından kalktı ve bilgisayarının başına geçerek sosyal medya hesaplarına bakındı. Uzun zamandır asosyalliğin zirvesini yaşadığı için aslında bu hesapları neden kullandığını da bilmiyordu. Twitter'ında tek bir tweet atmamıştı, Instagram'ında sadece bir fotoğraf paylaşmıştı, ki onu da annesi istemişti bunlar dışında aktif bir şekilde kullandığı tek hesap blog sayfasıydı. O da sosyal medya hesabı sayılmazdı.

Orada yaptığı tek şey rasgele çektiği fotoğraflara efekt eklemek ve filtrelerle oynayıp, paylaşmaktı. Neredeyse hiç tıklanması yoktu ama hoşuna gidiyordu. Anlamsız fotoğrafları sonsuza dek 1 ve 0'ın arasına sıkıştırıyordu.

"Tamer, baban geldi. Akşam yemeğini yiyelim," diyerek aniden odasına dalan annesine yavaşça döndü Tamer. Yapmaya alışık olduğu sakin ve sahte gülümseyişini takınarak laptobunun kapağını indirdi ve sandalyesinden kalktı.

Annesini ikiletmek gibi bir hatayı bugüne dek hiç yapmamıştı, bugün de yapmayacaktı.

Kapıya ulaştığında, annesi koluna girerek başını oğlunun omzuna koydu ve "Yanımda olduğun için çok mutluyum," dedi.

Tamer içinden, "Ben değilim," dese de, "Her zaman seninleydim anne," dedi.

Salona geçtiklerinde babası çoktan masaya yerleşmişti. Annesi de yerine otururken, Tamer masadaki köşesine geçip hızlıca yemeğine gömüldü. Masada daha fazla oyalanmak istemiyordu, odasına gidip yarım kalan kolajına devam etmek onun için daha cazipti.

"Derslerin nasıl gidiyor?" diye sordu babası.

"İyi."

"Var mı aklında bir üniversite?" Tamer babasının sorusuyla başını kaldırdığında, annesi konuştu. "Tamer evde kalacak."

"Hayatını yaşamasına izin ver çocuğun."

Tamer gözlerini devirdi, işte yine başlıyorlardı. Geliyordu kavga...

Dişlerini gacırdatarak masadan kalktı ve "Midem kötü, uyumak istiyorum," dedi ve hızla salondan ayrıldı. Annesiyle babası kavgalarına daldıkları için Tamer'in masadan ayrıldığını fark etmemişlerdi bile.

Tamer kapısını ardından kapatıp, sırtını kapıya yasladı ve "Var mıdır kendinden kaçıp, sevdiği kişi gibi davranabilen?" diye sordu kendi kendine.

"Bu dünyada, sadece benim sevebileceğim birisi var mıdır?"

Sırtı kapıdan kayarken, yavaşça yere çöktü ve başını dizlerine yaslarken ağladı. "Sadece benim seveceğim birini istiyorum. Sadece benim..." diye fısıldadı. Çünkü annesi her gece ona böyle derdi. "Sen sadece benim sevebileceğim bir çocuksun."

Tamer, sadece kendisinin sevebileceği bir kişi olsun istiyordu. Onun tarafından da sevilmek... Artık annesi tarafından sevilmek istemiyordu.




hehehe daha önce tahmin etmiş miydiniz bilemiyorum ama Tamer'in evi sorunlu bir evdi, ve takıntılı bir karakter olması da ailesinden kaynaklıydı bu yüzden sizin isteğinizi göz önünde bulundurdum ve bu şekilde bir özel bölüm yazdım :>

Ayrıca, bana bu şekilde yön göstermeniz de hoşuma gitti, bu satıra özel bölüm yazabileceğim konular bırakırsanız sevinirim >.<



Bilinmeyen | bxb ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin