Özel Bölüm 3 - Tamer ve Ender

2.8K 192 53
                                    

(Bir önceki bölümde ilk karşılaşma anlarını gördük ve bölüm başlıklarına dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama Tamer o sırada adını bilmediği için Ender, onun için "O Kişi" idi. Şimdiyse Ender. Yani, artık Tamer'in dikkatinin uyandığını ve sonrasında neler olduğunu görelim bakalım... Ender'e yazmasına daha iki yıl olduğunu unutmayın...)


Tamer bir sonraki hafta, tamamen ayık bir kafayla derse gitme kararı almıştı.

Bunun için sebepleri vardı elbette. Öncelikle, geçen haftaki devamsızlığı hakkında profesöre yalakalık yapması gerekiyordu (evet hâlâ devamsızlık yaptığını sanıyor...) ikinci olaraksa, o kişi vardı.

O kişi hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordu, kendisinde merak uyandıran şeyin ne olduğunu merak ediyordu ve bu merakın peşinden sürüklenmeye hazır hissediyordu kendisini. Ne de olsa, artık sürekli ona seslenen annesi yoktu, bir şekilde tamamen yalnız kalmayı başarmıştı. Çok başarılı olduğu üniversitesinde ikinci yılına başlamak üzereydi.

İlk dönemde o kadar başarılı olmuştu ki, ikinci dönem üst sınıftan ders almaya başlamıştı. Kısacası, kendisi için tamamen yükseliş anıydı ve bunların arasında, heyecanlanacağı şeyler de arıyordu.

O da, O Kişi olmuştu işte.

O ifadelerin anlamını çözmeliydi. Neden öyle bir anda iki farklı yüze sahip olmuştu, ne değişmişti de saniyeler içinde çatılan kaşları güleç bir ifadeye dönüşmüştü. Tamer böyle şeyleri fark ederdi, sonuçta annesiyle yalnız geçirdiği yıllar, annesini anlayabilmek için onun yüzünü okumuştu. Modlarını öğrenmiş, ona göre davranmıştı.

Bu yüzden Tamer'in hayatında her şey kontrolden ibaretti. Kontrol etmeliydi, karşısına çıkan O Kişi'nin ifadelerini de bu yüzden merak ediyordu. Farklı olan şey neydi? Kontrol edemediği ne kaçmıştı dikkatinden.

Hem bunca insan Tamer'in ters tarafına denk geldiğinde anında oradan sıvışırken, arkada kalan neden O Kişi olmuştu da Tamer sırtını dönüp çekip gitmişti?

Çok fazla soru vardı Tamer'in kafasında ve cevaplarını bulmadan peşini bırakmaya niyeti yok gibiydi.

Bu yüzden sınıftan içeriye girdiğinde, gözleri etrafı hızla taradı ve O Kişi'yi bulduğunda rahatladı. En azından aynı sınıftalardı, bir de tüm fakültede onun sınıfını aramak zorunda değildi. En önde oturuyordu, acaba bunca zamandır neden fark edememişti onu?

Tamer derin bir nefes alarak çocuğun yanından geçti ancak çocuk onun farkına bile varmamıştı. Arkadaşlarıyla sohbete öyle bir gömülmüştü ki, başka hiçbir şeyin farkında olamayacak kadar neşeli görünüyordu.

Bir arka sırasına otururken, Tamer kendi kendine "Pekâlâ..." dedi ve konuşmalarına kulak kabarttı.

"Ve sonra bum, asla hayal edemeyeceğiniz bir şey oldu..." dedi O Kişi, sürekli güldüğü için boğuk konuşuyordu. Yanındaki kız hafifçe oğlana yanaşarak, cilveli bir sesle, "Ne oldu?" diye sordu.

"Hiçbir şey... Gerçekten hiçbir şey olmadı, adam düştüğü gibi kalktı ve dümdüz yürümeye devam etti..." diyerek elini masaya vurdu ve bir anda masadan kalkarak, "Biraz dışarı çıkmam lazım," dedi. Bu sırada telefonunun ekranına baktı. "Derse daha on beş dakika var, beş dakika kala gelmiş olurum yerimi kaptırmayın..." diyerek arkadaşlarını geride bıraktı ve sınıftan çıktı.

Tamer gözlerini çocuğa dikmiş, onun sınıftan çıkışını izliyordu. Bir an peşine takılmayı düşündü ancak budan vazgeçti çünkü arkadaşları konuşmaya başlamıştı. Onları dinleyerek O Kişi hakkında bir şeyler öğrenebilirdi belki.

"Fark ettin mi? Son zamanlarda biraz dalgın gibi..." dedi kız, yanındaki oğlana.

"Evet, Salih'te bir şeyler var... Geçen haftanın başından beri bir tuhaf davranıyor..." diyerek onayladı oğlan.

Tamer başını yana eğerek kapıya bakmaya devam etti. Arkadaşlarının fark ettiği tuhaflık, acaba Tamer'in de gördüğü o hızlı ifade değişimleri miydi?

"Aman canım..." dedi kız, "Her neyse, ne de olsa aynı Salih işte. Arada depresif moda giriyordur..." diyerek konunun üstünde durmadı ve başka bir konu hakkında konuşmaya başladılar. Tamer de bu sırada sırasından kalkıp sınıftan çıktı ve adını biraz önce öğrendiği Salih'in nereye gitmiş olabileceğini araştırmaya koyuldu.

Aklına ilk lavabo gelse de, bunu hızlıca kafasından attı. Bu mevsimde havalar böylesine güzelken kimse kendini leş lavabolara kapatmazdı. Bu yüzden fakültenin ana kapısına doğru ilerlemeye başladı.

Tam kapıya ulaşmak üzereydi ki, koridorun camından o kişiyi gördü. Gözleri anında çocuğun yüzüne kilitlendi. Donuk bir ifade ile yerde bir şeye bakıyordu ancak Tamer bu uzaklıktan neye baktığını seçemiyordu. O kişi bir süre hareketsizce kaldı ve sonra irkilerek telefonu çıkarttı.

Ekranda her ne gördüyse, sırtını duvara yaslayarak yere kaydı ve yüzünü ellerinin arasına gömerek dizlerine yasladı anlını. Bu sahnenin ne kadar yürek burkucu olduğunu Tamer çok iyi biliyordu. Yıllarca odasının kapısı önünde çökmüş, annesinin baskısının ağırlığı yüzünden nefes alamadığı için hıçkırarak ağlamıştı.

Şimdiyse omuzları titreyen O Kişi'yi düşünüyordu. Onu bu hale getiren şey neydi?

Dakikalar öyle sürüp giderken, O Kişi aniden başını kaldırdı ve ileriye baktı. Biraz önceki davranışlarının aksine şimdi yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve bu, Tamer'in irkilmesine neden oldu. Az önce ağlamıyor muydu o? Şimdi nasıl öyle gülebiliyordu?

Tamer neler olduğunu anlayamadı, O Kişi ise çoktan üstünü silkeleyip fakültenin ana kapısına doğru ilerlemeye başlamıştı. 

Tamer, O Kişiye yakalanmamak için hemen sınıfa geçti ve o kişi ile arkadaşlarının arka sırasındaki çantasını alarak en arkalarda bir sıra kaptı kendine. Sırasında yerleştikten sonra gözlerini kapıya dikti ve o kişinin kapıdan geçmesini bekledi.

Birkaç dakika sonra beklediği oldu, o kişi kapıdan geçti. Gözleri hafifçe kızarmıştı ama yüzünde içten, fazlasıyla doğal bir gülümseme vardı. Tamer bunun ne kadar tuhaf olduğunu düşünmeye başladı.

Evet, kesinlikle o çocukta bir şeyler vardı ve artık onu izlemeye kesinlikle karar vermişti.

Birkaç dakika sonrasında ise sınıfa giren öğretim görevlisiyle birlikte ders başladı. Her sıradan bir kağıt çıkarak, en arkaya doğru dolanmaya başladı. Kağıt Salih'in önünden geçti. Yanındaki kıza uzattı, Tamer o noktadan sonra kişileri saymaya başladı.

Onun tam adını öğrenmek için güzel bir fırsattı.

Uzun sayılmayacak bir bekleyişin ardından kağıt Tamer'in önüne geldi. Hızlıca Salih ismini buldu, başka bir Salih araya kaynamadığı için saydığı kişiler boşa gitmişti. Hafifçe gülümserken, işaret parmağını O Kişi'nin daha doğrusu, Ender'in isminin üzerinden kaydırdı.

Hafif nemli mürekkep yana doğru silik bir iz bıraktığında, Tamer gülümseyerek isme bakmaya devam etti.

Salih Ender Mengi.

Ender bir çekiciliği vardı ve artık Tamer'in merak ağına düşmüştü...



euheuhue

selamlar :> olayların gelişim aşamasını Ender'in gözünden biliyorsunuz zaten şu an Tamer'in gözünden öncesini yazıyorum :> takıntılı Tamer ve kendi kişilikleriyle savaş halinde olan Ender... Nasıllar ama?

Bilinmeyen | bxb ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin