Bölüm 7

9.4K 664 90
                                    

Yatağımda Tamer'le karşılıklı oturuyoruz. Evet, ben sırtımı yatak başlığına yaslanmış yatağımın ayak ucunda sırtını duvara vermiş olan Tamer'e bakıyordum ve o da bana bakıyordu, kısacası karşılıklı bakışıyoruz.

Evimden gitmesini, normal sohbet etmemiz için önce normal bir arkadaşlık kurmamız gerektiğini söyledim. O ise bunu kabul etmeyerek, "Söylediğim her şeyde ciddiyim," dedi. Elindeki anahtarla kapıyı kilitledi ve odaya geri dönerek tam karşıma oturdu.

Ah bu arada telefonuma mesaj gelince, "Telefon kullanman da yasak. Bugünden sonra sadece birbirimiz için varız," dedi ve telefonuma da el koydu.

Kısacası, ne kadar anlaşmaya varmaya çalışsam da uzlaşamamıştık. O istediğini yapıyordu, beni hayatımdan alıkoyuyordu.

Yani, bir insan kendi evine kaçırılabiliyorsa şu an kaçırıldığımı söyleyebilirim.

İşin komik yanı, tüm hata bende. Ne diye perde alıyorum? Neden aç yüzünü diye tutturup adamı başıma musallat ediyorum ki?

Gerçi içimden bu konu hakkında kendime ne kadar kızsam da er ya da geç böyle bir duruma düşeceğimiz zaten belliydi. Bir kere Tamer manyaktı, obsesif bir şekilde beni kendine takıntı yapmıştı.

"Ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda, gözlerimi kırpıştırdım ve "Uyursam bana dokunur musun falan diye düşünüyorum," dedim. Açıkçası kapıdan çıkmaya çalıştığım sıra beni yakalayıp da ellemeye başlayınca bu düşünce de kafamda büyüyüp gitmeye başlamıştı.

Sapık zihniyetli bir insanla aynı ortamda bulunmak başka şeylerin de olabileceği uyarılarını yolluyordu bana.

"Hayır, seninle anlaştık. Sen istemediğin sürece sana dokunmayacağım," dedi ve sanki gülümsemesi güven verirmiş gibi hafifçe gülümsedi. Fakat benim içimde zerre güven uyandırmıyordu.

"Pekala, söz ver... Uykusuzluktan başım çatlamaya başladı uyumak istiyorum," dediğimde yataktan kalktı ve yanıma gelerek elini başıma koydu. Hafifçe saçımı okşarken, "İyi uykular Ender," diyerek eğildi ve beni öpmek için bir harekette bulundu.

Hızla geri çekildiğimde göz göze gelmiştik. Bana kırgınlıkla bakarken hafifçe gülümsedi, "Yine fazla hızlı hareket etmiş olmalıyım... Üzgünüm, başımı döndürüyorsun kendime engel olamıyorum," diyerek geri çekildi ve odamdaki çalışma masasına yerleşti.

"Uyuyabilirsin," dediğinde, kendince rahat bir pozisyon alıp, gözlerini bana dikti.

"Beni mi izleyeceksin?" diye sordum.

Başını onaylarcasına salladığında ona sırtımı dönerek yorganımı kafama kadar çektim ve kendi kendime küfrettim. Uykum vardı, uyumak istiyordum ama bu adam beni izlerken nasıl uyuyacaktım ki ben?

Birkaç tur yatağımda döndüğümde, "Rahat değil misin?" diye sordu.

Sinirlerime hakim olamayarak, "Beni izliyorsun, nasıl rahat olabilirim?" diye homurdandım. Tabii homurdanmamın üstünden saniyeler geçmeden yatağımın ayakucu çöktü ve ben de aynı hızla yatağımda doğrularak ayakucumdaki Tamer'e baktım.

"Birlikte uyuyalım o zaman?" dedi sorarcasına. Ona boş bakışlarım eşliğinde, "Ciddi misin?" diye sorduğumda, başını onaylarcasına salladı.

"Bunu kabul edeceğime inanıyor musun cidden?" diyerek, bir soru daha yönelttiğimde hafifçe gülümsedi ve "Beni reddemeyeceğini biliyorum," dedikten hemen sonra duvarla arama girerek yanıma uzandı.

Şaşkınlıkla ona baktığımda, elini boynuma atıp beni sırt üstü yatağa yapıştırdı ve "Söz veriyorum sana bir şey yapmayacağım. Sarılmayacağım bile... Sadece yan yana uyuyacağız, o kadar," dedi.

Sırt üstü, boynumda onun kolu varken gözlerimi tavana diktim. Ağlamak istemiyordum ama boğazıma koca bir yumru yerleşmişti. Lanet olası herif, lanet olası!

Bana nasıl bir cehennem yaşatıyor farkında mı?

Bilinmeyen | bxb ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin