Hava çoktan kararmış, lakin şehir daha da hareketlenmişti. Haberlerde uygulanacak ilk Arınma Gecesi'nin detaylarından bahsediliyordu.
Hepsi altı senedir bu olaya tanıklık ettikleri için oturup haber izlemek yerine odalara dağılıp düşünmeye çalışmak daha mantıklı gelmişti.
Chaeryeong güç bela söylemeyi başardıkları pizza dilimini bir lokma almadan geri kutuya bırakıp arkasına yaslandı.
Yeji ve Ryujin uyuduğu için yalnız oturuyordu. Ellerini ıslak mendille silip ayağa kalktı.
Odanın anahtarını alıp sessizce, parmak uçlarında yataktan kalktı. Kapıyı çekip odadan çıktı. Nereye gideceğini bilmiyordu ama yatakta sessiz sessiz oturmak çok bunaltmıştı.
Ceketinin kapüşonunu kafasına geçirip bakışlarını yerden kaldırmadan ilerlemeye devam etti.
Pansiyonu gezmeye karar verip merdivenlere yöneldi.
Zaten fazla yüksek olmayan binanın son katına ulaştığında üstüne boydan boya bir gölgelik yerleştirilmiş çatı katıyla karşılaştı. Belirli aralıklarla da dört kişilik masalar kondurulmuştu. Yan tarafta da bir içecek ve atıştırmalık tezgahı vardı.
Masaları es geçip parmaklık demirlerine doğru adımladı. Görüş açısına giren parmaklıklar dışında biri daha vardı. Jisung kollarını parmaklıklara yaslamış gökyüzünü seyrediyordu.
Hava bugün açıktı. Şehrin bütün ışıklarına rağmen yıldızlar seçilebiliyordu, havada ise yarım ay vardı.
Yanına adımlayıp onun gibi kollarını demirlere yasladı.
Jisung doğrudan bakışlarını ona çevirmese de yanına gelenin o olduğunu hissetmişti. "Hep geceleri çatıda karşılaşıyoruz." dedi.
Chaeryeong kafasını salladı. "Uyumak son zamanlarda daha da zorlaştı." diye mırıldandı.
Jisung da kafasını salladı.
Bakışlarını gökyüzündeki yıldızlardan aşağıya, caddede koşturan insanlara çevirdi. Tam yolun karşısındaki market dolup taşmıştı. Ana cadde boyunca da silah satan insanlar halkın dikkatini çekmeye çalışıyordu. "Sence ne olacak?" diye sordu Jisung umutsuzlukla.
Chaeryeong kafasını iki yana salladı. Caddeyi incelerken "Bilmiyorum." dedi.
Hiçbiri bilmiyordu. Öyle ki, televizyonda Arınma'nın detaylarını ezberlemiş olmasına rağmen dinleyen Chris'in bile en ufak bir fikri yoktu.
"Belki de teslim olmalıyız." dedi Jisung. "Sadece kendimizce haklıyız, bizi kimse dinlemiyor bile! Bir halt beceremedik. Hâlâ insanlar ölmeye devam ediyor."
Chaeryeong bir anlığına bakışlarını Jisung'a çevirdi. Göz pınarlarındaki yaşlar ay ışığı altında parlayarak kendini belli ediyordu. Aynı zamanda da öfkeli gözüküyordu.
Boğazı düğümlenmiş gibiydi. O haklıydı. Başlarına ne geleceği fazla belirsizdi ve bu belirsizlik insanı tüketiyordu, yoruyordu. Aynı zamanda da paniğe kapılmasına sebep oluyordu. En ufak bir fikirlerinin dahi olmayışı ise çok daha zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Purge: ESCAPE || SKZ × ITZY
Fanfiction-"The Purge" serisi, ikinci kitaptır. 「Senede bir defa, akşam 19.00'dan, sabah 07.00'a kadarki 12 saatlik zaman diliminde bütün suçlar yasal sayılır. İsteyen istediğini öldürür, istediği yeri soyar; bu zaman dilimi içinde hiçbir kurum hizmet vermez...