n i n e

1.5K 174 647
                                    

Chris anında kapıya koşarken Hyunjin hâlâ Changbin'le vedalaşamamıştı.

Chris kapı deliğine eğildi. Kapıya vuranların suratları tam net olarak seçilemese de kim olduklarını anlamak çok zor değildi. Kim olduklarını anlamak zorunda da değillerdi gerçi, peşlerindeler ve kendilerinin işini bitirmek istiyorlardı. Bu kadarını bilmek bile kaçmak için geçerli bir sebepti.

Göz yaşlarını elinin tersiyle silmeye çalışıp burnunu çekerek yeniden salona döndü. "Gitmemiz gerek."

Jisung göz yaşları arasında zar zor nefes alarak "Yangın merdivenleri..." dedi. "Arka tarafta yangın merdiveni olması gerek."

"Tamam, kalkın. Gitmemiz gerek." diyerek hemen önünde, yere çökmüş Jeongin ve Seungmin'i kolundan tutup kaldırdı.

Yavaş yavaş arka tarafa doğru ilerlemeye başladıkları sırada Hyunjin Changbin'den ayrıldı ve kolunun altına girerek onu da kaldırmaya niyetlendi.

Chris onu durdurdu. "Onu götüremeyiz Hyunjin, biliyorsun."

Hyunjin kızarmış gözlerini Chris'e çıkarıp kararlılıkla kafasını iki yana salladı. "Hayır, onu burada bırakmam."

"Hyunjin," derken gözleri yeniden dolmuştu Chris'in. "İşleri zorlaştırma, lütfen. Hepimiz için zor. Ama lütfen. Gitmemiz gerek."

"Bir an için her şey hakkında sen karar vermeyi bıraksan olmaz mı?" diyerek sesini yükseltti Hyunjin.

Chris bu çıkışını üzüntüsüne vererek bir şey demedi. Hepsi fazlasıyla dağılmış hâldeydi. Sonuçta Changbin küçüklüğünden beri hepsinin tanıdığı biriydi ve fazla yakınlardı. Ama Hyunjin ve Changbin'in arası hep biraz daha yakın gibiydi. Çoğunlukla atışsalar da en iyi anlaşan onlar gibiydi. Birbirlerini en iyi anlayan onlardı.

"Hyunjin-"

"Ben onu burada bırakmam, tamam mı? Bulunduğumuz şartlar umurumda değil." dedi Hyunjin. Bakışlarını yeniden Changbin'e çevirdi. Yanaklarından birkaç damla daha yaş süzülürken "İyi bir vedayı hak ediyor." dedi.

Chris elleriyle gözlerini perdeleyip birkaç damla yaş daha akıttığında arka taraftan Minho'nun sesini işitti. "Gelmiyor musunuz?"

Ona yanıt vermeden yeniden Hyunjin'e döndü. "Changbin'i yanımızda götüremeyiz Hyunjin. Lütfen. İşleri zorlaştırma, lütfen."

"Neden!" diye bağırdı Hyunjin. "Lanet olsun! Ondan ayrılmayı ben istemedim."

"Ben istedim mi zannediyorsun!" diye geri bağırdı Chris. "Ben böyle olsun ister miydim?" dedi hıçkırıkları arasından. "O yüzden şimdi onu düzgün bir yere bırak."

Hyunjin, görüş açısı göz yaşlarından dolayı tamamen bulanık hâle gelirken kafasını iki yana salladı.

Chris tekrardan "Hyunjin." dedi. Bu sırada kapının dışındakiler kilidi kırmışlardı.
"Gidelim artık. Hepimiz öleceğiz, anlasana!"

Hyunjin en sonunda pes ederek Changbin'i yere bıraktı. Oturur pozisyona getirdi ve sırtını duvara yasladı. Changbin'in silahını ve cebindeki telefonunu alıp yeniden ayağa kalkmıştı ki göğsündeki kanla kaplı üç delik izini gördü.

The Purge: ESCAPE || SKZ × ITZYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin